Hükumetin Kanun Hükmünde Kararname Çıkarma Yetkisi, Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi hukukumuza, 1961 Anayasasında, 1971 yılında yapılan değişiklik ile girmiştir. Buna göre, yasama organı, belli konularda, belli koşullar altında Bakanlar Kuruluna «kanun hükmünde kararname» çıkarma yetkisi verebilir. Kanun hükmünde kararname çıkarmanın koşulları Anayasada belirtilmiştir. Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi, 1982 Anayasası ile, daha ayrıntılı bir biçimde düzenlenmiş, 1961 Anayasasına göre, hem koşulları hafifletilmiş, hem de uygulama alanı genişletilmiştir. Anayasa, olağanüstü hal ve sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda, yasama organının iznine gerek olmadan, Kanun hükmünde kararname çıkarma yöntemini de getirmiştir (m. 121/3, 122/2).
Yürütmeye, Kanun hükmünde düzenleme yetkisi tanınmasının nedenleri arasında, toplumu değişen koşullara kısa sürede uydurma, yasa çıkartmanın zaman alması, özellikle ekonomik konularda alınacak önlemlerin uzun süre askıda bırakılmasının sakıncalı oluşu gibi nedenler yer alır. Kimi kez bu yetki, güçlü yürütmenin bir gereği olarak da görülür.
Anayasada belirtilen Kanun hükmünde kararname çıkarmanın koşulları (madde 91)
a) Kanun hükmünde kararname çıkarabilmek için, bir yetki yasasına gerek vardır.
b) Yetki yasasında kararnamenin amacı, kapsamı ve ilkeleri, yetkinin kullanılma süresi gösterilir.
c) Kanun hükmündeki kararnameler, Resmi Gazete yayınlandıkları gün yürürlüğe girerler. Kararnameler yayımlandıkları gün Meclise sunulur.
d) Anayasanın ikinci kısmının birinci, ikinci ve dördüncü bölümlerinde yer alan temel hak ve özgürlükler, Kanun hükmünde kararname ile düzenlenmez.
e) Kararnamelerin Anayasaya uygunluğu, Anayasa Mahkemesince denetlenir.
f) Yetki yasasının, yetkiyi kullanma süresinin yanında, bu süre içinde birden çok kararname çıkarılıp çıkarılmayacağını da göstermesi gerekir.
g) Bakanlar Kurulunun çekilmesi, düşürülmesi veya yasama döneminin bitmesi ile, belli süre için verilmiş olan yetki sona ermez.
h) Kanun hükmündeki kararnamenin süre bitiminden önce Meclisce onaylanması sırasında, yetkinin devam edip etmeyeceği de belirtilir.
Yukarıda sıralanan kurallardan, son üçü dışında kalanlar, 1961 Anayasasında da yer alan kurallardır. Buna karşılık, 1961 Anayasasında olan iki önemli kural, 1982 Anayasasında yer almamıştır. Bunlardan biri, yetkinin belli konularda verilebileceği kuralı, diğeri de yetki yasasında yürürlükten kaldırılacak kanun hükümlerinin açıkça gösterilmesi kuralıdır. Böylece, Kanun hükmünde kararname ile, yetki yasasında belirtilen kapsam, ilke ve amaç doğrultusunda, istenilen yasalarda değişiklik yapma olanağı Bakanlar Kuruluna tanınmaktadır.
Anayasa ile getirilen yeniliklerden biri de, olağanüstü hal ile sıkıyönetim hallerinde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun, olağanüstü ve sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda, Kanun hükmünde kararname çıkarabilme yetkisidir. Bu yetkinin kullanılabilmesi için, hem yetki yasasına gerek yoktur, hem de bu tür kararnamelerle tüm temel hak ve özgürlükler düzenlenebilecektir. Olağan dönem kararnameleri için aranan koşullar, bu iki istisna dışında, olağanüstü dönem kararnameleri için de aranır. Olağan¬üstü dönemlerde çıkarılacak Kanun hükmünde kararnameler için, yalnız olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda yetki yasasına gerek yoktur. Yürütmenin, olağanüstü halin gerekli kılmadığı konularda, Kanun hükmünde kararname çıkarabilmesi için, yine yetki yasasına gerek vardır.
