Ya Bal Kabağı Olsaydı!
Bir gün Nasrettin Hoca, köyüne dönerken yorulmuş. Büyük bir ceviz ağacının altına soluklanmak için oturmuş.
Gözü, ağacın yanındaki bal kabağı tarlasına takılmış. Hoca,
– Hey güzel Allah’ım, kavuğum kadar bal kabağının incecik bir sapı var. Şu boylu poslu ceviz ağacının meyveleri ise ufacık,
demiş.
Hoca, kendi kendini sorgulayadursun ağaçtan kopan bir ceviz aniden kafasına düşmüş. Kafasında ceviz kadar şişlik belirmiş.
Hoca,
– Allah’ım sözümü geri aldım, altında oturduğum ağaç ya bal kabağı ağacı olsaydı, demiş.
Hadi Paylaş!
çok uzun ve uzun ları severim
FIKRANIN TAMAMI
Bir yaz günü Nasreddin Hoca Baltası ve Eşeği ile Ormandan dönüyormuş çok yorgun olduğu için biraz serinlemek için ceviz ağacının gölgesine oturmuş. Biraz ilerdeki kocaman helvacı kabakları gözüne ilişince, kendi kendine:
– “Ey Güzel Allah’ım , Ey Herşeye Kadir Olan Allah’ım, Herşeyi Güzel ve Kusursuz Yaratan ve Herşeyi bilen Allah’ım şu Gördüklerime çok şaşırdım ve birtürlü Akıl erdiremedim , otun üstünde koskoca kabak yetişiyor, şu dalları yere göğe uzanmış, bir evleklik yer tutan ceviz ağacının meyveleri ufacık!..”
diye düşünürken, tam o sırada başına bir ceviz düşmüş.
– “Ah başım!”
diyerek Sersemleyerek yerinden fırlamış Hoca, ve
“Tövbe ya Rabbim, bir daha senin işine asla karış-mam! Ya ağaçta ceviz yerine kabak yetişseydi !…” demiş.