Irmak rejimleri
Yukarıdan aşağıya:
a) katı kaynaklı basit beslenme; yeşil buzul rejimi, mavi dağ kar rejimi, kırmızı ova kar rejimi.
b) basit rejimler: mavi okyanus yağmur rejimi, yeşil Akdeniz yağmur rejimi, kırmızı tek maksimumlu tropikal yağmur rejimi, siyah kara yağmur rejimi.
c) karmaşık rejimler: mavi kar-yağmur rejimi, yeşil vağmur-kar rejimi,
Rakamlar en düşük debiye göre aylık debi değişikliklerini gösterir.
Irmak Nedir?
Birçok yan kolun sularıyla beslenerek denize dökülen büyük akarsu. Irmak, büyüklüğü ve ayrı ayrı kollardan beslenmesinin neden olduğu karmaşık akış düzeniyle derelerden ayrılır.
Irmak Havzası
Aklan havzası, ırmak ve kollarıyla akaçlanan yüzeyi çevreleyen su ayrımı çizgisiyle sınırlıdır. Suların akışını etkileyen her türlü olay bu çevrede gelişir: Bunlar arasında özellikle, iklime bağlı etkenler (yağmur ya da kuraklık, don ya da ısı), yüzey şekillerine bağlı etkenler (dağ ya da ova), taşların yapışma bağlı etkenler (geçirimli ya da geçirimsiz kayaçlar) ve biyocoğrafyaya bağlı etkenler (bitki örtüsünün niteliği) vardır.
Aklan havzasına düşen yağışlar tümüyle ırmağa ulaşmaz: Bir bölümü buharlaşma yoluyla uçar gider; bazen ya bitkiler tarafından emilir ya da buzullar içinde ve göllerde saklanır; suyun geri kalan bölümü, sellenme ya da sızma yoluyla ırmağa ulaşır. Buna göre, havzamn yapısı hem ırmak ve kollarının beslenmesi, hem bunların akış hızları,hem de su ağlarının (geçirimsiz topraklarda, irili ufaklı birçok kola ayrılarak dallanıp budaklanabilir, geçirimli topraklardaysa cılızlaşır, hatta yok olabilir) yoğunluğu üstünde doğrudan etkilidir.
Akarsu Havzasının Aşınması
Irmak, aklan-havzasını üçlü bir eylemle biçimlendirir: Aşındırma, taşıma ve alüvyon yığma. Akarsu, yerçekiminin etkisiyle yüzey şekillerinin genel eğimini izler ve derinliği sürekli artan bir yatak oyar (yumuşak kayaçlarda hızla, sert kayaçlarda daha yavaş). Irmağın taşıdığı katı maddelerin neden olduğu bu düşey aşındırma, özellikle hızlı bir akıntının etkisiyle burgaçlanan taşların oyduğu dev çukurlarda (dev kazanlar) çok belirgindir: Tuna ırmağı, Demirkapılar’da 60 m derinlikte çukurlar açmıştır. Eğimin daha şiddetli olduğu yerlerde, çağlayandan çağlayana dökülen sular, sert kayaçları, testereyle keser gibi yavaş yavaş aşındırarak derin boğazlar açabilirler. Eğimin hafiflediği kesimlerde, ırmak oyma gücünü yitirir; bu yüzden, ırmakların, dağlık bölgelerde, çok düzensiz bir boyuna profilleri (boyuna yanay) vardır. Sert kaya setlerinin aşılması sırasında, sular kayalar arasında köpürerek akar; eğim apansızın ve büyük bir kesintiye uğrarsa, su kütlesi çağlayan ve çavlanlar (Zambezi üstünde Victoria çağlayanları) halinde ve gürültü çıkararak dökülür. Irmak, kendisine en elverişli akış koşullarını sağlayacak ideal bir denge profiline (denge yanayı) erişebilmek için, gerileyen bir aşınmayla sürekli olarak profilindeki düzensizlikleri gidermeye yönelir.
Bu biçimlendirme işi, ortalama deniz düzeyinden(genel taban düzeyi) başlayarak gerçekleşir; bu düzeyin altında ırmağın oyma gücü yok olur. Irmak kolları da ana ırmakla birleştikleri noktada oluşan yerel bir taban düzeyinden başlayarak benzeri bir biçimde hareket ederler.