Kanun hükmünde kararname yolu ile yürütmeye tanınmış olan düzenleme yetkisine, yukarıda da değinildiği gibi, bazı sınırlamalar Anayasada yer almış, bazıları da yine Anayasaya göre, yetki yasasında yer alacaktır. Olağan dönemlerde çıkarılacak Kanun hükmünde kararnameler için gerekli olan yetki yasası, çıkarılacak kararnamenin amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini, bu süre içinde birden çok kararname çıkarılıp çıkarılmayacağını açıkça ve somut bir biçimde gösterecektir. Anayasadaki terimleri yetki yasasında yinelemek yeterli değildir. Yürütmeye verilen yetkinin somut bir biçimde belli olması gerekir.
Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisine, Anayasa, temel hak ve özgürlüklerle ilgili önemli bir sınırlama getirmiştir. Buna göre, Anayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle, dördüncü bölümünde yer alan siyasi haklar ve ödevler, kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenemez (madde 91/1). Bunun anlamı, bu tür temel hak ve özgürlükler, iyileştirici, sınırlamaları kaldırıcı da olsa, Kanun hükmünde kararnameye konu olamazlar. Bu konuda, ne yetki yasası, ne de Kanun hükmünde kararname çıkarılabilir. Buna karşılık, sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler, Kanun hükmünde kararname ile düzenlenebilecektir. Yürütme bu düzenlemeyi yaparken, başka bir deyişle, Kanun hükmünde kararname çıkarırken, Anayasanın getirdiği, temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasına ilişkin kurallara uymak zorundadır. Anayasanın yasama organı için aradığı koşullar, bu alanda yürütme organı için de geçerlidir.
Olağan dönemler için, yetki yasasına dayanarak çıkarılan kanun hükmünde kararnameler, Mecliste önce komisyonlarda, sonra da, Genel Kurulda öncelik ve ivedilikle görüşülür ve karara bağlanır (91/8). Buna karşın, olağanüstü dönemlerde yetki yasasına gerek kalmadan çıkarılan kanun hükmünde kararnemelerin Meclisce onaylanması için izlenecek yol İçtüzüğe bırakılmıştır (m. 121/3, 122/3). Bu düzenlemede dikkati çeken nokta, her iki tür kanun hükmünde kararnamelerin Meclisce onaylanması için aynı yöntemin öngörülmemiş olmasıdır. Olağanüstü dönemlerde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin, olağanüstü dönem ilanına ilişkin kararlan tamamladığı düşünülürse, her ikisine de Meclisçe aynı yöntemin uygulanması yolu yeğlenebilir. Olağanüstü dönemlere ilişkin kanun hükmünde kararnamelerin de komisyonlardan geçmeden doğrudan genel kurulca görüşülüp karara bağlanması, olağanüstü dönemlerin gereklerine de uygun düşeceği söylenebilir.
İçtüzükte, 16.5.1996 gün ve 424 sayılı Meclis kararı ile değişiklik yapılarak, olağanüstü hal ve sıkıyönetime ilişkin Kanun hükmündeki kararnamelerin Meclisçe onaylanması için içtüzüğün 128. maddesinde özel bir yöntem öngörülmüştür.
Buna göre; Meclise sunulan olağanüstü hal ve sıkıyönetime ilişkin Kanun hükmündeki kararnameleri Anayasanın ve İçtüzüğün, kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi için koyduğu kurallara göre ancak, Komisyonlarda ve Genel Kurulda diğer kanun hükmünde kararnamelerle , kanun tasarı ve tekliflerinden önce ivedilikle, en geç otuz gün içinde görüşülür ve karara bağlanır.
Komisyonlarda en geç yirmi gün içinde görüşmeleri tamamlanmayan kanun hükmünde kararnameler, Meclis Başkanlığınca doğrudan doğruya Genel Kurul gündemine alınır» ve karara bağlanır.
Kanun hükmünde kararnamelerin, 1961 dönemindeki uygulamalarının başarılı olduğu söylenemez. Devlet Memurları Kanunu konusunda arka arkaya çıkarılan kararnameler, bir yandan memur hukukunu düzenlemek istemiş, bir yandan da memur hukukunu karmaşık bir duruma getirmiştir. 1982 Anayasası döneminde de uygulamanın, amacı aşan bir biçimde genişletildiği görülmektedir.
Son Yorumlar