Bazı bitkilerin özsuyu olan lateksin (doğal kauçuk) ya da etilen veya dietil hidrokarbürlerin (yapay kauçuk) işlenmesiyle elde edilen esnek madde. Kauçuk adı Yukarı Amazon bölgesindeki Kızılderililer tarafından çok eski zamanlardan beri bir kauçuk ağacı (Hevea) çeşidinden elde ettikleri maddeye verilen yerel bir addan alınmıştır.
1525’e doğru bazı yazarların (Sahagun, Pietro Martire di Anghiera) sözünü ettikleri kauçuğun özellikleri, ancak XVIII. yy’da anlaşılmaya başlandı. 1736’da Charles-Marie de la Condamine, Peru’da görevli olduğu sırâda Paris Bilimler Akademisi’ne bazı “Kauşu” örnekleri gönderdi. Fresneau.l 74 7’de,Guyana’da Hevea bitkisinden çıkarılan bir maddeyi, elde etme biçimini (oluk açma) ve dumanla pıhtılaşmayı belirleyerek topladı. Hevea guyanensis, Aublet tarafından 1762’de saptanarak özellikleri belirlendi, daha sonra Asya ve Afrika kauçukları bulundu. 1770’te Priestley kauçuğun kalem izlerini silme özelliğini gözlemledi.
Kauçuğun özelliklerinden XIX. yy’a kadar yeterince yararlamlamadı: Macintosh tarafından 1823’te Londra yakınlarında ilk fabrika kurularak su geçirmez kumaş sanayisi oluşturuldu. Bu sanayi 1828’de Fransa’da kuruldu. Daha sonra buluşların sayısı artarak birbirini izledi. 1840’ta bu alanda gerçek bir sanayi devrimi oldu: Charles Goodyear A.B.D’nde sıcak kükürtle işleme olayım buldu; böylece sıcağa dayanıklı olan ve soğukta esnekliğini yitirmeyen bir kauçuk elde etti. 1851’de Morey’in sert kauçuk (ebonit) hazırlama yöntemini saptamasıysa, kauçuğun kullanım alanlarının sayısmı artırdı. XX.yy’m ilk yıllarından başlayarak, otomobil alanındaki gelişmeler kauçuk ile onun kimyasal bileşiklerinin kullanımı bu ürünü önemli bir hammadde durumuna getirdi. 1930’dan sonra Alman I.G. Farbenindustrie şirketi stiren ve akrilonitrilin türevleri olan elastomerlerin yapımını başlattı; bu maddeler Almanya’da İkinci Dünya savaşı sırasında çok sayıda üretildi. Kimyasal eriticilere karşı dayanıklı esnek bir ürün olan tiokolun üretimi 1928’de başladı; kloropren ve neopren ise 1930’a doğru üretilmeye başlandı.
Kauçuk Üretim
Kauçuk çok sayıda bitkinin lateksi içinde bulunur ama bu bitkilerin yalnızca birkaçı kullandır. Sanayi kauçuğu sağlayan bitkder, eklemsiz süt damarlarının bulunduğu ailelerdendir. Bu bitkderde büyük ve çok dallanma gösteren ama birbirleriyle bağlantısı olmayan salgı hücreleri bulunur; bu tipteki süt damarları sütleğengiller (Euphorbiacae), Artocarpaceae, zakkumgüler (Apocynaceae), tohumları- ipekgiller (Asclepiadaceae) adelerinde vardır. Bu arada öbürlerinden farklı olarak ağızlaşma yapan, yani birbirleriyle birleşmiş salgı kanadan bulunan bdeşikgdler adesine bağlı bitkilerden de yararlandmaktadır. Bütün bu türlerden bir bölümü üretilir ve bunlar işletmelerden elde edilen kauçuğu verirler. Yabanıl halde yararlandan öbürlerindense “orman kauçuğu” elde eddir. İşletmelerden elde edilen kauçuk, dünya kauçuk üretiminin % 98’inden fazlasını kapsamaktadır.
