Türk seramikçisi ve ressamı (İstanbul. 1921).
1939’da Güzel Sanatlar Akademisi’ne girerek Leopold Levy’nin yanında çalışan Nasip Özçapan 1944’te ressam Nuri İyem’le evlenerek Akademi’den ayrıldı. 1954’te soyut resim çalışmalarım yoğunlaştıran sanatçı bu tür resimlerinden oluşan ilk sergisini, Beyoğlu Ertem Sanat Galerisi’nde açtı.
1960’a kadar düzenlediği dört ayrı sergisinde resim çalışmalarına ağırlık verdi. Bu tarihten sonra pişirilmiş toprak çalışmalarını içeren, eski yıllardan beri ilgi duyduğu seramiklere yöneldi. 1960-1961 yıllarında Münih Köln ve Paris’te düzenlenen Türk Kadın Sanatçıları Sergisi’ne yapıtlarıyla katıldı. Eşi Nuri İyem’le ikinci ortak sergisini, 1961’de İzmir Fransız Kültür Merkezi’nde açtı. 1962’de Prag Uluslararası Seramik Sergisi’nde gümüş madalyayla ödüllendirildi, 1963’te özel bir seramik atölyesi kurdu, 1967’de İstanbul’da açılan Uluslararası Seramik Sergisi’ne katıldı. O tarihten sonra İstanbul’da kişisel seramik sergilerine ağırlık verdi. 1972’de İtalya’da Bassano del Grappa’da düzenlenen uluslararası seramik sempozyumuna Türkiye’yi temsil etmesi için çağrıldı. Yapıtları, sempozyuma katılan öteki sanatçıların çalışmalarıyla birlikte Milano, Paris, Londra, Münih ve Viyana sergilerinde yer aldı. 1973’teCumhuriyet’in 50. yılı nedeniyle Ankara’da düzenlenen Ulusal Seramik Sergisi’ne yapıtlarıyla katkıda bulundu. Aynı yıl Budapeşte’deki Türk seramikçileri sergisine katıldı. 1975’ten sonra kişisel sergiler açıp, 1983’te Çağdaş Türk Sanatı Sergisi’ne katıldı.
Sanatçı, kişisel sergilerini, seramik çalışmaları doğrultusunda sürdürmektedir.
Nasip İyem Sanatı
Sanat eğitimini Leopold Levy atölyesinde resim dalında yapmış olmakla birlikte, Nasip İyem gerçek kişiliğini seramik çalışmalarında göstermiş ve bu yolda kendine özgü bir seramik anlatımına ulaşmıştır. Yöresel giyimli genç kadın büstlerini konu aldığı bu seramiklerinde, genellikle gecekondu yaşamının büyük kent çevresinde yaygınlaştırdığı tipleri işlemekte, yumuşak ve duygusal bir anlatımın ağır bastığı bu genç kadın yüzlerinde Anadolu insanına özgü inanç, sabır ve güven motiflerini egemen kılmaya çalışmaktadır. Nasip İyem’in bu küçük büstleri, bir bakıma eşi Nuri İyem’in resimlerinde yer alan portrelerin, pişmiş toprağa aktarılmış uzantılarıdır. Ama öyle de olsa, uluslararası yaygın seramik biçimlerinin dışında kalmaya özen gösteren, Anadolu toprağının tarihleşmiş geleneklerine saygılı bir sanatçı tutumuyla eğilen Nasip İyem’in seramiklerinde, benzerlerini pek kolay bulamayacağımız “otantik” bir işçilik ve Anadolu insanının yüz anlatımını herhangi bir abartmaya yer vermeden yansıtan katkısız bir duyarlık egemendir.
Resimlerindeyse, seramiklerinde olduğu gibi, içtenlikli bir anlatım görülür. Portre ve peyzaj, sık işlediği konulardır. Yalınlık ve renkçilik, bu resimleri biçimlendiren başlıca iki temel kaygıdır.
Son Yorumlar