Şehirlerin Anlattıkları 7. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı 3. Ünite Konusu 64-67 sayfalar Konu Cevapları
İlk iki eser hangi Türk devletlerine aittir?
Alaeddin cami Anadolu Selçuklu devletine, Selimiye Cami Osmanlı Devletine, Kocatepe Cami de Türkiye’ye aittir.
Bu eserlerden yola çıkarak Türklerin kültür, sanat ve estetik anlayışları hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Türklerin estetik, sanat anlayışları çokgelişmiştir. Her dönem çok ihtişamlı görenleri kendisine hayran bırakan eserler yapmışlardır.
Bir şehir; yerleşim planıyla, tarihî eserleriyle, mimari yapılarıyla âdeta insanlarla konuşur, ilk defa gördüğümüz bir yerleşim yeri hakkında yorum yapmadan duramayışımızın nedeni belki de bundandır. Bir şehre olan sevgimiz ve bağımlılığımız o şehrin tarihi, kültürü, sanatı ve estetiğinden kaynaklanabilir. insanlar bu sevgi ve bağımlılıklarını bazen yazıya aktarırlar. Aşağıda bu konuya örnek olabilecek iki şiire yer verilmiştir.
BURSA’DA ZAMAN
Bursa‘da bir eski camii avlusu,
Küçük şadırvanda şakırdayan su,
Orhan zamanından kalma bir duvar
Onunla bir yaşta ihtiyar çınar
Eliyor dört yana sakin bir günü
Bir rüyadan arta kalmanın hüznü
İçinde gülüyor bana derinden
Yüzlerce çeşmenin serinliğinden
Ovanın yeşili göğün mavisi
Ve mimarilerin en İlahîsi
Ahmet Hamdi Tanpınar
Beş Şehir, s 125.
Siz de yaşadığınız yerin tarihini, kültürünü, sanat ve estetik anlayışını anlatmak isteseniz yaşadığınız yerin hangi özelliklerini ön plana çıkartırdınız? Neden?
Bazı şehirler doğla güzellikleri ile ön plana çıkarlar, örnek pamukkale doğal güzellik, Antalya denizi, Bursa tarihi her şehrin kendine has bir özelliği ve güzelliği vardır.
Aşağıdaki gazete haberinde İstanbul’un yapılaşmasına eleştirel bir gözle bakılmaktadır. Birlikte inceleyelim. Fikirlerimizi belirtelim.
Kent yapalım derken talan ettik
Her geçen gün biraz daha gökyüzüne yaklaşan binalan, gökdelenleri; genişleyen otoyolları, yeni temeli atılan metro istasyon inşaatlarını gördükçe ‘daha iyi bir İstanbul’ için seviniyoruz: “Çok şükür kentimiz daha çağdaş, daha güzel, daha düzenli bir yaşam alanına dönüşüyor…” Gerçekten öyle mi acaba? Zaman değişti, yaşam değişti, insanlar değişti, ihtiyaçlar değişti ve şehir de değişmeli miydi? Haydi değişti diyelim! Bir kent tarihi, kültürü, doğasıyla büsbütün ‘talan’mı edilmeliydi? Bugün ‘erguvanlarla sarılı bahçe kapıları’nın önünden geçme, ‘yağmur yağınca kayganlaşan’ Arnavut kaldırımlı Boğaziçi sokaklarında yürüme şansına sahip değil. Böyle ‘nostaljik’ bir gezintiyi yapmasak da olur! Peki kentin tarihî dokusunun yağma edilmesine ne demeli? Yağma mı talan mı yoksa kentleşme mi? Bunu nasıl tarif edeceğinize siz karar verin! Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün yayınlanan “Konstantiniyye’den İstanbul’a XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Rumeli Yakası Fotografları” kitabına ve bu kitaba eşlik eden Pera Müzesi’ndeki aynı adı taşıyan sergiye bir göz atın. İstanbul’un 100 ile 120 yıl önceki fotograflarıyla eski kenti kendi gözlerinizle görün. Bugüne kadar eskiyi bilmediği için ‘İstanbul, budur, böyledir, böyleydi’ sananlar büyük bir şaşkınlık geçirecek. Belki de fotoğraflara bakakalıp “Burası da neresi?” diyecek. Çünkü, eski İstanbul bugünküne hiç benzemiyor. Artık kent ne Latifi’nin, ne Baki’nin, ne Yahya Kemal’in, ne de Orhan Veli’nin İstanbul’u… Abdullah Kardeşler ve Gülmez Kardeşler gibi ustalar, o günün ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fotograflarıyla bu büyük değişimi gözler önüne seriyor.
