Türk minyatür sanatçısı (Edirne – İstanbul, 1732).
Levni’nin doğum yeri ve tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte Ayvansarayh Hafız Hüseyin’in Topkapı Sarayı Müzesi Hazine Kütüphanesi’nde bulunan elyazması notlarında, asıl adının Abdülcelil olduğu. Çelebi lakabıyla anıldığı, Edirne’den İstanbul’a gelerek saray nakkaşhanesine girdiği, Mustafa II ve Ahmet III dönemlerinde yaşadığı, 1732’de İstanbul’da öldüğü ve Aktürbe yakınında Sadiler tekkesi karşısına gömüldüğü belirtilmiştir. Topkapı Nakkaşhanesr’ni bitirdiği sıralarda üstatlık düzeyine erişmiş bulunan Levni tezhiple saz işleme sanatını biliyor, ama daha çok musavvirlik denen Osmanlı ressamlığı dalında başarı gösteriyordu. Bu nedenle yaşadığı dönemi de göz önüne alarak Levni’nin, XVIII. yy. ortalarından sonra etkisini göstermeye başlayacak olan Batılı anlamdaki resme geçiş aşamasında, geleneksel tasvir sanatının son büyük ustası olduğu söylenebilir.Topkapı Sarayı Resim Galerisi’nde bulunan Bursalı tiplere ilişkin minyatürlerinden,bir ara bu kente de gittiği anlaşılmaktadır.Ayvansarayb Hafız Hüseyin Efendi, elyazması anüarında, Levni’nin şiirlerinden ve başka yapıtlarından söz eder ama günümüze kadar, şiirlerine herhangi bir yerde raslanmamıştır. Ayvansaraylinın notlarından, Levni’nin, tezhip, resim ve şiir dışmda başka sanat dallarıyla da ilgilendiği anlaşılmaktadır. Ancak bu konuda da kesin bilgiler yoktur. Tezhipleri, klasik Osmanlı tezhip üslubundan çok, XVIII. yy’da etkisini göstermiş olan Batılı süsleme biçimlerinin de karışmasıyla, Türk rokokosu çizgisindedir. Ne var ki, bunlar imzalı değildir. Bazı minyatürlerini çevreleyen süslemelerden, söz konusu tezhiplerin de bu sanatçı elinden çıktığı anlaşılmaktadır.
Daha çok bir minyatür ressamı olarak tanınan Levni’nin en ünlü yapıtları, Topkapı Sarayı Müzesi’nin Ahmet III Kitaplığinda Vehbi’nin imzasını taşıyan Sumâme’yi süslemektedir. Kitabın tüm resimleri Levni imzasını taşımakla birlikte Levni okulu olarak adlandırılabilecek bir anlayışın ürünü sayılabilirler. Sultan Ahmet’in küçük oğulları Şehzade Süleyman, Mehmet, Mustafa ve Bayezit’in sünnet düğünlerini, bu nedenle yapılan eğlenceleri konu alan Surnâme’deki minyatürlerinde Levni, bütün bu eğlenceleri ince fırçasıyla canlandırmış, birbirine bağlı olma yan sahnelerde figürleri (figürlerde hareket kıvraklığı dikkati çeker) değişik açılardan saptamış, böylece bir döneme de tanıklık etmiştir. Minyatürler, gerçekçi bir gözleme dayanmakta, gerçek yaşamda bulunan kişi ve olaylar, efsanevi tasvirlere üstün tutulmakta, renklerde ve biçimlerde yalınlık değer ölçüsü olarak alınmaktadır. Bu bakımdan, söz konusu minyatürler İran minyatür üslubundan kesin olarak ayrılırlar. Levni’nin Padişahlar Albümü’yse sultan Osman’dan başlayarak Ahmet III’e kadar Osmanlı padişahlarının minyatürlerini içerir. Öteki nakkaşlardan farklı olarak tek sayfalık minyatürler de yapmış bulunan Levni’nin bu tür minyatürleri arasında Kızlar Saz Takımı gibi çok .figürlü olanlarının yanı sıra Rakkase, İplik Büken Kadm, Çengi.Başı Karanfilli Gül Koklayan Kız, vb. sayılabilir.
Son Yorumlar