Malaysia (Malezya) Güneydoğu Asya’da ülke.
Commonvvealth bünyesinde bağımsız bir federasyon olan Malaysia, Malezya yarımadasındaki (Malakka yarımadası da denir) 1957’den beri bağımsız on bir eyalet ile 1963’te federasyona katılan Borneo’nun kuzeyindeki iki eski İngiliz sömürgesinden (Sabah ve Saravak) oluşur (aynı biçimde federasyona katılan Singapur 1965’te ayrılmıştır).
Malezya yarımadasındaki on bir eyalet yönetimsel açıdan Batı Malaysia’ yı (ya da Malezya) oluşturur; Sabah ve Sara vak ise Doğu Malaysia olarak bilinir.
Batı Malaysia kuzeyde, 7° kuzey enleminde uzanan Tayland’la komşudur; batıda, Malakka boğazının öte yanında Endonezya’ya bağlı Sumatra adası uzanır.
Doğu Malaysia Batı Malaysia’dan iki kat daha geniştir, ama nüfusu daha azdır ve gelir kaynakları daha az işletilmektedir. Çin denizinde bir kilit nokta olan ve büyük zenginliklere sahip bulunan Malaysia etnik ve siyasal açıdan tarih boyunca XV. yy’a kadar Asyalı, XVI. yy’dan sonra Avrupalı yabancı güçlerin az ya da çok bağımlılığı altına giren, dağınık bir bütündür.
Coğrafya
Malezya yarımadasının iç kesimleri sekiz sıradağdan oluşur; kuzey-güney doğrultusunda uzanan dağların yüksekliği ortalara doğru artar ve burada 2 000 m’ye ulaşan birçok tepe meydana gelir. Tepelerin en yükseği Main Range’deki Tahan dağlarıdır. Bu dağlık yörenin çevresinde granitli ve kumtaşlı yaylalar yükselir, yaylaların eteklerindeyse kalın alüvyon tabakaları uzanır; bu tabakalar kalay bakımından oldukça zengindir. Kıyı bölgeleri ovalarla kaplıdır; batıda geniş ve sürekli olan kıyı, doğuda kayalık tepelerle birbirinden ayrılan bir deltalar dizisi oluşturur.
Orta kesimdeki sıradağlardan, ulaşım açısından elverişsiz birçok akarsu dökülür. Aslında bu akarsular, yukarı çığırlarında dağ selleri halindeyken aşağı çığırlarında menderesler çizerler. Denize döküldükleri yerler ya batı yakasındaki gibi balçık ya da killi bataklıkJaria veya doğu kıyısında olduğu gibi kum setleriyle ya da bir setle kapalıdır.
Malakka boğazına dökülen Perak ile Çin denizine dökülen Pahang en büyük iki ırmaktır. Malaysia kıyıları çok uzundur ama, özellikle kuzeydoğu musonları süresince şiddetli rüzgârların ve kabaran denizin kıyı ulaşımını güçleştirdiği doğu kıyısında ulaşım oldukça zordur.
1° ve 7° kuzey enlemindeki konumu ve yarımada olması nedeniyle Batı Malaysia deniz etkilerinin yanı sıra Hint Okyanusu’ndan ve Çin Denizi’nden kopan rüzgâr sistemlerinin karşılıklı etkilerine de bağlıdır. Malaysia’da yüksek ve sürekli sıcaklıkların (25 °C – 28 °C), ayrıca yıllık oranı 3 ile 4 m arasında değişen bol yağışların görüldüğü bir deniz ekvator iklimi egemendir; güneybatı ve kuzeydoğu musonlarıyla aynı zamana raslayan ve iki kıyı bölgesini değişik biçimde etkileyen iki ayrı yağmur mevsimi vardır: Batı kıyısı, doğu kıyısına bardaktan boşalırcasına inen güneybatı musonlarından korunmuştur; kuzeydoğu musonları estiğindeyse durum tersine döner. Böyle bir iklim ülkenin % 60’ını kaplayan gür ormanlar için son derece elverişlidir; kıyılar boyunca, genişliği yer yer 120 km’yi bulan mangrov ormanları uzanır.