Denge profiline ancak alçak vadilerde ulaşılır, okyanuz ve kara düzeyinin her değişiminde bu, bozulmaya yüz tutar. Irmağın oyma işlemi, yamaçlardan süzülen sel sularının da eklenmesiyle vadinin genişlemesine yol açar; bu olgu yan aşınmadır. Irmak enine yer değiştirmelerle kıyılarını aşındırır, yamaçları oyar. Düzlükte, yatak düzensizliğinin bir sonucu olan dolambaçlar, yavaş yavaş yuvarlaklaşarak menderesler oluştururlar. Bir kez oluşan menderes, içbükey kıyı aşınmasının etkisiyle durmaksızın genişler ve sonunda vadiyi kendi boyutlarına göre biçimlendirir. Vadinin enine profili (enine-yanay) giderek açılır; başlangıçtaki boğazın yerini, ırmağın eriştiği farklı düzeylerin (suların çekildiği dönemlerde bile boş kalmayan küçük yatak, daha derin suların geçtiği ana yatak ve aşınma nedeniyle terk edilmiş eski yataklara tanıklık eden taraçalar) ortaya çıktığı, tekne biçiminde bir vadi alır.
Irmağın Yükü ve Debisi
Bir akarsuyun taşıma gücü, debisine ve eğimine bağlıdır. Bir ırmağın yükü, boşalttığı maddelerin kütlesi ya da hacmi demektir; ırmak ağzım bir yılda aşan (Po ırmağında 21 milyon m3) yıllık yük ya da toplam hacim ile yıllık yükün, yıl içinde akan suyun hacmine bölünmesiyle elde edilen m3 başına özgül yük (Kızıl Irmak’ta [Song Koi, Vietman] m3 başına 2 kg kadar) vardır. Yük akıntının hızıyla birlikte yapı ve nicelik bakımından değişir: Dağlık bölgelerde akan ırmaklarda büyük bloklar, çakıltaşı ve kumlar, düzlüklerde akan ırmaklarda asıltı (balçık) ya da eriyik halinde bulunan maddeler çoğunluktadır.
Taşımanın kesildiği noktada yığılma başlar. Bir akarsuyun taşıma gücü, belli büyüklükte kütleleri belli bir noktaya taşıyabilme olayıdır. Taşıma gücü zayıfladıkça alüvyon yığılması artar. Önce yassı çakıllar ve kaba kum birikir, sonra ırmak ağzında haliçleri dolduran ya da deltalar oluşturan kumlar ve killi tabakalar gelir. Irmağın özellikleri, debisinin hesaplanmasıyla incelenir. m3/sn olarak belirtilen debi, yatağın belli bir noktasında bir saniyede geçen suyun hacmini belirler; yatağın belli bir kesiminin yüzeyinin gene aynı kesimdeki akış hızıyla çarpılmasıyla hesaplanır. Günün belli saatlerindeki anlık debilerin doğrudan ölçümüyle, aylık ya da yıllık ortalama debilerin saptandığı günlük ortalama debi hesaplanır.
Aylık ortalama debi eğrisi ırmağın mevsimlere göre gösterdiği farklılıkları, yani rejimini ortaya koyar. Taşkınlar, debinin en yüksek olduğu dönemde gerçekleşir; nedenleri büyük sağanaklar .buzların çözülmesi ya da yığılması ve karların erimesidir. Yavaşlama ya da kuruma, suların en alçak düzeye indiği dönemde olur; taşkınların tersine, yağışların azlığından, yoğun bir buharlaşmadan ya da suyun kar biçiminde tutulmasından ileri gelir. Irmak rejimleri, beslenme biçimlerine göre dört büyük kategoride sınıflandırılabilir.
Akarsu Rejimleri
Katı Kaynaklı Rejimler
Katı kaynaklı basit beslenmeli debi rejimleri üçe ayrılır:
Buzul rejimi’nde, buzullar, yüzeylerinin, havzanın en az % 15-20’sini kapladığı her yerde, mevsim rejimi üstünde çok büyük etki yaparlar. Bu rejimin özelliği, soğuk mevsimde suların alçalması (etiyaj) ve yazları (temmuz- ağustos) ani ve geç yükselmesidir. Su çığırının yükseltisi düştükçe rejimler de düşer ve maksimum noktası temmuzdan hazirana kayar, bu durumda kar-buzul rejimi ortaya çıkar.
Dağ kar rejimi’nde de sıcak mevsimde sular bol, kış aylarında azdır. Ama suların akışı daha hızlıdır (mayıs- haziran), buna bağlı olarak suların alçalma süresi de kısalır.
