İtalya Cumhuriyeti, varlığının ilk yirmi beş yılında, olağanüstü bir iktisadi dönüşüm geçirdi; bunu nüfus yapısındaki köklü değişiklikler izledi. Nüfus artış hızı son yirmi beş yılda hissedilir biçimde azalmakla birlikte, İtalya, Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun nüfusu en çabuk artan ülkeleri arasındadır (yılda binde 1). Gerçekten de, Kuzey İtalya’da Batı Avrupa’nın malthusçu nüfus bilim tutumu benimsenmiş olmakla birlikte (Piemonte’de doğum oranı: binde 14,8), Güney İtalya, hızı biraz düşmesine karşın gene de doğum oranının yüksek olduğu bir bölge sayılır (Campania’da doğum oranı: binde 22,1). Ölüm oranıysa yaşama düzeyinin yükselmesine bağlı olarak, bütün İtalya’da azalmıştır; günümüzde binde 9 (1992) dolaylarındadır. Bu nedenle nüfus baskısı şiddetini yitirmemiştir (km2’ye 191,7 kişi) ve iş piyasasında ağırlığını göstermektedir; dış göç olayı da önemini korumaktadır. Göçmen işçilerin büyük çoğunluğu iktisadi bakımdan durumu pek elverişli olmayan Güney İtalya’dan (Mezzogiomo) gelir; bu insanların kimi sürekli olarak, kimi geçici olarak Kuzey ve Güney Amerika ülkelerine (giderek azalan sayıda: Yılda 30.000’in altında), özellikle Belçika, Almanya, İsviçre gibi Batı Avrupa ülkelerine (yılda 100.000 dolaylarında) gitmektedirler. Güneyden kuzeye, kırsal kesimlerden kentlere doğru olan iç göç hareketi de büyük boyutlara ulaşmıştır. Sayıları öteden beri yüksek olan İtalya kentleri bu akınlar sonunda hızla gelişmiş, bunun sonucunda da konut, okul, halk sağlığı, vb. açısından çeşitli sorunlar ortaya çıkmıştır.
Son Yorumlar