Orta ve Doğu Avrupa’da oturan bazı halklara, dilsel yakınlıkları nedeniyle verilen ortak ad.
250 milyon İslav, dokuz devlete (Rusya, Ukrayna, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti, Yugoslavya, Bulgaristan, Slovenya, Makedonya) dağılmış on üç ulustan oluşur. Islavların kökeni, pek iyi bilinmemektedir: İ.S. I. yy’da Romalı yazarların Venedi (Wendler) adı altında sözünü ettiği, Vistül’le Dnieper arasına yerleşmiş olan ve Roma kaynaklarında adı geçen halkın Slavların ataları olduğu sanılır. Slav adıysa ancak VI. yy’da bütün Avrupa’yı etkileyen göçler sırasında ortaya çıkmıştır. Slav halkları, doğuda Dnieper ve yukarı Volga havzalarına, güneyde de Balkan yarımadasına doğru yayıldılar. Tarımla geçimlerini sağlayan, doğal güçlere büyük saygı gösteren ve boylar halinde örgütlenmiş olan topluluklar, Slavların günümüzde yoğunlaşmış oldukları alana yavaş yavaş yerleştiler.
Batıda Franklar ve Germenler, güneydoğuda Bizans İmparatorluğu tarafından sarılan bu halklar, X. yy’da, Tuna havzasına yerleşen Macarlar tarafından ikiye bölündüler: Kuzeyde Doğu Slavları (Ruslar ve Ukraynalılar) ve Batı Slavları (Polonyalılar, Çekler ve Slovaklar), güneyde Güney Slavları (özellikle Sırplar ve Hırvatlar).
IX. yy’dan başlamak üzere Hıristiyanlaşma ve kiril yazısının benimsenmesi, Slavlar için, bir devlet oluşturmalarında çıkış noktası oldu: Gniezno’nun merkezi olduğu ilk Polonya devleti Büyük Moravya; Simeon’un Bulgar İmparatorluğu ve Hırvat Krallığı.
Bu devletlerin en özgünü ve sürekli olanı, Slav olmayan Varegler tarafından kurulan ve kral Vladimir I zamanında (988) Hıristiyanlaştırılan Kiev Krallığı’dır. Güçsüz olan ilk Slav devletleri, XI. yy’da güçlü komşuları Bizans İmparatorluğu, Kutsal Roma Germen İmparatorluğu ve XIII. yy’da da Moğollara karşı koyamadılar.
XIII. yy. Slav halkları için uzun süreli değişikliklerin başlangıcı oldu: Yabancı egemenliğine boyun eğen Slavlar, ulusal benliklerini korumakta güçlük çektiler. Bağımlılıktan ilk kurtulan Rusya oldu: XV. yy’da Moskova büyük prensi Büyük İvan III (1462-1505), Rus topraklanın bir araya getirme girişiminde bulundu ve Tatar boyunduruğuna karşı koydu. Ardından da. Korkunç İvan IV Rus İmparatorluğunu kurdu.
XII. – XIV. yy’larda Bizans himayesinden kurtulan Sırplar ve Bulgarlar, dört yüzyü süren Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliği altına girdiler; Almanların siyaset ve kültür alanındaki etkisi altında kalan Çekler, XVI. yy’da Habsburg İmparatorluğu’na bağlandılar. Polonya, XVIII. yy’ın sonunda Prusya, Avusturya ve Rusya arasında paylaşıldı.
XIX. yy’ın ikinci yansında İslavların kendi topraklarından ayrılarak A.B.D’ne göç ettikleri görüldü. Polonya’da 1830 ve 1863’te ayaklanmalar oldu; Çekler 1848 devrimlerine katıldılar; Sırbistan bağımsızlığını 1830’da, Bulgaristan da 1885’te kazandı, Polonya ve Çekoslovakya’ysa 1918’de devlet olabildiler.
Böylece Birinci Dünya savaşı ve Rus, Alman, Avusturya-Macaristan imparatorluklarının çökmesi, Slav dünyasında derin bir değişikliğe yol açtı. Yeni bir Polonya devletinin oluşturulmasının ve Çekoslovakya’nın kurulmasının (Çekler, Moravyalılar ve Slovakların birleşmesi) yanı sıra Güney Slavları, Yugoslavya içinde Sırbistan çevresinde birleştiler.
