Gemileri barındırmak, yüklerini boşaltıp yüklemek, çeşitli gereksinmelerini karşılamak, bakımlarını ve onaranlarım yapmak ve hatta bazen gemi inşa etmek için düzenlenmiş doğal ya da yapay sığınak.
Limanlar denizciliğin vazgeçilmez tamamlayıcı öğeleridir. Bilinen en eski liman İ.Ö. 3000 ’den daha önce yapay olarak Mısır’da kurulup daha sonra Pharos adını almış olan İskenderiye kentinin limanıdır.
Eskiçağ’da Akdeniz’de pek çok liman yapüdı. Büyük keşiflerle birlikte deniz ticareti önemli ölçüde gelişti,aynı zamanda deniz savaşları da limanların tahkimli kılınmasını gerektirdi. XIX. yy’da sanayi devrimi ve deniz trafiğinin artması, ticaret limanlarının gelişmesine yol açtı ve sonunda günümüzde giderek yaygınlaşan modern tesisler ortaya çıktı.
Değişik Liman Türleri
Yapım açısından, açık deniz gemilerini barındıran deniz limanlarıyla, karaların iç kesimlerindeki gemicilik yolları üstünde bulunan ırmak limanları birbirinden farklıdır. Deniz kıyısı ya da ırmağın konumunun, durgun su yüzeyinin korunmasını sağlayan başlıca etken olduğu durumlarda bir doğal liman söz konusudur (buna karşüık, yapay limanların tüm öğeleri insan tarafmdan oluşturulur). Yapay bir limandaki durgun su yüzeyi, dalgakıranlar aracılığıyla denizden sağlanmışsa, buna dış liman adı verilir; su yüzeyi topraktan kazanılarak elde edilmişse, o zaman bir iç liman söz konusudur. Yapay limanlara örnek olarak, 1944’te Müttefik kuvvetlerinin çıkartma harekâtı için yapılan Arromanehes limanı gösterilebilir. Limanlar başlıca uğraş alanlarına göre savaş limanları, ticaret limanları, balıkçı limanları, turistik limanlar olarak sınıflandırılırlar. Savaş limanları, deniz üsleri ve destek limanlan olarak ikiye ayrılır: Deniz üsleri donanmaların bağlantısını sağlayan ve çok önemli teknik, askeri tesisleri bünyesinde barındıran limanlardır; destek limanları, dünya denizlerinin stratejik noktalarında bulunan tanınmış ve kolayca korunabilen limanlardır ve barış zamanında çok yalın biçimde donatılırlar.
Ticaret limanları ülke iktisadına sıkı sıkıya bağlı büyük komplekslerdir. Önceleri bu limanlar uzmanlık alanlarına göre sınıflandırılıyorlardı, ama günümüzde değişik uzmanlık alanlarım bünyesindeki çeşitli bölgelerde barındıran çok yönlü büyük limanların yapımına yönelinmiştir. Günümüzde hâlâ çok sayıda küçük balıkçı limanları vardır ve buralardaki uğraş esnaflar düzeyinde sürdürülmektedir. Bununla birlikte, söz konusu limanlardan birkaçı sanayi aşamasına ulaşmıştır. Son zamanlarda yapılan turistik limanlarsa denizin eğlence ve yolculuk aracı olarak kullanımının artmasından doğmuştur, bunlardan en modernleri, turistik kompleksler halinde düzenlenmiştir. Limanların arasmdaki bir başka fark da bunları oluşturan su haznelerinden ileri gelmektedir. Atlas Okyanusu ve Manş denizi gibi gelgit olayının sık görüldüğü yerlerde ancak deniz yükseldiği zaman yararlanılabilen sığ hazneler, deniz alçaldığı zaman da yararlanılabilen gelgit hazneleri ve suyun bir kapalı su seti olan alavere havuzu yardımıyla yapay olarak aynı düzeyde tutulduğu beslemeli hazneler bulunmaktadır.