Kauçuk üretimi manyoka, incir gibi bütün öbür kauçuk bitkilerinden üstün olan Hevea brasiliensis (kauçuk ağacı) ile yapılmaktadır. Doğal yetişme bölgesi Amazon vadisi olan bu ağaç, genellikle bdlurlu kayaçlarm parçalanmasıyla oluşan topraklardan hoşlanır.Kazık kökleri vardır, hafifçe kdli, iyi akaçlanmış ve yağmurlu mevsimlerde iyice sulanan bir toprağa gereksinim duyar. Bölgelere göre değişik kauçuk ağacı çeşitlerine raslamr; 25-50 m yükseklikte, külrengine çalan kabuklu güzel bir ağaç olan Hevea brasiliensis’in vatanının Amazon ırmağının kolları tarafmdan sulanan yaylalar olduğu sanılmaktadır; aynı zamanda bu ırmağın ağzındaki adalarda da bulunur. Amazon bölgesindeki 800 000 hektardan fazla doğal orman kauçuk ağaçlarından oluşur Kauçuk ağacı Sri Lanka, Malezya, Endonezya ve Çinhindi’nde yoğun biçimde yetiştirilir. Açılıp sürülmüş topraklarda kurulan büyük tarım işletmelerine baklagiller ekilerek bu toprakların verimi artırılır. Ekim alanlarında hektar başına 250-300 ağaç (her 6 metrede bir ağaç) bulunur. Ağaçların kauçuk verimi (bir yılda hektar başına 1 500-2 000 kg lateks arasında değişir), aşılama ve nitelikli tohumların seçilerek ekilmesiyle artırılır. Lateks elde etmek için ağacm kabuğunda, topraktan 1,50 m yükseklikteki bir yerde sarmal biçimde bir kanal açılır. Yalmzca Malezya ve Endonezya’da (Sumatra ve Borneo) dünyadaki kauçuk ağacı ekim alanları yüzölçümünün 3/4’ü bulunur. Afrika’daki kauçuk veren türler çok daha fazla sayıda olmakla birlikte günümüz piyasasının gereksinimlerini gidermede yetersiz kalır.
Doğal Kauçuğun Hazırlanması Ve Kullanımı
Ağaçtan toplanan la teksin yaklaşık % 40’ı kauçuktur. Santrifüjle çökeltilerek biriktirildikten sonra, lateksin içinde % 60 oranına ulaşan kauçuk doğrudan kullanılabilir ya da tersine, doğal kauçuk elde edilmesi için işlenir. Lateks tüketimi, doğal kauçuk tüketiminin beşte biri kadardır. Özellikle gözenekli ürünler (şilte, koltuk kaplaması), eldiven. balon, oyuncak, vb. yapımında kullanılır.
Lateksin asetik asit (% 1) ya da formik asit (% 0,5) eklenerek dondurulması şerit ya da tabaka halindeki ham kauçuğun elde edilmesini sağlar. Hammadde iki silindir arasında yoğurulup yumuşatılarak esnek bir kitle haline dönüştürülür, daha sonra paletli aygıtlar içinde çeşitli maddelerle (esneklik vericiler, kükürtleyici etkenler) karıştırılır. İçinde kauçuk bulunan kusursuz bir ürün yapmak için kalıba dökme, parlatma ve bükme işlemlerinden yararlanılır.
Kalıba dökme çeşitli biçimlerde eşyalar elde edilmesini sağlar. Parlatma, aralarından hammaddenin geçirildiği 3-4 silindirli makineler olan cila silindirleri yardımıyla kauçukla kaplanmış ya da içine kauçuk işlemiş kumaş veya tabakaların yapılmasına olanak verir. Bükme işleminin özelliği hammaddenin bir haddeden geçirilmesinden oluşur; bükücü araçlar boru, araba lastiği yatağına ilişkin şeritler gibi dar uzun parçalar elde etmek için kullanılır. Kükürtle işleme, kauçuğun özelliklerim iyileştirmek (esneklik, soğuğa ve sıcağa dayanıklılık gibi) amacıyla, kükürt ekleyerek ve bu karışım 130°C’ın üstünde ısıtılarak yapılan bütünleyici bir işlemdir. Bu uygulama kalıba dökme sırasında ya da parlatma ve bükmeden sonra gerçekleştirilir; bu durumda kükürtle işlenecek ürünler bir presin tablaları arasına ya da sıcak ve kapalı bir yerin (buhar basınçlı otoklav ya da sıcak havalı etüv) içine yerleştirilir.
