Bölgedeki yerleşmelerden 74’ünün nüfusu 10 000’in üstündedir. Bu 74 yerleşmeden 7’sinin nüfusu 100 000’i geçer (İstanbul, Bursa, İzmit, Adapazarı, Balıkesir, Gebze, Edirne); 13 yerleşme yerinin nüfusu 50 000- 100 000 arasındadır (Sultanbeyli, Tekirdağ, Bandırma, Çorlu, İnegöl, Esenyurt, Yalova, Yarımca, Gölcük, Çanakkale, Danca, Lüleburgaz, Gemlik). Bunları izleyen 12 yerleşme yerinin nüfusu 25 000-50 000 arasındadır (Kırklareli, Keşan, Mustafakemalpaşa, Uzunköprü, Bozüyük, Orhangazi, Karacabey, Erenler, Serdivan, Gönen, Silivri, Karamürsel). Nüfusları 10 000-25 000 arasında olan yerleşmelerin sayısıysa 42’dir. Bölgenin en önemli ve en kalabalık kenti İstanbul, ilk olarak Haliç’in güneyinde küçük bir yarımada üstünde kurulmuş ve batısından surlarla kuşatılmış bir kentti. Kentin tarihinde önemli rol oynayan kurucuları Megaralı asker göçmenlerdi (İ.Ö. 658). Sarayburnu ve Sultanahmet arasında uzanan kent sırasıyla Perslerin, İskender’in komutanlarının ve Romalıların eline geçti. Bizans İmparatorluğu’na başkent olduktan sonra çok gelişti ve batıya doğru genişledi. Osmanlılar tarafından birkaç kez kuşatılan kent, 1453’te Mehmet II (Fatih Sultan Mehmet) tarafından fethedildi.
Kuruluş yeri, bir kentin kurulması ve gelişmesi için son derece elverişli olan, bu nedenle de çok gelişmiş bulunan İstanbul kentinin belediye sınırları içindeki nüfusu hızla yükselip 1990’da 6 620 241’i buldu.
Bölgenin ikinci büyük kenti durumunda olan Bursa, Uludağ’ın kuzeybatı eteğinde, Mudanya dağlarının denizden ayırdığı bir ovanın güney kenarında yer alır. Kentin adı burada bir kent kuran Bithynia kralı Prusias’tan gelir. Osmanlı egemenliğine girdikten sonra (1326) çok gelişmiş, Osmanlı Devleti’nin başkenti olduktan sonra da büyük önem kazanmış, bir ara önemli ulaşım yollarına göre sapa kalması nedeniyle önemini yitirmişse de, günümüzde karayollarının gelişmesiyle eski önemine yeniden kavuşmuştur. 1927’de 62 000 olan nüfusu, 1990’da 834 576’ya ulaşmış ve bu nüfusuyla Türkiye’nin beşinci kalabalık nüfuslu kenti olma özelliğini korumuştur.
Marmara bölgesinin bir başka önemli yerleşme yeri, Kocaeli ilinin merkezi olan ve İzmit körfezinin bitim yerinde bulunan İzmit’tir. İ.Ö. III. yy. ortalarında Bithynia kralı Nikomedes I tarafından Nikomedeia adıyla kurulmuş ve daha sonraları İznik mid, ardından da İzmit adını almış olan kent İ.Ö. I. yy’da Roma egemenliği altına girmiş Orhan Gazi döneminde de Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanmıştır. 1927’de 15 000 olan nüfusu hızla artarak 1990’da 256 982 ’ye ulaşan İzmit, önemli bir sanayi merkezi olması nedeniyle, Türkiye’nin en çabuk gelişen kentleri arasında yer almıştır.
İzmit’le birlikte gelişme gösteren bir kent de Sakarya ilinin merkezi durumunda olan Adapazarı’dır. Önce bir pazar yeri olarak kurulmuş, daha sonra hızla gelişmiş olan Adapazarı, 1927’de 23 000’i bulan nüfusuyla İzmit’ten ilerideyken, günümüzde nüfus açısından İzmit’in çok gerisinde kalmıştır (1990’da 171 225 nüf.). Balıkesir, aynı adlı ovanın batı kenarında kurulmuştur. Adı, Ortaçağ’da burada kurulmuş bulunan Paleo Kastra’dan (Eski Hisar) gelir. Bir süre Karesi beyliğine başkentlik yapan kent daha sonra Osmanlılara geçmiş, ama asıl önemini Cumhuriyet döneminde kazanmıştır. Günümüzde tarım bakımından zengin bir alanın ticaret merkezidir; ayrıca ulaşım bakımından önemli yolların kavşak noktasıdır. 1927’de 26 000 olan nüfusu, 1990’da 170 589’a yükselmiştir. Marmara bölgesinin beşinci büyük yerleşme merkezi, İstanbul ile İzmit arasında bulunan Gebze’dir. Günümüzde Kocaeli iline bağlı bir ilçenin merkezi olan Gebze, Osmanlı döneminde, kervan yolları üzerinde önemli bir konaklama yeriydi ve nüfusu 1927’de 3 000’i bile bulmuyordu (2 862 nüf.). Çevresinde önemli sanayi kuruluşları çoğalınca, nüfusu da hızla artmış ve 1990’da 150 000’i aşmıştır (159 116).
Bölgenin Trakya kesiminin en önemli yerleşmesi, Tunca ırmağının Meriç’e kavuşmadan oluşturduğu yarım daire biçiminde bir yay içine yerleşmiş bulunan Edirne’dir. Osmanlı egemenliğine 1362’de geçen ve başkent olan Edirne, bu süre içinde çok gelişerek, önemli anıtlarla süslenmiştir. Başkentin İstanbul’a taşınmasından sonra, çeşitli savaşlar nedeniyle çok zarar görmüş ve nüfusu gerilemiş, XIX. yy’da 100 000’i aşan nüfusu 1927’de 34 500’e düşmüştür; sonraki yıllardaysa, yavaş bir artmayla 1980’de 71 914 olmuş, 1990’da 100 000’i aşmıştır (102 345).
Son Yorumlar