Liman Yöntemi
Limanlar Türkiye’de “deniz kamu emlaki” sayılır; limanların tamamlayıcı öğeleri olan dalgakıranlar, fenerler, şamandıralar da “kamu emlaki” arasında yer alır. Limanda giriş ve çıkışlar, demirleme ve transit geçişler çeşitli koşullara bağlıdır. Limanlardan geçerken kılavuz kullanmak gerekir, ayrıca limanlara girişte “liman resmi" denilen bir ücret ödenir. Ülkemizde liman etkinliklerini (yükleme, boşaltma, aktarma, vb.) yürütme görevi Denizcilik Bankası Türk Anonim Ortaklığı’na verilmiştir. Kıyılarda olduğu gibi limanların içinde de, liman etkinlikleri ancak Türk bayrağını taşıyan gemilerle gerçekleştirilir. Türkiye’de başlıca deniz limanları arasında şunlar sayılabilir: Derince (İzmit); Ereğli (Karadeniz); Haydarpaşa (İstanbul); İstanbul (Haydarpaşa dışında); İskenderun (Akdeniz); İzmir (Ege denizi); Mersin (Akdeniz); Bartın (Karadeniz); Zonguldak (Karadeniz); vb.
Bazı ülkelerde de (sözgelimi Fransa’ da) tüm limanlar devletin mülküdür; devlet bunları ya kendisi yönetir ya da bunların yönetimini sivil kişilik niteliğine ve mali özerkliğe sahip kamu kuruluşlarına verir (bunlar “özerk limanlar” olarak adlandırılır). Daha başka ülkelerdeyse limanların işletilmesi genellikle devlete daha az bağımlı olarak yürütülür. “Serbest limanlar” denizcilik, ticaret ve sanayi işlemlerinin gümrük ve vergi resminden az ya da çok oranda bağışık tutulduğu serbest bölgelerin sınırları içinde bulunurlar. Cebelitarık’ta (Fas’ın Tanca limanı), Amerika’da ve Uzakdoğu’da (Hong Kong) çeşitli serbest limanlar vardır.
Gümrük tüm limanlarda önemli görevler üstlenir; çünkü hem limanlardaki yük trafiği fazladır, hem de gümrük görevlileri bir geminin milliyetini ve kapasitesini belirlemek, liman vergilerini toplamak gibi işlemleri yürütmekle yükümlüdürler. Bu görevliler kaptanlardan deniz raporlarım alırlar ve hem limana girişte, hem de çıkışta borda manifestolarım denetlerler.
Limanlarda malların yüklenip boşaltılması,yük trafiğini düzenleyen işletmeler tarafından yapılır; bu işletmeler hem liman tesislerinden, hem de kendi aygıtlarından yararlanırlar ve çok önemli görevler yapan dok işçilerini çalıştırırlar. Ama yük trafiğini düzenlemekte kullanılan aygıtların modernleştirilmesi ve konteynır gemilerinin çalışmaya başlaması sonucu, bu işçilerin sayısı azaltılmış ve nitelikli işçilerin yetiştirilmesine başlanmıştır.
Irmak Ve Deniz Limanlarının Yapımı
Akarsu ulaşımının yapıldığı ülkelerde eskiden büyük mavnalar yük almak ve boşaltmak için sık sık her istedikleri yerde dururlardı; bu durumlarda geminin karayla bağlantısını sağlamak için uzun kalaslardan yararlanılırdı. Günümüzde gemilerin yükleme ve boşaltması için rıhtım iskeleleri yapılmıştır; ama bunlar ideal çözümler değildir, çünkü iskelede duran gemiler, hem akıntının etkisi altında kalırlar, hem de seyreden öbür gemileri engellerler.Irmak limanlarındaaçıkhazneli bağımsız iç liman tipi yeğlenir; burada ya liman girişinde (Strasbourg limanı) ya da biraz daha içeride, suyolunun üstünde bulunan (Lyon limanı) alavere havuzları yardımıyla su aynı düzeyde tutulur. Bir deniz limanı yapımı, gemilerin tam güvenlik içinde mal yükleyip boşaltmasını sağlayan korunmalı bir su haznesinin yaratılması demektir. Yapımcı, yapüarın maliyetini de göz önünde bulundurarak, olası en geniş durgun su haznesini gerçekleştirmeye