Glüsit niteliğinde olan bileşiklerin, günümüzde enzim adı verilen ve özellikle canlı üreten mayalar aracılığıyla, oksijensiz ortamda (anaerobiyoz) biyokimyasal olarak bozunması.
Tarihçe
Şekerli üzüm suyunun mayalanma ürünü olan alkollü sıvılar, çok eski çağlardan beri bilinir ve kullanılır. Gaz açığa çıkması ve köpük oluşumu gibi bu mayalanmalara eşlik eden olaylar da betimlenmiştir.
Ama daha bilimsel bir inceleme ancak XVII. yy’da gerçekleştirildi; bu tarihten sonra da çok sayıda araştırmacı aynı sorunla ilgilendi: En tanınmışları Lavoisier (XVIII. yy.); Gay-Lussac ve Pasteur’dür (XIX. yy.). Leeuwenhoeck’in mikroskobu bulması (1660’a doğru), bira mayasında bulunan ve tomurcuklanmayla çoğalmaya elverişli olan mikroorganizmaların gözlenmesini sağladı. Pasteur bu mikroorganizmaların yaşamı ve mayalanmaları arasındaki bağıntıyı kurdu.
XIX. yy. sonunda, mikroorganizmaların ürettiği biyokatalizörler olan enzimlerin temel rolü ortaya çıkarıldı.
Mayalanmaya Eşlik Eden Kimyasal Olaylar
Glikozdan başlayarak etil alkolün oluşma denklemi GeH^Os.-* 2(CH3-CH2OH) +2CO2 son derece karmaşık olan ve günümüzde iyi bilinen bir değişimler dizisinin tepkime dengesinden başka bir şey değildir.Bu değişimler, mayalanma olaylarının, ATP’nin (adenozin trifosfat) enerji bakımından zengin bağlarından yararlanarak, fosforik esterler, şekerler ve ADP’yi (adenozin difosfat) verdikleri belirtilerek özetlenebilir. Yükseltgenme ve indirgenme tepkimeleri, özellikle, demir II ya da demir III iyonları içeren, yani yükseltgenmiş ya da indirgenmiş olan sitokromları da işin içine katarlar. Son olarak mayalanma evrelerinden biri, pirüvik asit (CH3 -GO-COOH) oluşmasıdır. Çeşitli mayalanmalar pirüvik asitten başlayarak ayrılırlar.
Mayalanmalar
ALKOL MAYALANMASI. Glikoz gibi mayalanabilen şekerlerden alkol ve karbon dioksil üretilmesidir. Bira mayası (Saccharomyces cerevisiae), ras- lantısal olarak anaerobidir ve bu nedenle oksijenli ortamda yaşayabilir. Bundan dolayı da solunum yapar, karbon dioksit gazı,su sağlar ve etkin biçimde bölünür. Mayalanma, gelişmesine zararlı olan belli oranda bir ısı açığa çıkarır; gerçekten de, sıcaklık koşullarına uyulması gerekmektedir. Şeker fazlalığı (800 gr/1), alkol fazlalığı (% 17) gibi mayalanmaya zarar verir ve durmasına yol açar. Bu mayalanmanın önemli uygulamaları şarap, bira, elma şarabı, vb’nin üretimiyle ilgilidir.
ASETİK MAYALANMA. Alkol, asetikaside, Mycoderma aceti olarak adlandırılan bakterilerin etkisiyle dönüşür. Bu mayalanma havalı ortamda gerçekleşir, dolayısıyla da aerobidir. Ama, havanın oksijeni, alkolün bozun- masıyla açığa çıkan hidrojeni yakalamaya yarar. Demek ki, mayalanma havasız ortamda, sözgelimi metilen mavisi gibi başka bir hidrojen tutucuyla yapılabilir.
LAKTİK MAYALANMA. Laktik basü- lerin etkisi altında, süt şekerinin laktik aside (CH3-CHOH-COOH) dönüşmesiyle gerçekleşir. Sütün bozulması da bu yüzdendir. Yoğurt, kefir, vb. maddelerin sanayisinin temelinde de bu tür mayalanma olayı yatar.
BÜTİRİK MAYALANMA. Bacillus amylohacter ya da peynir kabuklarının çeşitli basillerinin etkisiyle, hek- sozlar (laktoz, selüloz, vb’nden hareketle oluşan glikoz), G3H7 COOH formülündeki bütanoik ya da bütirik aside dönüşürler. Ayrıca asetik asit, alkoller, karbon dioksit gazı, hidrojen vb. de oluşur. Bu nedenle, bitkilerin bozunması, keten ve kenevirin suya bastırılması sırasında gözlenir.
Uygulama Alanları
Mayalanma, ticari alanda çok önemlidir. Şarap, elma şarabı, bira, peynir üretiminin yam sıra etilalkol, bütanol, aseton, asetik asit, süksinik, laktik, vb. asitlerin üretiminde de bu yola başvurulur. Mayalanmalar, hammaddelerin seçilmesi ve temizlenmesi, üretim ortamının fiziksel ve kimyasal koşullarının kesin düzenlenmesi sayesinde denetlenir. Bazı durumlarda, mayalanmalar zararlıdır.
Son Yorumlar