Doğal Kauçuğun Bileşimi Ve Özellikleri
Kauçuk, (C5H8)n formülü ilk kez Faraday (1826) tarafmdan ortaya konmuş olan bir hidrokarbondur. Fransız kimyacı Bouchardat’nm 1875-1879yılları arasındaki önemli çalışmaları da kauçuğun bir izopren polimeri olduğunu göstermiştir:
ch2=ch-c=ch2
ch3
Kauçuk, alkalilere ve az yoğun asitlere hemen hemen duyarsızdır. Klor, kauçuğu kırılgan hale getirir. Yoğun, kuvvetli asitler ve bakır gibi bazı metaller yavaş etkirler. Dayanıklılık kauçuğun belirgin özelliğidir: Gerçekten kauçuk yumuşak, bükülgen, su geçirmez ve şaşırtıcı derecede esnektir. Isıtıldığında yumuşar, 150°C’a doğru akışkan hale geçer ve 300°G’a doğru ayrışıp bozulur. Kauçuk, gazları, özellikle karbon anhidriti soğurur. Kauçuk için en iyi çözücü karbon sülfür ve % 5’likarı etilalkol karışımıdır;benzen, terebentin esansı, tolilen, kloroform, karbon tetraklorür, vb. içinde de kısmen çözünür. Su içinde çözünmez ama suyu yapısı içine alabilir ve ağırlığının % 25’i oranında emebilir. Yoğunluğu 0,91-0,97 arasında değişir. Isıyı pek iyi iletmez, elektrik açısından da kötü bir iletkendir.
Kauçuk Türevleri Ve Yapay Kauçuklar
En fazla kul) anılan kauçuk türevleri klorlanmış kauçuk, kauçuk klorür ve siklokauçuktur. Klorlanmış kauçuk, suya ve kimyasal etkenlere karşı büyük bir direnç gösterir ve sözgelimi binaların dış yüzey boyalarının yapılmasında kullanılır; kauçuk klorür saydam ve renkli tabakalar halinde besin maddelerinin paketlenmesine yarar; kauçuğun yükseltgenmiş ürünleri yalıtkan boya ve cilala rm yapımında kullanılır; siklokauçuklarsa kalıp dökümü işlemlerinde kullanılan toz halindeki kauçuk olarak iş görürler. Doğal kauçuk içeren ürünlerin yapımı ham kauçuğun fiyatındaki dalgalanmalar, kauçuk ağacı ekim alanlarının azaltılması, anlaşmazlık hallerinde gereç sağlama güçlükleri gibi bazı etkenlere bağlıdır. Bu nedenle önce Almanya, sonra S.S.C.B. ve A.B.D., özellikle İkinci Dünya savaşı sırasında, doğal kauçuğa benzer özellikleri bulunan bireşim ürünlerinin bulunmasıyla ilgilenmişlerdir. Ayrıca lastik yapımında da kauçuk üretiminin büyük bir bölümü tüketilmektedir. Elastomerler diye de adlandırılan yapay kauçuklar, katalizörler yardımıyla fiziksel dönüşümler ve polimerleş- meyle (temel moleküllerden büyük moleküllerin yaratılması) elde edilirler. Elde edilen büyük moleküllerin son derece yüksek bir molekül kütlesi vardır ve uzun düz zincirler yapan elementler halindedirler.Bütadiyen-stiren kopolimerleri özellikle lastik sanayisinde en fazla kullanılan polimerlerdir. Polibütadiyenler, petrolün arıtılmasıyla elde edilen büta diyenin polimerleş- tirilmesiyle meydana gelirler; yapıları doğal kauçuğunkine benzer ve lastik yapımında kullanıbrlar. İzoprenin polimerleştirilmesiyle elde edilen poliizoprenler de aynıdır. İzobütilen ve izoprenin birlikte polimerleştirilmesiyle elde edilen bütil kauçuk, gazları geçirmez ve oksitlenmeye karşı dirençlidir. Özellikle hava lastiklerinin yapımında kullandır. Polikloroprenler ve özellikle neopren yanmaz ve soğuğa karşı son derece dayanıklıdır. Yapay kauçuklar arasında son olarak bütadiyen-akrilik nitrilin kopolimerle- rini (perbünanlar), silikon kauçuklarını sayabiliriz; bunlar -50°C ile + 300°C arasındaki sıcaklık derecelerine dayanıklıdırlar ve havacılıkta kullanılırlar; flüorlanmış kauçuklar da sıcaklığa ve çözücülere karşı son derece dayanıklıdır.
Son Yorumlar