çalışır; burada nispeten uzak bir gelecekte bu limana gelmesi öngörülen tüm geftıilerin, gelgit olayının her evresinde kıyıya yanaşabilmesine olanak verecek en düşük bir su yüksekliğini de sağlamak zorundadır. Bir liman için yer seçimi önce ülkenin iç kesimleriyle olan bağlantı kolaylıklarına bağlıdır. Daha sonra iklim koşulları incelenir: Rüzgâr, fırtına, sis ve buz bir limanın iyi işletümesini engelleyen öğelerdir. Son olarak da yerel malzeme kaynaklan araştırılır; çünkü bu iktisadi etken teknik çözümün seçiminde etkilidir. Bir limanın yapımı büyük yatırım gerektirir ve böyle bir girişimde ön çalışmaların rolü çok önemlidir. Projeci bütün ayrıntıları incelemek, bütün olasılıkları göz önünde bulundurmak ve özellikle denizbilimcilerin bilgisine başvurmak zorundadır. Genellikle küçültülmüş model üstünde ön çahşma yapılması gerekir. Dalgalar hangi yönde olursa olsun, su haznesinin tek bir yapı tarafmdan korunabilmesi seyrek raslanan bir olaydır; bu korumayı sağlamak için çeşitli düzenlemeler yapılabilir: Bir noktada birleşen ve bir dalgakıranla desteklenmiş olan setler; kıyıya paralel setler; vb. Bu düzenlemeler de yeterli olmuyorsa, ilk set hattıyla korunan bir ön liman inşa edilip ana limanın girişi bu ilk su haznesinin bitiminde yapılabilir. Durgun bir su haznesi yaratmak için koruyucu yapıların incelenmesi yeterli değildir; dalga hareketlerinin ve dalga kırılmasının da önlenmesi gerekir. Aynı biçimde limanın çeşitli tortu birikimlerinden de korunması söz konusudur, çünkü pahalı bakım çalışmalarının yapılmasını gerektirirler.
Liman Kuruluşları
Limanlardaki su hazneleri, gemilerin rıhtıma en az sayıda manevra yaparak ve en kısa sürede yanaşabilmesini sağlayacak biçimde yapılmalıdır. Bir limanın işletilmesi, ancak, yük trafiğinin niteliği ve yük aktarma hacmiyle orantılı olarak tesislerle donatılmış yeterli sayıda rıhtım istasyonunun bulunmasıyla olasıdır. Bazı istasyonlar alışılmış tiptedir; bazılarıysa petrol tankerlerini, metan gazı ve maden gemilerini, konteynır gemilerini, vb. karşılayacak biçimde özel olarak geliştirilmiştir ve bunların sayısı giderek artmaktadır.
Yanaşma yapıları, rıhtımlar, iskeleler, vb’nden oluşur. Rıhtımlar gemiler için sürekli bir dayanak yeridir ve hem toprak dolgusuyla yapılan setin tutulmasını sağlarlar, hem de gemilerin baba denen bağlantı noktalarına halatlarla bağlanmasına olanak veren bir yanaşma cephesi oluştururlar. Rıhtımlar arasında beton ya da taştan yapılan ve gemilerin sürekli olarak bağlı kalmasma olanak veren yekpare duvar yapılar ve genellikle metalik temel levhaları (palplanşlar) üstüne kurulan hafif yapılar vardır. Meyilli rıhtımlar bir payanda ya da kolon ayaklar sistemiyle tutulan ve betonarme veya öngerilmeli betondan yapılmış bir tahliyeden oluşur; bu tabiiye dolgu toprakla yapılan setin tutulmasını sağlar. İskeleler yeterli su derinliğine ulaşabilmek için yapüan ve genellikle deniz dibine dikey olarak saplanmış temel kazıklar üstüne oturtulan rıhtımlardır. Limanlarda karaya yapüan tesisler, sanayi yapılarında kullanılan alışılmış tekniklerden yararlarularak gerçekleştirilirler, yalnız hem sanayinin yol açtığı çevre kirlenmesi, hem de deniz havasının etkisi altmda bulunan bu tesislerde, hava koşullarından ileri gelen aşınma ve paslanmaya karşı özel önlemler almak gerekir.
Son Yorumlar