Türklerin IX. yy’da İslâm dinini kabul etmelerinden önceki dönemlere özgü heykel niteliği taşıyan yapıtlarla ilgili araştırmalar, günümüzde belli bir düzeyi bulmakla birlikte henüz yeterli değildir. Orta Sibirya’da Baykal gölü yakınlarında ve Tarım havzasında ele geçirilen buluntular, ilk heykel örneklerinin Uzakdoğu etkileriyle karışık Şaman inançlarına dayandığını ve dinsel amaçlara bağlı bulunduğunu kanıtlar. Bunlar arasında, bir kadın […]
Ansiklopedi
Güvenirliliği kabul görmüş, ansiklopedilerden derlenmiş ansiklopedik bilgiler.
Amerika Kızılderililerinin, Afrika’da yaşayan bazı zenci halkların ve Okyanusya yerlilerinin yaptıkları heykellerin de, tıpkı Kolomb öncesi topluluklardaki gibi, kimin elinden çıktığı bilinmez. Ama bunlar çoğunlukla, üslubu belirleyen toplum ve kültür çerçevesi içinde daha az klişeleşmiş bir görünüm sunarlar. Benin sanatından yola çıkarak Nijerya kabilelerinde (Ekoi, Ibo, Yoruba, vb.) ya da eski Kongo kabilelerinde (Bajokve, Bakuba, […]
Kolomb öncesi dönemde yaşamış halkların heykel sanatı, bir güzellik ideali araştırmasının anlatımı sayılamaz. Maya, Toltek ve Aztek sanatları, belli bir insan düşüncesinden yola çıkarak insana ulaşmaktan çok uzaktırlar ve tümü de mitlerden doğar, mitlere ulaşırlar; her birinin kendine özgü belirgin ve apayrı bir üslubunun olması, Kolomb öncesi dönemde yaşamış olan sanatçıların, loncalar halinde örgütlenmiş olmalarından […]
Eski Çin sanatlarının Japonya üstündeki derin etkisine karşılık, Japon sanatı, Batı dünyasının duygu ve düşüncesine daha açık gibidir. Bu belki de Japonya’nın, bireye ve bireysel kültüre Çin’den çok daha fazla yer vermiş olmasındandır. Japon heykelcilerin daha çok oyulmuş ya da kalemle çizilmiş olan yapıtları, tinselliğin izlerini taşıyan bir estetik duygusunun anlatımıdır ve kuşkusuz insan bedeninin […]
Çin’in dinsel ilkeleri ve Çin düşüncesi genel olarak Batı dünyasının dinine ve düşünce biçimine uymaz. Hiç bir zaman insan bedeni Çinli heykelcilerin ve ressamların ilgisini çekmemiştir; Çin simgeciliği Batı’ya özgü insan merkezciliği yadsır ve Avrupa ve Çin sanatlarının kökenleri arasında bir koşutluk kurmak olanaksızdır. Uzak doğu kültürünün gerçek potası olan Çin’de, İ.S. I. yy’ın ortalarına […]
Batı uygarlığı çerçevesinden çıkılıp, Mercek insanoğlunun değişik düşünce ve eylem biçimleriyle kendini belirlediği bölgelere göz atıldığında, her şeyin değiştiği görülür. İnançların temel kaynakları ve doğurdukları değişik heykel türleri artık birbirinin aynı olmaktan çıkar. Hindistan’da, heykel sanatı, çok erken tarihlerde, Batı kültürüne özgü biçimlere yakın örnekler sundu. Büyük İskender’in fetihleri sırasında (İ.Ö. 325) bu topraklara getirilen […]
Heykel yapma sanatı. Heykelcilik Tarihi Arkeoloji çalışmaları sonunda gün ışığına çıkarılan sanatsal etkinliklerin ilk izlerinin Üst Paleolitik dönemden kalma olduğu anlaşılmıştır. Bunlar çok şişman ve cinsel özellikleri aşırı belirgin kadın heykelcikleri ile kayalar üstüne kazınmış duvar resimleriydi. Ancak, söz konusu dönemde, biçimleri uzanıda üç boyutlu olarak gösterme sanatının, bunların görüntülerini bir düzlem üstüne yansıtma sanatından […]
Kişinin, uyum sağlayamadığı ya da kötü uyum sağladığı bir durumda, kassal ve ruhsal gücünde meydana gelen ani boşalma. Heyecan, kişiye, alışılmamış bir durum karşısında sinirsel ve hareketsel yedek enerji kaynaklarını kullanma olanağı sağlar. Ama, korku, kolaylıkla üstesinden gelinebilecek durumlarda kişiyi hareket edemez hale getirip uyum olanaklarından alıkoyabilir. Heyecan, ancak bu ikili özelliği dikkate alınırsa, heyecana […]
Belli bir yapısı olan bir ya da birden çok kümenin öğelerinin kendi aralarında birleşmesini sağlayan kurallar bütünü. Hesap her ne kadar bütün matematik alanına yayıldıysa da, alışılması başlangıçta güç, yayılması da son derece yavaş olmuş, yazılı hesap uygulaması uzun süre, seçkin bir topluluğun ayrıcalığı olarak kalmıştır. Parmak Hesabı İnsan, sayma işlemine ilk olarak parmak hesabıyla […]
Alman fizikçisi (Hamburg, 1857- Bonn, 1894). Berlin Üniversitesinin fizik laboratuvarında çalışmaya başladığı sıralarda Alman fizikçisi Helmholtz’un dikkatini çeken, daha sonra Karlsruhe Yüksek Teknik Okulu’nda (1885) ve Bonn Üniversitesinde profesör olan Heinrich Rudolf Hertz, 1887’de sarmal biçimde dolanmış iletken bir tel ve yüklü bir kondansatörden oluşmuş bir bobini seri halde bağlayarak elektromagnetik dalgaların üretilebileceğini gösterdi; kondansatörün […]
Son Yorumlar