Celvetilik Tarikatı Nedir? Kurucusu Kimdir? Görüş ve Özellikleri Nelerdir? Aziz Mahmud Hüdai (1543-1623) tarafından kurulan tarikat. Hem Bayramilik, hem de Halvetüikle ilişkisi olan Celvetiliğin iki esası vardı:
I- Daima zikirle meşgul olmak,
2- Allah yolunda mücahede etmek.
Celvet kelimesinin lügat manası, Halvetten çıkıp halkın içine dönmek, halkın içinde olgunlaşmaktır. Zikirlerini, başta kelime-i tevhid olmak üzere, Allah’ın yedi ismini, Lâilâhe İllallah, Allah, Hu, Hak, Hayy, Kayyum, Kahharı sırayla söyleyerek yaparlar.
Tarikatın kurucusu Aziz Mahmud Hüdai, musikiye önem veren, hatta bir süre musiki ile iştigal eden bir kim se idi. Bu yüzden Celvetilerde musiki yasak değildir.
Yüzlerce tarikat ile, tarikat kolu ve şubesi içinde temel 12 tarikat bulunduğunu ve tümünün bunlardan çıktığını kabul edenler, Celvetiye tarikatını da bu 12 temel tarikattan biri sayarlar. Bunlara göre temel 12 tarikat şunlardır: Kadiri, Rıfai, Bedevi, Desuki, Sa’di, Şazeli, Halveti, Mevlevi, Bektaşi, Bayrami, Celveti ve Nakşibendi. Bu sıralamaya itiraz edenler, Bayramiliğin Halvetilikten ayrılma olduğunu, Celvetiliğin de Bayramiliğin bir kolu olduğunu hatırlatarak daha başka bir sıralama yaparlar.
Celvetiliğin kurucusu Aziz Mahmud Hüdai Koçhisar’da doğmuş, tahsil için İstanbul’a gelmiştir. Çok hareketli bir hayatı vardır. Edirne, Şam ve Mısır’da çeşitli görevlerde bulunmuş, burada Halveti tarikatına girmiştir. Daha sonra Bursa’ya gelmiş, Ferhaddiye Medresesi’nde müderrislik yapmıştır. Burada gördüğü bir rüya üzerine Üftade adıyla anılan Muhammed Muhiddin’e intisap etmiş, seyr ve sülukunu tamamladıktan sonra kendisinden icazet almış ve halifesi olarak Sivrihisar’a gitmiştir. Şeyhi Üftade’nin vefatı üzerine (1580) önce Rumeli’ye geçmiş, sonra İstanbul’a gelmiştir. Bu sırada Sultan I. Ahmed’in bir rüyasını yorumlaması ününün artmasına ve padişahın yakınları arasına girmesine neden olmuştur.
Önce Fatih Cami’nde vaizlik yapmış, daha sonra da kendisi için Üsküdar’da yaptırılan tekkeye geçerek mürşitlik görevini sürdürmüştür. Aziz Mahmud Hüdai o yıllarda İstanbul’un en tanınmış din büyüğü ve mutasavvıfı olarak büyük ün yapmıştı. Perşembe günleri Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Camii’nde, her ramazanın ilk pazartesi günü de Sultanahmet Camii’nde verdiği vaazlar tüm İstanbul halkı tarafından dikkat ve hayranlıkla izleniyordu. IV. Murad’a saltanat kılıcını kuşatan da Aziz Mahmud Hüdai’dir.
Tarikatının yayılmasına, dini konulardaki vukufu ve tasavvufla şeriatı ön planda tutuşunun yanında şairliği de etkili olmuştur. Şiirleri dilden dile gezmiş, saraya olan yakınlığı da halkın arasındaki öneminin artmasına katkıda bulunmuştur.
Celvetiye tarikatını kollarından olan Hakkıyye’nin’kurucusu İsmail Hakkı Bursevi’nin (öl. 1724) tarikatın yayılmasında büyük rolü vardır.
Yalnız İstanbul’da 30’dan fazla Celveti tekkesi vardı. Aziz Mahmud Hüdai’nin kabri Üsküdar’dadır. Türbesi İstanbul’un ve Türkiye’nin en çok ziyaret edilen yerlerindendir.
Celvetilik Tarikatı Silsilesi şöyledir:
Hz.Muhammed (A.S.) Hz.Ali Haşan Basri Habib Acemi Davud Tai Maruf Kerhi Seriyy-i Sakati Cüneyd Bağdadi Mimşad Dineveri Muhammed Dineveri Muhammed Bekri Kadi Vahyüddin Ömer Bekri Ziyaeddin Sühreverdi Kutbeddin Ebberi Şihabüddin Tebrizi Cemaleddin Tebrizi İbrahim Zahid Gilani Safiyyüddin Erdebili Sadreddin Erdebili Alâeddin Ali Erdebili Hamidüddin Aksarayi Hacı Bayram Veli Akbıyık Meczub Hıdır Dede Muhyiddin Uftade Aziz Mahmud Hüdai
Esas olan daim zikir ise (ki bu zikir insana allah tarafından nasip edilir)(aziz allah derki bem zenginliği dilediğime veririm_manalda bu zenginlik para pul degildir.daim zikirdir.)bu gün bu sırra eren kaç kişi vardır.kuran_ï kerim kesinlkle arapça değildir.Hakca dır.bunu bilmeyen avam olur ki şirk içind e yüzer.zikrullah her şeyi manada yorumlar.baş örtüsü sadece bez parçasıdır.ast olan ilimle örtünmektir.o ilim Tevhit ilmidir.