Türk bestecisi (İstanbul, 1895 – İstanbul, 1961).
Çocuk yaşmda sesinin güzelliğiyle dikkati çeken Sadettin Kaynak, Hafız Melek Efendi’den ilahi meşk ederek müziğe başladı. İstanbul Üniversitesi İlahiyet Fakültesi’ni bitirdikten sonra Sultanselim Camisi’nde, ardından da Sultanahmet Camisi’nde başimam ve hatip oldu. 1914’te yedek subay olarak gittiği Diyarbakır’da halk müziğiyle ilgilendi.
1926’da besteciliği bir meslek olarak benimseyen Sadettin Kaynak, aynı yıl plak doldurmak üzere Berlin’e gitti (bu konuda başka dış yolculukları da oldu). Pek çok plağa dinsel ve din dışı yapıtlar okudu. Önceleri nota bilmeyen sanatçı sonradan notayı en yetkin bir biçimde öğrendi.
Sadettin Kaynak, ilahiler, besteler, şarkılar, fanteziler, türküler olmak üzere 400’den fazla yapıt besteledi, revüler için de müzik yazdı. Cemal Reşit Rey ile ortaklaşa besteledikleri Alabanda adlı tanınmış revünün Türk müziğiyle ilgili bölümlerini yazdı. Bir zamanlar ülkemizde moda olan Arap filmlerinin birçoğuna uyarlama (adaptasyon) müzik yaptı. Bu arada kendi bestelediği şarkılar ve fanteziler de Türk filmlerinde seslendirildi. Tanınmış okuyucuların çoğu Sadettin Kaynak’ın yapıtlarım plaklara okudular.
Her dönemde halkın beğenisini kazanmış bir besteci olan Sadettin Kaynak’ ın yapıtlarından 138’i mirasçıları tarafından tescil ettirilmiştir.
Besteciliği
Sadettin Kaynak’m Türk müziği usullerini büyük bir ustalıkla kullanarak bestelediği sağlam teknikli, coşkun yapıtlarında özellikle “nağme” zenginliği dikkati çeker. Sanatçı aynı yapıt içinde makamdan makama geçişlerde büyük bir başarı gösterdi. Şarkılarının “aranağmeleri” de çok parlak ve güzeldir.
Kısacası son derece belirgin olan kendine göre bir üslubu, tarzı vardır.
Saadettin Kaynak kendi zamanında ve sonradan pek çok kişi tarafından ama son derece kötü bir biçimde taklit edildi. Arap filmlerine yaptığı uyarlamalar da sonraları bilinçsizce taklit edilince, yoz bir tarz olan arabesk müzik ortaya çıktı. Ancak, bu olayı doğrudan Sadettin Kaynak’a yüklemek yanlış olur; çünkü onun gerçekleştirdiği uyarlamalarda ve kendi bestelerinde yozlaşmış ezgilere, belli bir değeri olmayan sözlere raslamak çok zordur.
Son Yorumlar