Ova kar rejimi’nde aşırılıklar görülür: Kış aylarındaki şiddetli alçalmayı hızlı ve şiddetli bir kabarmanın yol açtığı büyük taşkınlar izler. Kabarma dönemini sıcaklık belirler.
Basit Yağmur Rejimleri
Basit yağmur debili rejimler dört çeşittir. Okyanus yağmur rejimi ’nde, önceki rejimlerin tersine sular soğuk mevsimde yükselir ve çoğunlukla buharlaşmanın etkisiyle sıcak aylarda çekilir. En yüksek ortalamalara ocak ve şubatta, en düşüklereyse ağustos ve eylülde raslamr.
Akdeniz yağmur rejimi, yaz mevsiminde çok açık bir çekilme ve kışın şiddetli taşkınlarla belirlenir. Dönencelerarası yağmur rejimi, soğuk mevsimdeki kuraklık ve sıcak mevsim yağmurlarının bolluğu arasındaki karşıtlıkla kendini belli eder. Ekvatora doğru gidildikçe yağışlarda biri ilkbahara sarkan, öbürüyse sonbahara doğru gerileyen, iki maksimum noktası belirir.
Kara yağmur rejimi (Mississippi) birbirine yakın iki maksimum noktası gösterir: Birincisi karların erimesinden ve çağlayanların kabarmasmdan, İkincisiyse kara iklimi yağmurlarından kaynaklanır.
Değişik Beslenme Biçimleri
Değişik beslenme biçimlerine dayanan karmaşık rejimler üçe ayrılır: Kar geçiş rejimi’ne ortalama yüksekliği 1.500 m dolaylarında olan Fransız Alpleri’nde rastlanır. Başlıca özellikleri sellenme nedeniyle kışın suların daha az alçalması, mayısta erken bir maksimum ve yazın tam bir kurumadır. Kar-yağmur rejimi’nde iki maksimum (karların erimesi, sonbahar yağmurları), iki minimum noktası (kış ve yaz) vardır.
Yağmur-kar rejimi’nde karların erimesi akışın bütünü içinde önemsiz bir yer tutar ve ilkbahar yağmurlarını güçlendirir.
BİRBİRİNİ İZLEYEN ETKİLER Çığırın yukarı kesiminden aşağıya doğru art arda birçok etkiyle karşı karşıya kalan ırmak debilerinin rejimlerinde çok sayıda yan etki de yıl içinde debilerin düzenlenmesine yardımcı olur. Bazı büyük ırmaklar bu tür etkiler altındadır (Ren, Rhone, Kongo, vb.)
TÜRKİYE’DEKİ BAŞLICA AKARSULAR |
Adı | Toplam yatak uzunluğu (km) |
Fırat (Murat, Karasu | |
kolları) |
2 800 |
Dicle |
1 900 |
Kızılırmak |
1 355 |
Aras |
1 059 |
Sakarya |
824 |
Büyük Menderes |
584 |
Seyhan |
560 |
Yeşilırmak |
519 |
Ceyhan |
509 |
Meriç |
490 |
Çoruh |
466 |
Gediz |
401 |
Asi |
380 |
Susurluk |
321 |
Dalaman |
229 |
Filyos |
228 |
Zap suyu |
189 |
Köprü ırmağı |
184 |
Küçük Menderes |
175 |
Melet çayı |
165 |
Aksu |
162 |
Melen çayı |
149 |
Tarsus çayı |
142 |
Bakırçay |
129 |
Manavgat |
93 |
DÜNYANIN EN BÜYÜK AKARSULARI |
Adı |
Uzunluğu |
(km) |
|
Nil |
6 671 |
Amazon |
6 400 |
Yang-dzı-Kiang (Mavi Irmak) |
5 800 |
Obi |
5 410 |
Mekong |
4 500 |
Huang Ho (Sarı Irmak) |
4 845 |
Amur |
4 416 |
Lena |
4 400 |
Kongo |
4 300 |
Mackenzie |
4 241 |
Nijer |
4 200 |
Yenisey |
3 807 |
Mississippi |
3 778 |
Missouri |
3 726 |
Volga |
3 531 |
İrtiş |
3 500 |
Parana |
3 300 |
Madeira |
3 240 |
Saint-Lavvrence |
3 058 |
Kuzey Grande İr. |
3 034 |
(Rio Grande del Norte) | |
Sao Francisco |
2 900 |
Yukon |
2 897 |
Siriderya |
2 860 |
Tuna |
2 848 |
Son Yorumlar