Lenf damarları sisteminde sürekli olarak dolaşan soluk sarı renkli sıvı (akkan da denir).
Lenf Sistemi
Lenf sistemi, dokuarası boşluklara çıkmazlar halinde uzanan ve daha büyük damarlara yönelen lenf kılcal damarlarını içerir. Damar çeperleri incedir ve kendilerine dıştan bakıldığında tespih görünümü veren kapakçıklarla donanmışlardır. Bu damarlar, derin kan damarlarıyla birlikte ilerleyen derin lenf damarları ve yüzeysel lenf damarları olmak üzere iki sisteme ayrılırlar. Yollan üstünde lenf düğümlerinden geçerler. Bunlar, kümeler halinde toplanan, etli kıvamda ve koyu gri renkli küçük organlardır. Bazdan derinde ve iç organların çevresinde yer alır, bazılarıysa yüzeyseldir ve ele gelebilecek bölgelerde (boyun, kasık, dizardı, koltukaltı, vb.) bulunur; büyüdüklerinde elle yoklanabilirler.
Lenf damarlarının tümü iki büyük lenf gövdesine ulaşır: Bunlardan biri sağ köprücükaltı toplardamarına dökülen büyük lenf toplardamarı ve göğüs kanalıdır. Göğüs lenf kanalı, karında Peke sarnıcı adı verilen bir depodan başlar. Peke sarnıcına lenf damarlarından başka barsaklardan gelen kilüs damarları da dökülür.
Lenf
Lenfin yoğunluğu 1,020 dolayındadır. Kan serumuyla, daha düşük miktarlarda olmakla birlikte aynı öğeleri içerir. İçinde bulunan fibrinojen nedeniyle pıhtdaşabilir. % 98’i lenfositlerden oluşan katı cisimcikler içerir. Lenfositler büyük bir çekirdek ve bunu çevreleyen ince bir sitoplazmadan oluşan küçük ve tekçekirdekli akyuvarlardır. Lenf, lenfositlerin dışında birkaç monosit ve ender olarak da çokçekirdekli eozinofil akyuvarlar kapsar.
Lenfin başlıca görevi, doğrudan doğruya kana geçemeyen besin maddelerini dolaşıma vermektir. Gerektiğinde kana verilebden bir plazma yedeği oluşturur. Gerçekten de, dokulara arası boşlukların lenfi, bir kan plazması sızıntısı niteliğindedir. Bu lenf, hücrelerin kendderine gerekli maddeleri aldıkları ve artıklarım boşalttıkları bir iç ortamdır. Dolayısıyla aralıksız süren bu değişim sistemi aracdığıyla, kan damarlarının taşıdığı plazma, lenf damarları tarafından geri alınarak damar lenfi biçiminde genel dolaşıma geri döndürülür.
Barsağın kilüs damarlarındaki lenfin özel bir görünümü vardır: Sindirimden kaynaklanan yağlar bakımından zengin olduğundan beyazımsı renktedir.
Kapsadığı lenfositler dolayısıyla lenf, bağışıklık olaylarında rol oynar. Gerçekten de lenfositler iki büyük öbekte toplanabilirler: Kemik iliğinden kaynaklanan ve timüs bezinde kalmış (ti- müse bağımlı) T-lenfositler ve timüste kalmamış, iliğe bağımlı B-lenfositler. T-lenfositler hücresel bağışıklıkta başlıca rolü oynarlar. Lenf damar ve düğümleri, kan dolaşım sistemiyle benzer hastalıklara yakalanabilirler.En sık görülen hastalıkları, yüzeysel kalabilen ya da lenf gövdelerine veya komşu lenf düğümlerine ulaşabilen yangılar ya da lenfanjiderdir. Lenf düğümlerinin hastalanması adenopati olarak adlandırılır; lenf düğümünün büyüklük, kıvam ya da görünümündeki değişiklikler biçiminde ortaya çıkar; çok ağrılı olabilir. Bazen kuşkulu bir lenf düğümünden parça almak (biyopsi) ya da tümünü çıkarmak gerekebilir.
Son Yorumlar