DEVLET YÖNETİMİ Türk-İslam devletleri değişik coğrafyada kurulmalarına rağmen hâkimiyet anlayışları birbirine benzemektedir. HAKİMİYET ANLAYIŞI İslamiyet öncesinde Türk hükümdarlarına devleti yönetme yetkisinin Tanrı tarafından verildiğine inanılırdı. Bu anlayış İslam’dan sonra halifenin onaylaması şekline dönüşmüştür. Ancak yönetimi halife ile paylaşmamıştır. Halifeyi dini lider kabul ederek korumuşlar; halka eşit ve adaletli davranmışlardır. İlk Müslüman Türk Devletlerinde Hükümdarlık İşaretleri: […]
Tarih
BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİ (1040 – 1157) Büyük Selçuklu Devleti, Oğuzların Üç ok kolunun Kınık boyuna mensup Türkler tarafından kurulmuştur. Devlet, adını Oğuzlar devletinde önemli yere sahip olan Selçuk Bey’den almıştır. Selçuk Bey’in ölümünden sonra, yerine oğlu Arslan Yabgu geçmiştir. Arslan Yabgu’nun Gazneli Mahmut tarafından yakalanarak Hindistan’da hapsedilmesi Selçuk Bey’in torunları Tuğrul ve Çağrı Beylerin Gaznelilerle […]
KARAHANLILAR (5340—1212) Uygur Devleti’nin yıkılmasından sonra Karluk, Yağma ve Çiğil Türkleri tarafından Türkistan’da kurulmuştur. Kurucusu Bilge Kül Kadir Han’dır. Devlet 932 yılında Satuk Buğra Han zamanında İslamiyet’i resmen kabul etmiş ve Yusuf Kadir Han döneminde de en parlak dönemini yaşamıştır. İlig Han zamanında Gaznelilerle birlikte Samanoğiu Devleti’ne son veren Karahanlılar, daha sonra Horasan için Gaznelilerle […]
TÜRKLERİN İSLAMİYET’İ KABULÜ MÜSLÜMANLARLA TÜRKLER ARASINDAKİ İLK İLİŞKİLER Hz. Ömer zamanında (642) Nihavent Savaşı ile İran alınmış ve Müslüman Araplar ilk defa Türklere sınır komşusu olmuşlardır. Hz. Osman zamanında Türkler ile ilk savaşlar yapılmıştır. Emeviler zamanında Maveraünnehir’in fethi ile şiddetli savaşlar olmuş; Emevilerin milliyetçilik politikasından dolayı İslamiyet Türkler arasında fazla kabul görmemiştir. Abbasiler zamanında Türkistan’da […]
DESTAN Çok eski zamanlarda ulusları derinden etkilemiş ve sonraki dönemlerde de etkileri sürmüş savaş, göç, doğal afet gibi olağanüstü olaylarla ilgili söylenmiş uzun manzum öykülere destan denir. Destanlar, anonimdir; çağdan çağa, ağızdan ağıza aktarılırken değişikliğe uğrayabilir. Destanlarda anlatılan olaylar ve kişiler olağanüstü özellikler taşıyabilir. SAKA DESTANLARI a) Alp Er Tunga Destanı Bu destanda Saka Türklerinin […]
ÜÇÜNCÜ MURAT DÖNEMİ (1574 – 1595) Bu dönemde; Yeniçeri Ocağı‘na asker alma kuralları (Kanun-ı Kadim) bozuldu. Babası Ikinci Selim döneminde olduğu gibi ordunun başında sefere çıkmama alışkanlığı devam etti. Ilk ciddi Istanbul (Yeniçeri) İsyanları çıktı. Sokollu döneminde himaye altına alınan Lehistan elden çıktı. Sokollu döneminde başlayan Kafkas fetihleri bu dönemde 1590 yılında imzalanan Ferhat Paşa […]
Özellikleri: Avrupa’daki gelişmelerden yararlanma yoluna gidilmemiştir. Islahatlar kişilere bağlı olarak yapılmış, kişilerin etkinliği sona erince ıslahatlar duraksa mıştır. Bu nedenle köklü değişiklik yapılamamıştır. Devletin düzenini sağlamak için kaba kuvvete baskıya başvurulmuştur. Islahatlarla devletin ilerlemesi sağlanamamış; sadece devletin gerilemesi geciktirilmiştir. Bu dönemin başlıca ıslahatçı padişah ve dev let adamları şunlardır: Kuyucu Murat Paşa: Birinci Ahmed’in Veziriazamı […]
Celali İsyanları, 16. ve 17. yüzyıllarda, Osmanlı yönetimindeki Anadolu’da toplumsal ve ekonomik yapının bozulmasından kaynaklanan ayaklanmaların tümüne verilen addır. Bu ayaklanmaların adı, bu kapsamdaki ayaklanmaların ilkinin önderi olan Yavuz Sultan Selim döneminde binlerce taraftarı ile ayaklanan Bozoklu (Yozgatlı) Şeyh Celal’den gelir. Bozoklu (Yozgat) olan Şeyh Celal, Mehdi olduğu iddiasıyla 1519’da Osmanlı yönetimine başkaldırdı. Tokat yöresinde […]
A) İÇ NEDENLER a) Merkezi Yönetimin Bozulması Osmanlı Devleti, değişik ırk, din, dil ve kültürde olan uluslardan meydana gelen bir Imparatorluk idi. Devlet düzeninin bozulması ve kanunların tam olarak uygulanamaması, merkezden uzak yerlerin yönetiminde problemler ortaya çıkardı. Ayrıca Kanuni’den sonra tahta geçen padişahların çoğunun zayıf kişilikli ve yönetim tecrübesinden yoksun olmaları yönetimde sadrazamlarla saray kadınlarının […]
Türkiye, 1930 – 1939 yılları arasında “yurtta sulh cihanda sulh” ilkesini takip ederek “uluslar arası örgütlere katılmaya” çalışmıştır. Türkiye’nin Millletler Cemiyetine Girişi (18 Temmuz 1932) Milletler Cemiyeti, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya barışını korumak amacı ile galip devletler tarafından Paris Barış Konferansı’nda kurulmuştur. Türkiye, “Yurtta Sulh, Cihanda sulh” ilkesi gereği yürütülen uluslararası barış faaliyetlerine katılmış […]
Son Yorumlar