Yerleşim yerleri biz insanlar gibi doğar, büyür ve yaşlanır. Bazen büyük bir doğal ya da beşerî afetlerle ölür. Tekrar doğar. Yaşamına devam eder. Ünlü şehirlerimizde bunu kanıtlayacak birçok unsur bulabiliriz.
Yukarıdaki fotoğraflardan yola çıkarak değişim ve süreklilik hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Değişimlerden Şehirlerimizde nasibini almaktadır. Çoğu şehrimizde merkezi eski yapının çevresine modern yeni ve düzenli yapılarla dontıldığını görmekteyiz. Değişim, görüntünün ve yapının değişmesidir. Süreklilik ise o yerde o şehirlerin yüzyıllardır var olmasıdır.
Bursa’da 1442 yılında 31 adet dükkân, 1 mescit ve 1 depo ile birlikte inşa edilen Irgandı Köprüsü zaman zaman tahribata uğramıştır. 2005 yılında restore edilen köprü, üzerinde çarşı olan dünyadaki dört köprüden biridir. Köprü üzerinde yer alan dükkânlarda, Türk kültür ve sanatına ilişkin birçok ürün sergilenmektedir.
1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından, şehir tüccarlarının düzen ve emniyetini sağlamak amacıyla kurulan Kapalıçarşı 65 sokak üzerine yapılmış, üstü örtülü bir çarşı mahallesidir. Bugün Kapalıçarşı’da 1 cami, 21 han, 2 bedesten, 7 çeşme, 1 kuyu, 1 sebil, 1 şadırvan ve 3300 dükkân vardır.
Türklerin birçok şehre han, kervansaray ve kapalı çarşı yaptırdığını görüyoruz. Yukarıdaki Irgandı Köprüsü’nü ve Kapalıçarşı’nın özelliklerini göz önünde bulundurarak Türk kültür, sanat ve estetik anlayışı hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Türkler mabetlerine ihtişam ve sanatsal özellikler verdikleri gibi, ekonomik yapılarına da, kervansaray, han, köprü, çarşı gibi yapılarına da sanatsal özellikler vermiş, kültürel öğeleri o yapılara yüklemişlerdir.
Günümüzdeki büyük alışveriş merkezleri ile Kapalıçarşıyı karşılaştırdığınızda değişim ve sürekliliğe ilişkin ne gibi tespitlerde bulunabilirsiniz?
Türkler çok eski dönemlerden beri, ekonominin temeli olan çarşıyı çok önemsemişler, çok güzel yapılarda kapalı çarşılar yapmışlardır. Bu olgu değişime uğramış günümüzde alışveriş merkezleri ile sürekliliğini korumaktadır.
Safranbolu evlerinin özellikleri nelerdir?
Şehirlerdeki Türk yapı ve mimari kültürünün günümüzde yaşayan çok önemli göstergesi bu evlerdir. Burada son 3 yüzyılda yapılmış 2000 tane ev bulunur. Evler iklimsel özelliklerden muhafaza edilmiş 2 alçak rakımlı vadi içindedir. Sokaklar dar evler birbirine yakındır. Herkesin bir yazlık birde kışlık evi bulunur. Tüm yapılar, çarşıya kamu binalara şehir merkezine doğru dönüktür.
Şehrin ortasında bulunan meydana yönelik yollar ve sokaklar tamamen Arnavut kaldırımlıdır. Anıt eserlerin avluları ve meydanlar da Arnavut kaldırımlıdır. Mevcut taş kaplama tarzı rutubeti en aza indiren, sel sularına karşı dayanıklı ve ağaç köklerinin yeterli su almasına uygun yapıdadır.
Safranbolu evinin boyutu ve biçimini belirleyen üç temel unsurdan söz edilebilir: Çok nüfuslu büyük aile yapısı, yağışlı iklim, kültürel ve maddi zenginlik. Bir ailede karı kocanın normal olarak iki ya da üç çocuğu vardır. Erkek evlat evlendirilince ona ayrı bir ev açılmaz, gelin aynı eve getirilir. Amcalar, yengeler, halalar ve torunlarında dahil olduğu aile hep birlikte bir evde yaşarlar. Evin kadınına işlerde yardım etmek amacıyla evlerin çoğunda evlatlık kız bulunur. Evlatlık kız evin kızı gibi görülür.
Ailelerin sahip olduğu hayvanlar evin zemin katındaki ahırlarda barındırılır. İşte tüm bunların sonucu olarak Safranbolu evleri büyük hacimlidir.
Evin girişinde zemin katta “hayat” vardır. Bu bölüm eğer taş kaplıysa “taşlık” adını alır. Burada ışık almayı sağlayan ahşap kafes “gliste” mevcuttur. Zemin katlarda ayrıca ahırlar, büyük kazan ocakları ve ambarlar bulunur.
