Önce Sicilya’da, daha sonra da A.B.D’nde gelişen gizli örgüt (Mafya sözcüğü SicilyalIların Fransız işgali sırasında kendilerine slogan olarak seçtikleri İtalyanca “Morte alla Francia. İtalia anela ” [İtalya, Fransa’ya ölüm diye bağırıyor] sözcüklerinin ilk harflerinden [MAFİA] türetilmiştir). Sicilya’daki Mafya’nın geçmişi çok eskilere dayanır. 1282’de Fransızların Sicilya’yı işgal altında tuttukları dönemde köylüler, adalarını özgürlüğe kavuşturmak için işgalcileri yıpratmayı amaçlayan bir yeraltı ordusu oluşturdular.
Başlangıçtan XIX. yy’a kadar amaçları özgürlüğün yeniden elde edilmesi, zorbalığa karşı savaş ve feodal gelenekleri korumaktı. XVIII. yy. ortalarında, Bourbonların zorbalık ve aşağılamalarıyla karşı karşıya kalmaları, Mafya’mn güçlenmesinde büyük rol oynadı. Bu arada Sicilya burjuvazisi de bu örgüte parasal açıdan yardımda bulundu.
XIX. yy’da zamanla artan şiddet olayları karşısında tüccarlar ve köylüler Mafya’dan yardım istemeye başladılar. “Mafioso” adını alan örgüt üyelerinden oluşan çeteler, eski düşmanları olan haydutlardan kâr alarak artık onlarla işbirliği yapmaya başlamışlardı. Sicilya’da Mafya’ya haraç vermeden anlaşmaları gerçekleştirmek, bir ticari işletme kurmak ya da ticaret yapmak olanaksızlaşmıştı. Artık Mafya’nın amaçları yalnız siyasal nitelikte değildi ve gitgide haydutluğa doğru yöneliyordu. Örgüt XX. yy’da don Vito Gascio Ferro’nun yönetiminde bir çeşit devlet içinde devlet haline geldi.
Eskiden olduğu gibi günümüzde de kapalı niteliğini koruyan Mafya, çok iyi örgütlenmiştir ve aşamalı bir düzen oluşturur. Üyeler,simgeleri olan“el”in parmakları gibi birbirlerine, onur kuralı ve konuşmama yasasıyla (omertâ) bağlıdırlar. Her Mafya üyesinin tartışmasız uymak zorunda olduğu “Omerta Yasası” yüzyıllardır geçerliliğini korur.
Mafya örgütü parasal gücü, her çevredeki insanlarla ilişkileri, korkusuzca giriştiği şantajları sayesinde bazı üyelerini kilit noktalarına yerleştirir. Etkin bir siyasal araç olan Mafya, en tutucu elemanlarının iktidarda kalmasını sağlayarak bunların yardımıyla tehlikeli durumlarla karşılaşmadan eylemlerini sürdürür.
1920 yıllarında faşizmin tırmanışı, Mafya’ya öldürücü bir darbe indirdi. Örgütün gücünden ve otoritesinden kaygı duyan Mussolini, Mafya’yı ortadan kaldırmaya girişti. Çok sayıda mafioso smır dışı edildi. Bunların çoğu daha önce A.B.D’nde yerleşmiş olan örgüt üyeleriyle birleşerek New York’ta ve özellikle de birkaç yıl içinde cinayet merkezi haline getirdikleri Chicago’da eylemlerini sürdürdüler.
Tutucu ve geleneklere bağlı Mafya üyeleri, A.B.D’li patronları Frankie Yale’in emrinde gizli örgütlerini yeniden kurarak belirli bölgelerde gruplaştılar. Ama gerçek patronları gene de Sicilyalıydı. Çetecilik, şantaj, haraç ve hırsızlıklardan sağladıkları çok büyük gelir kaynakları olan mafioso’lar Chicago’da bir terör rejimi oluşturdular.
İnsanları parayla satın almaktan hoşlanmayan Mafya üyeleri, en küçük polis memurundan en üst düzeydeki yöneticilere kadar herkese görüşlerini zorla kabul ettiriyorlardı.
A.B.D’nde Mafya, 17 Ocak 1919’da parlamento tarafından içki yasağı konmasıyla ilgili yasayla birlikte şaşırtıcı bir tırmanışa geçti. Bu dönemde Mafya babalarından Al Capone, içki yasağının getirdiği içki kaçakçılığında önemli rol oynadı. A.B.D’nde alkole hücum başladı. Halk kuralları çiğneyerek alkol bulabilmenin yollarını aramaya koyuldu. Kaçak içki üretenlerin çoğunluğunu Sicilyalılar oluşturuyordu. Bununla birlikte böylesine büyük bir pazara Mafya’nm yanı sıra Polonyalı, Yahudi ve İrlandalı göçmenler de girmekte gecikmediler.
Bu yüzden Mafya ile çeteler arasında acımasız savaşlar patlak verdi. Napoli’de doğan ve yüzündeki yara iziyle tanınan Al Capone, Mafya’da yer almamakla birlikte, yerleştirdiği adamlarıyla örgütü denetim altında tutarak çok sayıda cinayetin işlenmesinde rol oynadı. Kan ve şiddetin hüküm sürdüğü bu dönem A.B.D’sinde Lucky Luciano ve Frank Costello gibi Mafya babaları sivrildi.Bunlar haraç topluyorlar, uyuşturucu ticaretini ellerinde tutuyorlar, kaçakçılıkta, kumarhane ve batakhünelerde söz sahibi oluyorlardı; kısaca yeraltı dünyasını yönetiyorlardı. Ülkeye büyük zarar veren Mafya, 1932 yılının yalnızca haziran ayında otuz sekiz bankanın iflas etmesine neden olmuştu. Mafya, A.B.D’nde günümüzde de etkinlik göstermektedir. Bununla birlikte yasalara aykırı çalışmalarını yasal olarak kurulmuş işyerlerinin arkasında gizli olarak sürdürmektedir. Mafya’nın gizli ve ürkütücü dünyası birçok yazarın yapıtına konu olmuş (sözgelimi, Mario Puzzo’mın Baba’sı), değişik dönemlerde bu örgütle ilgili olarak birçok film çevrilmiştir.
Son Yorumlar