Martinik, Atlas Okyanusu’nda, Küçük Antiller’ de (Rüzgâr adaları) ada.
Fransa’ya bağlı bir denizaşırı yönetim bölgesi olan Martinik, Guadeloupe’tan 130 km kadar uzakta, Dominik ve Saint-Lucia (İngiltere’ve bağlı) adaları arasına yer alır.
Coğrafya
Uzunluğu en fazla 65 km’yi, genişliği de 24 km’yi bulan Martinik’te hemen hemen tümü de kıyıya yakm bulunan ve en önemlisi Lamentin ovası olan düzlükler adanın üçte birini kaplar: Yükseklik, kıyı kesiminden dağlara doğru ilerledikçe aşamalı olarak artar; dağlar, güneyden kuzeye giderek gençleşen ve iç kesimleri kaplayan üç tür volkanik oluşumdan meydana gelmiştir. Bunların son derece girintili çıkıntılı kıyıya ulaşan birçok uzantısı burunlar ve yarımadalar oluşturur: En uzunu olan Caravelle yarımadası 10 km’dir. En yüksek doruklar olan Pelee dağı (1 463 m; 1902’de püskürerek Saint-Pierre kentinin ve 28 000 kişinin yok olmasına yol açmıştır) ve Carbet tepesi (1196 m) adanın kuzeyinde yer alır; öte yandan güneyde, yükselti hiçbir yerde 500 m’yi geçmez. Adada akarsular boldur ve çoğunluğu sel rejimlidir. En uzun ırmak olan Lezarde, ancak 28 km’dir. Üç ırmakta yer yer ulaşım yapılabilir: Pilote, Salee ve Lamentin ırmakları. Toprakları verimsiz olan adada sürekli sıcak ve nemli bir iklim egemendir; iç kesimlerdeki yaylalardaysa sağlığa daha elverişli bir duruma gelir; kıyılarda 4 “C’tan daha düşük oynamalar gösteren ortalama sıcaklık 26 °C’tır.
Tarih
1493’te Avrupalılar tarafından keşfedilen Martinik (Karayip dilinde Madiana) ancak 1635’te Pierre Belain d’Esnambuc tarafından ele geçirildi. Martinik 1740’a kadar zenci köle tüccarlarının baş müşterisi olduğu için köle ticaretiyle birlikte XVII. ve XVIII. yy’larda adanın nüfusu hızla arttı. Deniz ve sömürge savaşları sırasında İngilizler ve HollandalIların işgaline uğradıktan sonra 20 Eylül 1815 anlaşmasıyla kesin olarak Fransa’ya geçti. Meksika seferi sırasında (1862- 1867), Fortde-France limanı Fransız donanmasına erzak ve cephane üssü olarak hizmet etti. Birinci Dünya savaşı sırasındaysa Fransız donanmasının Antiller’deki üssü oldu. Toplumdaki bütün tabakaların günümüzde de izlerini taşıdığı kölelik, 27 Nisan 1848 kararnamesiyle kaldırıldı ve özgürlüklerini kazanan zencilere oy hakkı tanındı. Ne var ki sömürgelerde yaşayan beyazlar bu uygulamaya karşı çıkınca, oy hakkı geri alındı; hükümet, Napoleon III zamanında yerel meclislerin yönetimsel ve siyasal görevlerini geliştirdi. III. Cumhuriyet’le zencilerin medeni hakları geri verildi ve 1875’te parlamentoda temsil edilmeleri sağlandı. Ada, köle ayaklanmalarıyla, köleliğe karşı gösterilerle, genel grevlerle sürekli sarsıldı. 1934’te Fortde-France üstüne bir yürüyüş yapıldı; 1963’ten sonra da sürekli karışıklıklar başgösterdi. 1977’den sonra adada Martinikliler ile adadaki Fransızlan karşı karşıya getiren ırkçı nitelikte şiddet olayları hızlandı. Eşitsizlikler, iş alanlarının kıtlığı, Fransa’ya kitleler halinde işçi göçü ve halkın, ülkenin özerkliğini elde etmesine yönelik istekleri, kimi zaman şiddetli siyasal ve toplumsal gerginlikler yarattı. Adanın siyasal önderi, Fort-de-France milletvekili ve Martinik İlerici Partisi’nin başkanı olan Aime Cesaire de, özerklik isteğinde bulunmaya başladı.