Nazi işgali Orta Avrupa’daki Slav dünyasında yeni değişikliklere yol açtı. 1939 Ağustosunda Alman-Sovyet barış anlaşmasıyla Polonya yeniden bölündü. Çekoslovakya ve Yugoslavya’nın toprakları parçalandı.
S.S.C.B’nden sonra, 1945-1948 yılları arasında Polonya, Bulgaristan, Çekoslovakya ve Yugoslavya da sosyalist rejimi benimsedilerse de, 1990’dan başlayarak, sosyalist rejimin her birinde çökmesiyle,yeniden demokrasiye ve liberal iktisada döndüler.
Slav Dilleri
Slav dillerinin varlığı İ.S. IX. yy’dan başlayarak doğrulandı. Bütün İslav dillerinin “ortak Slavca” diye adlandırılabilecek bir anadilden kaynaklandığı, varsayımsal olarak ileri sürülebilir. Bu ortak Slavcanın İ.S. ilk yüzyıllarda konuşulduğu sanılmaktadır. Slav dilleri, Baltık dillerine (litvanca, letçe, Alman fethinden önce Doğu Prusya’da konuşulan eski Prusya dili) oldukça yakındır.
Yazılı metinlerde beliren en eski Slav dili, IX. yy’ın ikinci yarısındaki bulgar-makedonya lehçesi olan “eski Slavca”dır; Slavların ilk havarileri olan Kiril ve Metodiy, Incil’i ve dinsel metinleri eski Slavcaya aktarmışlardır (korunmuş olan elyazmaları X. yy. tarihini taşır). “Slavon” adı altındaki eski Slavca, Ortodoks mezhebinden olan Slavların din ve kültür dili olarak önemli rol oynamıştır. Modem Slav dilleri arasında da nısça, ukrayna dili, beyaz rusça, bulgarca, lehçe, çekçe, slovakça, sırpça-hırvatça, slovence, makedonca yer alır.
Bulgarlar, Ukraynalılar ve Makedonlar, Estonlar, Romenler ve Moldovalılar Slav değildir. Bulgarlar hıristiyanlık ve panislavizmin etkisiyle zoraki Slavlaştırılmaya çalışılmaktadır. Bulgarlar, Macarlarla ve Tatarlarla akrabadır. Ortak ataları Onogur yani On-ok kavmidir. Macarların atası aslında Arpad kavmidir. Macarlar ayrıca Finler ve Estonlarla da akrabadır. Makedonlar yerleşik bir Balkan halkıdır. Slavlar ise göç ederek gelmişlerdir. Romenler Vlah, Ukraynalılar ise Ukrayna Kazaklarının (Kazakistanla ilgisi yok) torunlarıdır. Burada yanıltıcı olan Slavca konuşan halkların Slav sanılmasıdır. Ya da kasten siyasi gerekçelerle yapılmaktadır.
Sen buyuk şaşırmışsın turgut ukraynalı lar slav değil bildiğin proto slavdır cogu zaten o bölge slavların ana yurdudur Polonya’nın bazı bölgeleriyle beraber Moldova Romanya zaten Latince bır dil konusur ama özellikle romanlar latınde değiliz biz dacianız derler macarlar orta Asya kökenlidir dogru Ural Altay grubunun Ural kısmındanlar bazı on ogur boyları onlara sonradan katılmıştır fakat macarlar ada sonradan baya bır slav kanı girmiştir bugunku Makedon lar bıldıgın yugoslav dır hatta ıclerınde ki mijaci gibi bazı kabileleri slavinda slavdır antik yerli Makedon olan kavim helenıktır ve zaten Yunanistanda yaşarlar bugunku bulgarıstana buyuk 7 slav kabilesi yerleşmiş o ogur olan bulgarlar ya öldürülmüş yada yer değiştirmiştir o bahsettıgin bulgarları torunları bugunkü çuvaş ve kırım turkleri dair bugunku bulgarlar sadece ısım olarak bulgar dır dna araştırmalarına bakabilirsin her slavca konusan slav değildir bugunku turkıyede turkce konusup deli gibi turk milliyetciligi taslayan ermeni Rum dönmeleri kadarda değildir