Sıkıyönetim Nasıl İlan Edilir? Nasıl Uygulanır? Görev ve Yetkileri Nelerdir? Sıkıyönetim, bazı hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, ya da durdurulduğu, kolluk görev yetkilerinin askeri makamlara geçtiği, bazı suçluların yargılanmasının askeri yargıda yapıldığı, olağanüstü bir yönetim biçimidir. Sıkıyönetim, anayasal ve yasal bir düzendir.
Sıkıyönetimin, tüm görev ve yetkileri yasa ile belirlenmiştir.
Anayasanın 122. maddesine göre, Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilanını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin çoğalması, veya savaş hali, savaşı zorunlu kılacak bir durumun baş göstermesi, ayaklanma olması, vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması nedeni ile, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, MGK’nun da fikrini aldıktan sonra, süresi 6 ayı aşmamak üzere, yurdun bir veya birden fazla kısmında veya tamamında, sıkıyönetim ilan edebilir.» Bu karar Resmi Gazete’de yayımlanır ve derhal Meclisin onayına sunulur. Sıkıyönetimin yürürlüğe girebilmesi için, Meclisin onayı gerekli değildir. Meclis, sıkıyönetimi onaylayabilir, süresini kısaltabilir, gerekli görürse tamamen kaldırabilir. Sıkıyönetim süresinin uzatılabilmesi, Meclisin kararma bağlıdır. Meclis bu süreyi, her defasında dört ayı geçmemek üzere uzatabilir. Savaş halinde bu dört aylık süre aranmaz.
Sıkıyönetim halinde, olağanüstü hal ilanında olduğu gibi, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kuruluna, yetki yasasına gerek kalmadan, kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi tanınmıştır (madde 122/2).
Sıkıyönetim yetkileri Nelerdir?
Sıkıyönetim, ancak Anayasada sınırlı olarak öngörülen sebeplerden birinin var olması durumunda ilan edilebilir. Bunun dışında bir nedenle sıkıyönetim ilan edilmez. Sıkıyönetim süresince, işlerin nasıl yürütüleceği ve özgürlüklerin nasıl kısıtlanacağı, ya da durdurulacağı, Sıkıyönetim Kanunu ile saptanmıştır;
a) Sıkıyönetim altına alınan yerlerdeki, güvenlikle ilgili tüm kolluk güçlerine ilişkin yetki ve görevleri, sıkıyönetim komutanlığı alır;
b) Sıkıyönetim bölgesindeki tüm kolluk güçleri, sıkıyönetim komutanının emrine girer;
e) Sıkıyönetim komutanı, sıkıyönetim bölgesinde güvenlik ve kamu düzenini sağlamak için, temel hak ve özgürlükleri kısıtlayabilir ve gereken durumlarda bazılarını tümden kaldırabilir.
a) Sıkıyönetim Yasasında belirlenen suçların sanıkları, Sıkıyönetim Mahkemesinde yargılanır.
b) Sıkıyönetim komutanı, sanıkları mahkemeye göndermeden önce, normalden daha uzun bir süre gözaltında tutabilir.
c) Sıkıyönetim Komutanlıkları, Genel Kurmay Başkanlığına bağlı olarak görev yaparlar.
Sıkıyönetim ve yargısal denetim
Hükumetin aldığı sıkıyönetim kararı, yönetsel bir işlem olduğundan, kuramsal olarak, yönetsel yargının denetimi içindedir. Hükumetçe alınan sıkıyönetim kararının, hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulacağı ve bir yasama işlemine dönüşeceği için, uygulamada, hükumetin aldığı sıkıyönetim kararına karşı, yönetsel yargı denetiminin uygulanması, süre azlığından dolayı olanaksızdır. Genel olarak öğretide, Meclisin sıkıyönetim kararını onaylaması, sıkıyönetim kararını, biçim yönünden bir yasama işlemine dönüştürdüğü benimsenmektedir. Aynı görüş, Danıştay içtihatlarında da yer almaktadır.
Bilindiği gibi, Anayasa Mahkemesinin görevleri, sayma yolu ile belirlenmiştir. Meclisin sıkıyönetim kararlarını onaylaması, ya da sıkıyönetimi uzatması ile ilgili kararları, Anayasa Mahkemesinin görevi dışında kalmaktadır. Böylece, uygulamada sıkıyönetimi ilan kararları ile sıkıyönetimin uzatılması kararları, hem anayasa yargısının, hem yönetsel yargının denetimi altında olmak gerekir. Ancak, hem Sıkıyönetim, hem de Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunları ile, Sıkıyönetim komutanlarının işlemleri, yargı denetiminin dışında tutulmuştur.
Bu düzenleme 1982 Anayasası ile bağdaşmamaktadır. Bilindiği gibi Anayasa, sıkıyönetim işlemlerine karşı Yargı yoluna kapayan bir kural içermemektedir. Anayasa olağanüstü durumlarda, ancak yasa ile yürütmenin durdurulması kararlarının kısıtlanabileceğini öngörmüştür. Bu kural dahi gösteriyor ki, sıkıyönetim işlemlerine karşı yargı yolunun kapatılması, Anayasa koyucu tarafından hiç düşünülmemiştir.
Son Yorumlar