Portekiz’in başkenti (2 128 000 nüfus.; 1992).
Estremadura’da Tejo ırmağı halicinin sağ yakasında yer alan kent, Tejo’nun genişleyerek Paille denizini oluşturduğu bir noktada, ırmağın ağzına egemen olan tepeler üstünde gelişti. Büyük bir olasılıkla Fenikeliler tarafından kurulan Lizbon, daha sonra Roma sitesi haline geldi. Birbiri ardından Vizigotlar ve Mağribiler (711) tarafından işgal edildi; daha sonra yeniden Alfonso I Henriques’in ve haçlıların eline geçti, 1245’te Portekiz hükümdarlarının oturdukları bir merkez oldu. XV. yy’dan XVI. yy’a kadar, sömürge imparatorluğunun gelişmesine bağlı olarak büyük bir refah dönemi yaşadı: La Casa de İndia (Hindistan Şirketi), ülkeye getirdiği baharatı Lizbon’dan bütün Avrupa limanlarına dağıtıyordu. Ne var ki, İspanyol egemenliği ve Brezilya’nın elden çıkarılması, tüm aşağı kenti yerle bir eden 1 Kasım 1755’teki korkunç depremle daha da ağırlaşan korkunç bir darbe oldu.
Lizbon günümüzde de çok yönlü bir liman olmayı sürdürmektedir: Tropikal ürünler için Afrika ve Güney Amerika’yla bağlantılı depolama limanı, yalnızca kent sanayisi için değil, çıkış kapısı olduğu tüm Portekiz için hammadde giriş limanı (akaryakıt, madenler) ve Güney Afrika’ya doğru yol alan gemiler için uğrak ve onarım limanı (geniş tersaneler) işlevlerini görmektedir; ayrıca, önemli bir deniz üssü ve tersane kurulmuştur.
Dengesiz olan liman trafiği yılda 11 milyon t dolayındadır; çıkışlar (şarap, dokuma) bunun ancak dörtte birini oluşturur.
Sömürgelerin elden gitmesi (1974-1975) ve ülkedeki iktisadi güçlükler bu rakamlara pek yansımadı. Kuzey kıyısında çok dar bir alana sıkışan sanayi kesimi, 2 300 m uzunluğunda ve 70 m yüksekliğinde çok güzel bir köprü ile başkente bağlanan güney kıyısındaki bölgelerde 1966’dan sonra gelişti. Seixal’de demir-çelik, Barreiro’da petrol rafinerileri ve kimya sanayisi, makine, dokuma ve gıda sanayisi kuruldu. Kentin en canlı kesimlerini merkez garının bulunduğu semt ve Özgürlük caddesi oluşturur; güney kesimde geniş bir yol, zafer anıtıyla son bulur; burada, Vizigotlar zamanından kalma kule ve surların yer aldığı Sao jorge kalesinin yanı başında bakanlıklar mahallesi başlar. Sao jorge ile liman arasında, 1755’teki depremden sonra yapüan (XII. yy.) katedral yükselir. Bunların yanı sıra, hepsi de önemli birer turistik merkez olan, Bragança krallık ailesinin mezarlarının yer aldığı Sao Vicente de Fora Kilisesi, Sao Roque Kilisesi (XVI. yy.), vb. sayılabilir.
Son Yorumlar