İNKA SANATI
İnka İmparatorluğu’nun siyasal, iktisadi ve toplumsal yapılarındaki katılık, kuşkusuz nispeten yoksul olan bir sanat üretiminin kökeninde de yer alır. Kentlerin görkemli kalıntıları, bu insanların eşsiz bir kentçilik anlayışı olduğunu gösterir; ama İnkalarm,yaratıcı hayalgücünden kaynaklanan her türlü taşkınlığı kendilerine yasakladıkları sanılır.
Boyunduruk Altına Alınmış Halkların Etkisi
İnkaların küçük el sanatları (çömlekçilik, dokumacdık, kuyumculuk) alanında ulaştıkları başarının kökenini, egemenlikleri altına aldıkları halkların ustalıklarında ve beğenilerinde aramak gerekir. Eski Chimu Krallığı çömlekçilerinin inka Tupac Yupanqui tarafından alınıp getirilmesi, büyük imparatorluk topraklarında seramik sanatının yenilenmesini sağladı. Bu ustalar, çok ince hamurlar kullanıyor ama bunu çarkta işlemiyorlardı; daha çok da kalıba dökme tekniğinden yararlanıyorlardı. Yaptıkları eşyalar arasında insan biçiminde çok güzel vazolar vardı. Bu gibi ürünler üstünde daha çok gerçek, fantastik, hatta erotik sahnelere yer verirlerdi. İnkalar, bu sanatçıların etkisinde kalmadan önce kaba görünüşlü ve Tiahuanaco çömlekçilik sanatından çok aşağı düzeyde kalan seramik ürünleri yapmışlardı.
Chimular dokumacılık alanında son derece ustalaşmışlardı ama İnkalar, bu sanata bir yenilik getirmediler. Tiahuanaco sonrası dönemde yetişmiş olan Perulu zanaatçılar, özellikle beyaz pamukludan uzun, dar, kolsuz ve baştan geçirilerek giyilen bir tunik yapımında ustalaştılar. Bu tuniğin (cushma) her iki yüzü de kırmızı, mavi ya da sarı tüylerle kaplanırdı. Kullanılan tüyler, papağan ve sinekkuşu gibi kuşlardan elde edilirdi. Cushma zamanla, Peru’nun özellikle ormanlık bölgelerinde yaşayan İnkalarm geleneksel giysileri haline geldi.
İnka heykelciliğinden kalan birkaç eşya arasında taştan havanlar, ağaç gövdelerinden yontulmuş ve kabuklu hayvan kakmalarıyla süslenmiş direkler ile az sayıda, taş üstüne yapılmış efijiler vardır.
İspanyol serüvencileri ülkeyi sistemli biçimde yağmalamaya giriştikleri için altın, bakır ve gümüş işleyen İnka mücevhercilerinin gerçek değerini belirlemek güçtür. Yalnız, bu sanatçıların daha çok dökme, dövme, kaynak gibi teknikleri yaygın olarak kullandıkları bilinir.
İnka Duvarcılığı
Bütün İnka kentlerinde, Chimu kentçiliğinin temel özellikleri göze çarpar; Kristof Kolomb’un keşfinden önce Yeni Dünya’nın en büyük kenti olan Chan Chan bunun en iyi örneğini oluşturur.
Gerçek anlamda İnka duvarcılığım yansıtan en dikkate değer kalıntılar Cuzco’da bulunur. Tipik bir İnka tekniğine göre gerçekleştirilmiş olan Cuzco surları, ya çokgen biçimli, düzensiz ama birbiri üstüne çok iyi oturtulmuş küçük bloklardan, ya da dış yüzeyi hafifçe yuvarlaklaştırılmış dik dörtgen bloklardan oluşur. 1933-1934 yıllarında önemli arkeoloji kazılarının yapıldığı Sacsahuaman kalesi, İnka yapı ustalarının yeteneğim gözler önüne seren en iyi örnektir. Bu yapıda tonlarca ağırlıktaki dev bloklar kullanılmıştır. Birçok üslubun bir arada yer aldığı bu bütünde, kulelerin yanı sıra, suyun iç kesiminde yer alan bir Güneş tapmağı, gerçek bir kent görünümü sunan evlerle çevrili bir İnka konutu bulunuyordu. Cuzco’daki yapıların da yamuk biçiminde pencere ve kapıları vardı.
Son Yorumlar