Nüfus
Hindistan ile Çin’e eşit uzaklıkta denizyolu üstünde yer alan Malezya yarımadası, akınlar ve göçlerin birbirini izlediği, başlıbaşına bir engel ve bir köprüdür. Bu durum MalezyalIların % 59’unu, Çinlilerin % 32’sini, Hintlilerin % 9’unu oluşturduğu nüfusun günümüzdeki (1993) bileşimini açıklar. Malaysialı bu halklar farklı yaşam ve çalışma biçimlerini, lehçelerini ve dinlerini korumuşlardır. Çinliler batı kıyısındaki eyaletlerde, büyük kentlerde ve sanayi kesimlerinde toplanmışlardır. Toprağa bağlılıklarını sürdüren Malezyalılar daha çok doğu kıyısındaki eyaletlerde yoğunlaşmışlardır; Hintliler ise kentlerde ya da kauçuk işletmelerinde toplanmışlardır.
Tarih
Arkeoloji çalışmaları, Malezya’da, dalgalar halinde gelen ve çok erken tarihlerde birçok melezin ortaya çıkmasına yol açan oldukça eski bir yerleşmenin varlığını gözler önüne sermiştir. Zamanla bu halklar ileri bir uygarlık düzeyine ulaştüar. Çok çeşitli işlerle (dokumacılık, çömlekçilik, demir, altın, bakır işçiliği) uğraşıp Tarihöncesi çağdan başlayarak, toplumun örgütlenmesi köy toplulukları rejiminden bölge prenslerinin gücüne dayanan bir rejime geçti. Ayrıca çince metinlerde, Hıristiyanlığın başlamasıyla birlikte, ticaret ilişkileri yoluyla burada yayılan Hint etkileri anlatılır. Siyam körfeziyle Bengal arasındaki kara trafiğinin denetimi, yüzyıllarca Güneydoğu Asya’da ve Çinhindi’nde yerleşik güçlere bağımlı olacak Malezya krallıklarının oluşumunu açıklar. XIII. yy.sonunda Çin,tahta geçmiş olan Moğol sülalesinin girişimleriyle egemenliğini kabul ettirdi. Yunnan’da yaşadıkları dağlardan güneye yeni inmiş olan Tayların, Tumasik limanına saldırması üstüne bir Çin donanması limanı korumayı üstlendi.
İLK MALEZYA DEVLETİ. 1402’de Malakka’yı kuran Palembang prensi Parames Wara tarafından ilk özerk Malezya devleti kuruldu. Liman hızla gelişerek Endonezya baharatının başlıca deposu, Çin, Tay, Hint, Arap, Cava gemilerinin ve tüccarlarının bir buluşma yeri oldu. 1420’de ülkede Gu- ceratlı Hintli tüccarların etkisiyle İslamlık yayıldı ve Malakka’dan hızla doğuya doğru ilerledi. Belli bir gücün önderi olan Parames Wara, Çin imparatorundan kral unvanını aldı ama Çin’in bağımlısı olduğunu kabul etti. Kendinden sonra gelenler bu Çin desteği sayesinde hiç olmazsa güçlerini günümüzdeki Malezya’nın neredeyse tümüne yayma olanağını buldular.