Üst katlara ahşap ustalığının üstün örneklerini sergileyen merdivenlerle çıkılır. İkinci kat diğer katlara göre daha basıktır. Bu katta gerektiğinde yatak odası olarak da kullanılabilen bir mutfak bulunur. Gündelik yaşam orta katta geçer. Soğuk kış günlerinde bu katın ısıtılması daha kolay olur.
Üçüncü kat evlerde mükemmelliğe varılan noktadır. Bu katta tavanlar daha yüksektir. Odalara sekiz kenarlı bir çokgenden oluşan “sofa”nın daha kısa olan dört çapraz kenarından açılan kapılardan girilir. Odaların giriş kapıları köşelerdedir ve oda ile doğrudan teması kesen özel ahşap paravana düzeni bulunur. Odaların her biri bir çekirdek aileyi ya da bir aile yakının barındırabilecek tüm unsurlara sahip, bağımsız birim olarak tasarlanmıştır. Bu doğrultuda her odada ahşap dolapların (yüklük) içerisinde bugünün duş kabinlerini andıran gusülhaneler mevcuttur.
1566 yılında Mimar Hayrettin tarafından yapılan Mostar Köprüsü’nün genişliği 4 metre, uzunluğu 30 metre, nehirden yüksekliği ise 24 metredir. Mostar şehrinin iki yakasını birbirine bağlayan köprü, 1993 yılında Sırp ve Hırvat saldırılarında yıkıldı. 2004 yılında ise aslına uygun olarak bir Türk şirketi tarafından yeniden yapıldı.
Birçok savaşta taraflar tarihî ve kültürel değerlere zarar verirler. Sizce bunun nedeni ne olabilir?
Savaşan taraflar birbirlerinin canını yakmak, geçmişle bağlarını koparmak isterler. Bunun için ilk önce geçmişlerine, atalarından kalan eserlere saldırırlar. Atalarından gelen eserleri yok ederek o milletin tarihle kültürleri ile bağlarını kopracaklarını sanarlar.
Yıkımından 11 yıl sonra köprü aslına uygun olarak neden yapılmış olabilir?
Bu körüyü yıkmaktaki amaç buradaki ulaşımı kesmek değildi. Osmanlıdan gelen kültürü yoketmekti. Boşnakların Osmanlı ile bağlarını koparmaktı. Tabiki bunun farkında idik, daha modern, daha geniş daha görkemli bir köprü yapılabilirdi. Ama o köprüden geçenler Osmanlıyı düşünmez o kültürü yaşamaz olurlardı. Bu yüzden oradaki yaşayan insanların tarihle olan bağlarını koparmamak için aslına uygun olarak yeniden yapılmıştır.
Konya’da Atatürk Caddesi’nde yer alan yandaki eser, 1912 yılında yapılmıştır. Bina, 20. yüzyıldaki millî mimari örneklerindendir. 1928 yılında Konyalılar tarafından Atatürk’e armağan edilmiştir. 1964 yılında da müze olarak açılmıştır. Burada Atatürk’ün kullandığı elbise ile Konya’nın Kurtuluş Savaşı’ndaki yerini anlatan belge, fotoğraf ve gazete kupürleri sergilenmektedir.
Bu müzeyi günümüz teknolojik imkânlarıyla ve mimari anlayışıyla siz yapmış olsaydınız nasıl yapardınız?
Bu yapı o günün teknolojik, sanatsal ve mimari özelliklerini yansıtmaktadır. Şimdi yapsak, yapı cam giydirme olurdu, çok farklı bir görüntüde olurdu. Çevremizde yeni yapılan kamu binalarını, hastaneneleri görmekteyiz. Bu yapılar günümüz estetik, sanat ve teknolojik özelliklerini yansıtmaktadır.
Yaşadığınız şehrin kültürel özelliklerine ve sanat eserlerine örnek olarak neleri verebilirsiniz?
harika cok sogol
ben bu siteden çok iyi bilgiler alıyorum tşk
Çok güzel bir site ben bu siteden çoook faydalanıyorum teşekkürler yardimcikaynaklar.com 🙂
süper ln muhtşem blgiler var bu sitenn yüzündn 95 aldm tşk edrm saolun
süper bir site
süperr çok sağolun bu site sayesinde 92 aldımm çok teşekkür ederimm
harikasınız arkadaşlarıma önerecegim
Ne güzel bundan memnun oluruz.
Tüm ödevimi buradan kolaylıkla yapıyorum. Çok teşekkürler yardımcıkaynaklar.com 😀
Harika!!!!
Bu site işe yarar, öğrencilere tavsiyem : -Bu site derse hazırlıık yapmak için muhteşem…
SAYGILAR SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ : NİSANUR GÜNEY