Ressam Hamit Görele Kimdir? Sanat Anlayışı Nasıldır? Türk ressamı (Giresun, 1903-İstanbul, 1980).
Gümüşhane’de başladığı orta öğrenimini İstanbul’da tamamlayan Hamit Görele, o zamanki adı Mühendis Mektebi olan Teknik Üniversite’ye babasının isteği üzerine girdiyse de, iki yıl sonra bu okuldan ayrıldı. Askerliğini yaptıktan sonra, küçük yaştan beri ilgi duyduğu resim sanatının yöneltici etkisiyle Güzel Sanatlar Âkademisi’ne yazıldı. Bir yandan burada okurken, bir yandan da geçimini sağlamak içim Galatasaray Lisesi’nde ve Amerikan Koleji’nde öğretmen olarak çalıştı. Akademi’de İbrahim Çallı ve Hikmet Onat atölyelerine devam etti. Buradaki öğrenimini tamamladıktan sonra, Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı yarışmayı kazanarak, resim bilgisini geliştirmek için devlet bursuyla Paris’e gitti. Orada çağdaşı birçok ressam gibi Julian Akademisi’nde ve André Lhote atölyesinde çalıştı. Kendi deyişiyle Céz-anne, Matisse ve Bonnard sevgisiyle gittiği Paris’ten, Picasso ve Braque gibi kübist ressamların hayranı olarak döndü. Uzun süre resim öğretmenliği yaptı. Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’ne katılarak bu birliğin karma sergilerine resim verdi. 1967’de Çağdaş Türk Ressamlar Derneği tarafından yılın sanatçısı seçildi.
1941’deki Devlet Resim Heykel Sergisi’nde ikincilik ödülünü, 1980’deki 41. sergideyse Portre adlı tablosuyla başarı ödülünü kazandı. Ayrıca Kültür Bakanlığı tarafından kendisine “Devlet Onur Belgesi” verildi. 12-29 Haziran 1967’de Güzel Sanatlar Akademisi salonlarında bütün dönemlerini içeren geniş bir sergisi düzenlendi. Ölümünden sonra özel koleksiyonlardan derlenen yapıtlarıyla, 1983’te Ankara’da bir sergisi daha açıldı.
Ressam Hamit Görele Sanatı
Hamit Görele, sanat anlayışını özetlediği bir yazısında, sanatçının, doğasal görüntüye katkısı bulunduğu ölçüde, sanatçı adına hak kazanabildiğini savunmuştur. Ona göre, mavi, gök ve deniz olduğu için değil, deniz ve gök, mavi olduğu için güzeldir. Sanatçının görevi, doğayı kendi sanat anlayışı düzeyinde değiştirmek, ona yaratıcı kişiliğinin damgasını vurmaktır. Özgür sanat, doğayı değiştirmeden yanadır. Müziğin matematiğe dayanması gibi, resim de geometriye dayanmalıdır. Klasik sanatın temelinde de bu ilke yatar.
Hamit Görele’nin sanatını oluşturan temel dinamik de, doğayı geometrinin sağlam disiplinine bağlamaktan kaynaklanır. Gerek figürlerinde, gerekse doğa konulu resimlerinde, bu sağlam geometrinin geniş payı görülebilir. Hacimsellik, üç boyutluluk ve yalın bir uzam duygusu, resimlerini belirleyen başlıca plastik değerlerdir. Bu bakımdan, içinde bulunduğu ve etkin bir üye olarak katıldığı 1930 kuşağı ressamlarının, Müstakiller Grubu’nun sanat anlayışını paylaşır. Türk resmine Zeki Kocamemi-Ali Avni Çelebi İkilisiyle gelmiş olan kübist eğilimi, içten bir sanatçı tavrıyla benimser. Temelde André Lhote estetiğinin bir izleyicisi olarak görünmekle birlikte, doğayı kişisel gözlemine konu yapmaktan geri kalmaz.
İstanbul peyzajlarında, katı ve kuralcı bir uygulamadan çok, konuyu şiirsel denebilecek bir anlatımcılıkla bağdaştırdığı görülür.
Son dönem resimlerinde geometrik biçimlere indirgenmiş soyut bir anlayışı kısa bir süre uygulamışsa da, fazla ısrarlı davranmamıştır.
uzun ama gzel saolun
çok haklısın