AVRUPALILARIN GELİŞİ. Bu güçlü durum kısa sürdü ve Portekizlilerin bölgeye gelmesinden az süre önce sona erdi. 1511’de, Malakka, Albuquer- que’in saldırısından sonra ele geçirildi ve yağmalandı. Bundan böyle Müslümanların ticaret etkinlikleri boğazın öbür yakasında sürmeye başladı ve Malakka’mn kurtuluşu için yararlı olma yarışında birbirini kıskanan yeni krallıkların zenginleşmesini sağladı. Portekizliler bölgede 1641’e kadar kaldılar ama bu tarihte, kendilerinden öncekilerden daha güçlü bir ticaret baskısı kuran HollandalIlar karşısında geri çekildiler. Bu dönem Malezya’nın önemli bir ticaret yoluyla yalnızca birinci derecede bir stratejik nokta olarak kalmayıp doğal gelir kaynaklarıyla (ilk sırada kalay) büyük bir ilgi alanını oluşturduğu dönemdir. İNGİLİZ EGEMENLİĞİ. Birleşik eyaletlerin Fransız egemenliğine girmesi üstüne (1795) İngiliz sömürge yönetimi Malezya’ya yerleşti. Otuz yıl sonra, 1824’te HollandalIlar, Londra An- laşması’yla Malakka’yı ve yarımadayla Singapur üstündeki bütün haklarını İngilizlere bıraktılar. 1830’dan sonra İngilizler buradaki yerleşmelerini düzenlediler; önce Singapur’un 1837’de başkent olduğu Boğazlar Yönetimi (Penang, Malakka, Singapur) kuruldu, ardından 1874’te Perak İngiliz koruması altına girdi, 1896’da da Perak, Selangor, Negri Sembilan ve Pahang eyaletleri bir federasyon halinde bir araya geldiler.
MALAYSİA FEDERASYONU. 1945’te japon işgalinden kurtulan ülke, çok geçmeden bağımsızlık yoluna girdi. 1948’de Malezya Federasyonu kuruldu. 1930’da kurulmuş olan Komünist Partisi’nin eylemlerine karşı duyulan güvensizlikten dolayı farklı etnik grupları bir araya getiren birçok parti oluşturuldu ve bunlar seçimlerde başarı sağladılar. 1957’de de bağımsızlık ilan edildi.
Eylül 1963’te Malaysia adı altında bir Büyük Malezya Federasyonu kuruldu.
Ne var ki, bu yeni federasyon içte, birçok parti (Çin yanlısı olan ya da olmayan), dıştaysa özellikle Endonezya tarafından yapay bir devlet olarak kabul edildiğinden, henüz kurulmadan çeşitli tehditlerle karşılaştı. Bu nedenle, Malaysia, İngiliz kuvvetlerinin ülkeden ayrılmasından sonra birliklerini Malaysia’da tutma güvencesi veren Avustralya ve Yeni Zelanda’yla bir anlaşma imzaladı.
1970’te iktidarda bulunan başbakan Abdürrezzak İslamlığı devlet dini, Malezya dilini de ulusal dil haline getirdi. İçte komünizme karşı bir tutum izlerken, dış ilişkilerinde İngiliz- Amerikan korumacılığının yerine yansızlığı benimsedi. Kamu kesiminin kalkınmasına dayalı ve MalezyalIların iktisattaki paylarını artırmayı amaçlayan bir iktisat siyaseti izledi. Özellikle üretimin artmasında gösterdiği başarılı siyaset, 1974’te dokuz partilik çok ırklı bir Ulusal Cephe kuran rejimin siyasal tabanını genişletmesini sağladı. Bu cephe Ağustos 1974 seçimlerinden kazançlı çıktı.
MUHAFAZAKARLIK VE İSLÂMLAŞTIRMA. 1976’da Yeni Malaysia devletinin büyük önderi ve kilit adamı gözüyle bakılan Abdürrezzak’ın ölümü, aynı Ulusal Cephe’nin çoğulcu kadrosundan Hüseyin Onn’u iktidara getirdi. Tayland sınırındaki komünist çetelerin yarattığı şiddet olaylarıyla baş etmek zorunda kalan ve Sabah ile Saravak yöneticileri tarafından reddedilen yeni başbakan, giderek daha baskıcı bir siyasete yöneldi. Bunun yanı sıra, özel çıkarlar yararına müdahaleci siyasetten vazgeçildi. Bu arada, islâmlaştırmaya da ağırlık verildi. 