Temmuz 1979’da dok işçilerinin grevi büyük toplumsal ve iktisadi sorunlar yarattı; Fort-de-France’ta liman hizmetleri durduruldu ve birçok gemi, yükünü boşaltamadan limandan ayrılmak zorunda kaldı. 29 Ağustos 1979’da David siklonu, çokbüyükzararlara yol açarak adanın durumunu daha da güçleştirdi.
Fransız hükümetinin adayı daha özerk kılmak için başlattığı girişimler çerçevesinde 1982’de Martinik’te bölgesel bir konsey kuruldu ve 1983 Şubatında yapılan ilk bölgesel seçimlerden sonra Martinik İlerici Partisi başkanı Aime Cesaire konsey başkanlığına getirildi; ama, 1988’de istifa etmesi üstüne yerine Camille Darsieres getirildi. 1992’deki seçimlerde Martinik Komünist Partisi başkanı Emile Copgins, Bölgesel Konsey başkanlığına seçildi.
Ekonomi
Sanayi ve ticaretin gelişmesini özendirici pek çok vergi bağışıklıklarına karşın, Martinik iktisadının temeli tarıma dayanır; ancak A.B.D’nin çok yakınında bulunması nedeniyle ve Antiller örneğinden hareketle özendirilen turizm, bir otelcilik sanayisinin (25 otel) doğmasını sağlamıştır. En önemli ürün sayılan şekerkamışının 1965-1966 döneminden sonra sürekli gerileme halinde olması, işletmelerin kapanmasına yol açmıştır; şeker dışında, 1880’de Martinik’in dünya tüketiminin üçte birini karşıladığı rom da bir rekabetle karşı karşıyadır. Muz ve ananas üretimi oldukça önemlidir. Adada ayrıca kahve, kakao, meyve, tütün de yetiştirilir; birkaç reçel ve meyve suyu fabrikası kurulmuştur. Tarım üretiminin yarısı büyük işletmelerden, geri kalanıysa 20 ha ile 50 ar arasında değişen küçük birimlerden elde edilir. Üretim bütün olarak şiddetli bir düşüş içindedir.
Ormanlar adanın ancak dörtte birini kaplar ve özellikle ince marangozluk için gerekli keresteyi sağlar. Balıkçılıksa (tonbalığı, sardalya, ıstakoz, kerevit) küçük çapta yapılır ve yetersizdir.
Damıtımevleri ve şeker fabrikaları dışında, sanayi kuruluşu olarak en eskisi 1910’da açılmış olan birkaç konserve fabrikası da vardır. Ancak bu kaynaklar, artış halindeki nüfusu rahatlatmaya yeterli değildir.
Martinik genel olarak tüketiminin % 90’ını dışardan sağlar; dışalımcılar, piyasaya mal getirtmek için Florida ile Martinik arasında bir hava köprüsü kurmuşlardır.
Yerli halkın çoğu iş aramakiçin Fransa’ya göç eder; buna karşılık Fransa’dan hizmetler kesiminde (eğitim, yönetim, kamu hizmetleri) çalışmak için adaya Fransızlar gelir. Ama Guadeloupelular gibi Martinikliler de, Fransa’da çoğu kez sıradan işler bulabilmekte, buna karşılık adadaki önemli işler Fransızlara verilmektedir. Martinik’e hava ve kara yolundan gidilir. Pointe-â-Pitre (Guadeloupe) ile birlikte Cebelitarık-Panama rotasının en güvenilir limanı olan Fortde- France limanına yılda bin kadar gemi giriş yapar; Lamentin havalimanının uluslararası önemi, turizmin gelişmesi sayesinde gün geçtikçe artmaktadır.
Son Yorumlar