Moskova ve Rusya büyük prensi (Moskova, 1440 – Moskova, 1505).
Babası Vasiliy II’den sonra 1462’de yönetimi eline alan ve 1505’e kadar hüküm süren Büyük İvan III Vasiliyeviç döneminde Büyük Moskova Prensliği giderek önem kazandı ve zamanla bir Rus devleti haline geldi. Savaşçıdan çok siyasetçi olan İvan III, bir yandan Rusya’da toprak edinirken, öte yandan da özellikle Doğu’da görüşmeleri sürdürdü. Hükümdarlığı döneminde, sınırları henüz 1462’de 750.000 km2’ye ulaşmış bulunan ve bu nedenle, daha sonra Novgorod ve Pskov gibi egemenliği altına girecek olan Tver (Kalinin) ile Ryazan büyük prensliklerini çok geride bırakan Moskova önem kazandı.
1463’ten başlayarak İvan III, barışçı yollarla Yaroslavl kentini kendi topraklarına kattı, ardından Kazan Hanlığı’nın dağılmasında rol oynadı ve Rus sınırlarını güvenlik altına alan bir barışı kabul ettirdi. İvan III, Polonya kralı Kazimierz IV ile bir ittifak oluşturan Novgorod’a karşı, güçlü bir ordu göndererek kenti bozguna uğrattı (1471); ağır bir vergi ve bağımlılık isteminde bulundu.
1472 yılında Doğu Roma imparatoru sonuncu basileus’un yeğeni Sophia Palaiologos’la evlendi; böylece imparatorluk haklarının mirasçısı oldu. Bu tarihten sonra Yunanlı aydınlar, İtalyan sanatçılar Moskova’ya akın ettiler. Moskova’da Kremlin’in ilk surları (1485-1508) ile Granovitaya Palata (Façetalı Saray) bu dönemde yaptırıldı.
Aynı zamanda iki büyük tasarı birbirini izledi: Bunlardan ilki, XI. yy’da, Moğol istilasından beri Rusya’da bulunan Altınordu Devleti’nin ortadan kaldırılmasıydı; İkincisiyse Rusya’yı batıdan tehdit eden yeni güç Litvanya’yla ilgiliydi.
Birinci tasarı birçok aşamada gerçekleşti. Kırım ham Mengli Giray’la bağlantı kuran İvan III, 1480’de Altınordu ham Ahmet’i bozguna uğrattı, ardından 1491’de Ahmet’in oğulları tarafından tehdit edilen Mengli’yi kurtardı, Mengli de 1502’de son Moğol hanını yendi; bu da Altınordu Devleti’nin çökmesine neden oldu, ikinci tasarının gerçekleşmesi de, aşamalı oldu. İvan III Litvanya’yı, Yukarı Oka’nın uç eyaletleri Novgorod ve Trever gibi dayanaklardan yoksun bıraktıktan sonra, 1492’de ülkeyi istila etti. 1503’te de amaçlarına ulaştı. Bütün Rusya’nın hakimi olarak ortaya çıktı; Roma, Milano, Venedik’le, Hansa ve Töton şövalyeleriyle, Danimarka ve Macaristan’la, Friedrich III ve Maximilian gibi imparatorlarla görüşmeler yaptı. İvan III’ün egemenliği sırasında, Rusya Batı’da olduğu kadar Doğu’da da varlığım duyurdu.
Ülke içindeyse, İvan III boyarların düşüncelerine karşın ülkeyi salt hükümdar olarak yönetti, kölelik biçimlerini resmileştirdi.
Son Yorumlar