Karl V (Şarlken), İspanya kralı ve Germen imparatoru (Gand, Belçika, 1500-Yuste Manastırı, İspanya, 1558).
Güzel Felipe ile Çılgın juana I’in oğlu olanKarl,babaannesiMarie de Bourgogne tarafından,LouisXI döneminde Fransa’ya geçmiş Bourgogne düklüğü dışındaki Bourgogne topraklarının, büyükbabası, Kutsal Roma-Germen imparatoru olan Maximilian I (Güzel Felipe’nin babası) tarafındanda Habsburg topraklarının (Avusturya ve Güney Almanya) mirasçısıydı. Aragonlu Fernando II ile Katolik İsabel I’in kızı olan annesi, beklenmedik bir biçimde Castilla ve Aragon krallıklarının ve bunlara bağlı olan Sicilya, Napoli ve Amerika kıtasında fethedilmiş yerlerin mirasına konmuştu. Babası 1506’da ölen, annesi de delirip Castilla’dan çıkamaz duruma gelen genç Kari, halası Avusturyalı Margherita tarafmdan yetiştirildi. Sonradan Adrianus VI adıyla papa olacak Adriaan Floriszoon eğitimiyle yakından ilgilenip, dinsel açıdan sağlam bir inanca sahip olmasını sağladı. Özel eğitimiyle ilgilenen Chievres senyörü Guillermo de Croy da Kari’ m üstünde etkili oldu: Yalnızca fransızca ve flamancayı iyi konuşan Kari V, kendini her zaman Bourgognelu saydı.
Karl V İmparatorluğu ve Dönemi Tarihi Olayları
1515’te Bourgogne dükü olan Kari V (ya da Şarlken) 1516’da Fernando II’ nin ölümü üzerine, gittikçe deliren annesiyle birlikteN Castilla ve Aragon kralı oldu. 1519’da Maximilian I’in ölümüyle Habsburg topraklarının mirasına kondu. 28 Haziran 1519’da Alman bankerleri Fuggerlerin ve Welserlerin desteğiyle François I’e karşı seçimi kazanarak imparator oldu. Gerçekte, Kari V imparatorluğu diye andan imparatorluk hiçbir zaman organik bir birlik haline gelmedi: Her krallık kendi özel kuramlarını korudu, Kari V, yetkilerini kral naiplerine ve valilere devrederek imparatorluğun ruhunu temsil etti. Bu dağınık durum da onu yer değiştirmeye zorluyordu: Nitekim, toplam olarak 28 yıl Hollanda’da, 18 yıl İspanya’da, 8 yıl da Almanya’da kaldı.
Fransa İle Uyuşmazlık
Kari V’in Fransa’yla olan uyuşmazlığının birçok nedeni vardır. Bunların arasında özellikle şunları sayabiliriz: İmparatorluk seçimlerindeki yenilgisini kabul edemeyen François I’in saygınlık kazanmak için giriştiği rekabet; Kari V’in Bourgogne düklüğü üstünde her zaman mirasçılık iddiasında bulunması; özellikle İtalya üstünde egemenlik istemesi. Bütün bu nedenler sonucu arka arkaya dört savaş, iki hükümdarı karşı karşıya getirdi. 1521’de François I,Müanese’yi kaybetti ve Müanese Sforzalara verüdi. Burayı yeniden ele geçirme girişimlerinde bulunan François 1 1525’te Pavia’da tutsak düştü. François I’in tutukluluk altında imzaladığı Madrid anlaşmasının (1526) gerekleri yerine getirümedi. Bunun üstüne yeniden başlayan savaş Cambrai anlaşmasıyla (1529) sonuçlandı: Bu anlaşmaya göre Kari V Bourgogne’u,François I de İtalya’yı almaktan vazgeçtiler. Müanese’nin kimin eline geçeceği konusu da iki savaşa yol açtı. 1535’te sonuncu Sforza’nın ölümü üzerine François I İtalya’ya,Kari V ise Provence’a saldırdı; Nice saldırmazlık anlaşması (1538), Kari V’in Müanese’yi oğlu Felipe Il’ye verme kararından sonra bozuldu (1542). Kari V, Meaux’ya kadar ilerledi ve François I, koşulları hiçbir zaman göz önünde bulundurulmayan Crepy-en-Laonnais barış anlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. Henri II yönetimi zamanında savaş yeniden başladı; İspanya, Kari V’in hükümdarlığının son döneminde, Napoli, Milanese, Cenova ve Toscana’ ya egemendi. Fransa’ysa Savoie ve Piemonte’yi elinde tutuyordu. Ama her şey sonuçlanmamıştı.