1978-1979 yıllarında özellikle öğrenciler, aydınlar ve kentli küçük burjuvalar arasında, daha çok da Doğu Malaysia’da inançları zorlayan dakhvah İslâm misyoner eylemleri başlatıldı. Malaysia, 1975’ten sonra 55 000 Çinhindi yurttaşım ülkesine kabul etmişti. 5 Ocak 1979’da Hüseyin Onn, Müslüman Kamboçyalılar dışındakilere sınırların kapatılacağını açıkladı. Çoğunluk oluşturmak amacıyla Sabah’a Filipinli Müslüman göçmenlerin gelişi desteklendi. Ancak, özellikle Çinliler ve yerli halk Kadazanalar gibi Müslüman olmayan halk bu siyasete karşı çıktı. Başbakan Hüseyin Onn, 1981’de hastalanınca iktidarı Mahathir Muham- med’e bıraktı. 22 Nisan 1982’de yapılan parlamento seçimlerinde çoğunluğu kazanan Mahathir Muhammed başbakanlık görevini sürdürdü. 9 Şubat 1984’te Johore sultanı Mahmut İskender kral seçildi. 14 Temmuz 1984’te başbakan Mahathir bir kabine değişikliği yapıldığım açıkladı. 1986 genel seçimlerinden ve 1990 seçimlerinden sonra da Mahathir başbakanlığı sürdürmeyi başarırken, 1989 Nisanında “yüce hükümdarlığa” Parak eyaleti hükümdarı Sultan Aslan Şah seçildi. Bu arada ülke, iktisadi büyümesi sayesinde Avrupa ülkeleri, Japonya, ABD ve Tayland’la ilişkilerini önemli ölçüde geliştirdi.
Ekonomi
Verimsiz ya da ekili olmayan topraklar, ülkenin ancak % 14’ü kadar olduğundan, tarım ve orman alanlarına çok geniş yer ayrılmıştır; ama toprakların ancak % 4’ü besin bitkileri tarımına ayrılmıştır: Özellikle iç tüketimi karşılayan pirinç, kopra, palmiye yağı, tropikal meyveler, daha çok da ananas yetiştirilir; ananas gibi çay ve yağ çıkarılan bitkiler de önemli dışsatım ürünleridir; bunları tütün, yerfıstığı, kahve, kakao, manyoka, tatlı patates tamamlar. Ekili toprakların geri kalanı ticari tarıma ayrılmıştır. En önemli ürün kauçuktur; kauçuk ağacı yetiştiriciliği çok yeni olmasına karşın, Malaysia kauçuk üretiminde birinci sırada yer alır. Ülkede hayvancılık pek gelişmemiştir (domuz, sığır, manda, keçi); buna karşılık, yılan ve timsah derisi önemli bir dışsatım olanağı yaratır. Balıkçılık da oldukça verimlidir. Malaysia’nın yeraltı gelir kaynakları önemlidir. Kalay günümüzde Selangor eyaletinde ve Perak’ta (Kinta vadisi) işletilir; Johore, Mersing ve Kuantan yakınlarında daha az önemli yataklar vardır. Dünya saf kalay miktarının hemen hemen yarısını temsil eden üretim. özellikle güneybatı bölgesinde daha da gelişmektedir. Trengganu ve Pahang eyaletlerinde işletilen demirin tümü yurt dışma, özellikle de Japonya’ya satılır. Öbür önemli üretimler, yılda 185 milyon varili aşan (1991) petrol, linyit, Bintan adasında çıkarılan boksit, manganez, tungstendir. Kalay ve demirin işlenmesi gibi önemli sanayi dallarının yanı sıra Ravang’da bir çimento fabrikası, sigara ve konserve fabrikaları vardır. Malaysia’nın en büyük müşterileri A.B.D., Japonya, İngiltere, Tayland ve Almanya’dır. Özellikle Japonya ve Tayland’ın ülkedeki yatırımları gün geçtikçe artmaktadır. Ülkenin bütün ülkeler gibi, Körfez bunalımından önemli ölçüde etkilenmesine karşın, bu sarsıntı, özellikle turizm gelirlerinin de hızla artmasıyla kısa sürede atlatılmıştır. Ülkede ulaşım gelişmektedir; demir ve kalay dışsatımı için özel biçimde donatılmış ve tek bir liman görünümü almış limanlar Penang ve Butterworth’tur; bir de Kuala Lumpur (Swettenham limanı) vardır. Hava ulaşımında iç hatlar ve karayolu ağı oldukça gelişmiştir.
Son Yorumlar