İspanya Ve Osmanlı İmparatorluğu’nun Gücü
Kari V, Eylül 1517’de kendisine bağlı bir krallık olan İspanya’ya yerleşmeye geldi ama kısa süre içinde sevilmeyen bir insan haline geldi. Bourgogne’ un gösterişli yaşamına alışmış, para ve ün düşkünü danışmanları, İspanya’nın yoksul yaşamına güçlükle uyum sağlıyordu. Kari V’in gidişinden az sonra, 1520’de, önce yabancıların kötü davranışlarına yönelik olan, sonra soylulara yönelik bir savaşa dönüşen comunero’ların başkaldırısı patlak verdi. 1521’de Villalar’ da ayaklanma bastırüdı. Aynı dönemde, açıkça soylular sınıfına karşı olan halk ayaklanmaları da Mallorca ve Valencia krallığım altüst ediyordu. Kari V, 1522’de İspanya’ya döndü ve burada yedi yıl kaldı. Ülkede artık kaynaşma kalmamışü ve İspanya Kari V’e hem asker, hem de Amerika’daki hâzineleri sayesinde para sağlıyordu. Bu sırada Cezayir’i elinde tutan Osmanlı İmparatorluğu’nun Akdeniz’deki gücü giderek artıyordu. Ayrıca Osmanlı İmparatorluğu, François Fin müttefikiydi. Bunun üzerine Kari V 1535’te Tunus’u aldı ve 1541’de Cezayir’i kuşattı. Ama, donanması çıkan fırtına nedeniyle başarısızlığa uğradı. Bu olaydan sonra da Osmanh donanması Akdeniz’e iyice egemen oldu. Bunun sonucunda Kari V Müslümanlar üstünde ve Akdeniz’de uygulamaya çalıştığı siyasetten bütünüyle vazgeçmek zorunda kaldı.
Reform’a Karşı Savaş
Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu çok düzensiz ve son derece geniş bir toprak parçasına yayılmıştı. İmparatorun belirli bir saygınlığı vardı ama sürekli bir ordusu bulunmadığından ve sürekli olarak vergi alamadığından, imparatorluğa bağlı devletlere karşı nüfuzunu kullanma konusunda pek fazla olanağa sahip değildi. Kari V, daha 1522’de Habsburg sülalesinden kendisine miras kalan toprakları kardeşi Ferdinand I von Habsburg’a bıraktı. Ferdinand,1531’te Romalıların kralı seçüdiyse de,dinsel alana ilişkin işlerle Kari V ilgilendi. Reform, Almanya’yı derinden etkiliyordu. Kari V, Lutherci görüşlerle Katolik görüşler arasında bir uzlaşma sağlamaya girişti. Ama Augsbourg mezhebi konusundaki Protestanların ayrılıkları üzerine papadan piskoposlar meclisini toplantıya çağırmasını istedi. Din adamlarının kararsızlığı ve Fransızların, prensleri Kari V’e karşı koydurtmak istemeleri piskoposlar meclisinin açılışının 1545’e kadar gecikmesini doğurdu. Bu arada, Protestanlar Smalkalde Birliği içinde örgütlenmişlerdi. Kari V o dönemde sözü geçen bir Lutherci prens olan Saksonyalı Moritz’in desteğini kazanarak, Smalkalde Birliği’nin ordusunu 1547’de Mühlberg’de yenilgiye uğrattı. Böylece yeni bir uzlaştırma girişimi de başarısızlığa uğradı. Bu sırada Saksonyalı Moritz Metz, Toul ve Verdun’ü işgal eden Henri IFyle anlaştı. İnnsburck’ta Saksonyalı Moritz tarafından geri püskürtülen Kari V, Passau barış anlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. 1553’te Metz’deki son yenilgisinden sonra yorgun, hasta, cesareti kırılmış Kari V, hükümdarlıktan vazgeçmeye karar verdi. 1555’te imzalanan Augsbourg barış anlaşması dinsel sorunları düzenlemişti. Buna göre, her prens istediği dini seçebilir ve uyruklarına benimsetebilirdi. Böylece, Lutherci inanış Almanya’da zafer kazanmış oluyordu: Katolik inanış ise, yalnızca güneyde ve Ren kıyılarında sürdürülebiliyordu. Söz konusu durum, imparator için büyük bir başarısızlıktı; bunun üzerine devletlerini, imparatorluk tacının vârisi olan kardeşi Ferdinand’la (Avusturya’yı aldı), İspanya, İtalya ve Hollanda’nın mirasçısı olan oğlu Felipe II arasında paylaştırdı.
Son Yorumlar