Hasan Sabbah Kimdir? Fatımi halifesi Mustansır’ın 1088 yılında ölmesi üzerine Halifeliğe oğlu Nizar’ın geçmesini isteyen, başarılı olamayınca İran’a giderek oradaki İsmailileri, o döneme kadar başvurulmamış bir anlayışla örgütlendirerek Hassasın fırkasını oluşturan kişidir.
Batı’da daha ziyade eylemleri gözönünde tutarak fırka için, Hassasin adına uygun olarak Katil anlamında Assasain deyimi kullanılmıştır. Bu fırka, yetiştirdiği fedailerine özel bir eğitim uyguluyor, esrar (haşiş) içirmek suretiyle şartlandırarak siyasi cinayet eylemlerine azmettiriyordu. Hasan Sabbah’ın kendi söylediğine göre soyu Himyerilerdendir. Kum şehrinde doğmuştur ve babası Küfeli bir Şii’dir. İran’ın Tus eyaleti ahalisinden olduğu yolunda da bir rivayet vardır. Delikanlılık çağındayken lsmailiye mezhebine girmiş, Iran ismailileri daisi onu Mısır’a, Fatimi halifesinin yanıma görevli olarak göndermiştir. 1088 yılında halife Mustansır’ın ölümüyle yerine Hasan Sabbah’ın tuttuğu Nizar’ın rakibi kardeşi el-Müstali geçince Hasan Sabbah İran’a döndü ve Ismaililer arasında Nizar aleyhine propaganda faaliyetine girişti. Bu arada askeri açıdan örgütlenerek ve türlü hilelere başvurarak (1090-91)’de müstahkem bir kale olan Alamut’u zaptetti. Peşinden yine hilelerle bir çok kaleyi ele geçiren Hasan Sabbah, fedailerin yönetimini elinde tutmakla beraber İran’daki büyük tsmaili dai İbn Attaş’ın emrindeydi. Bu kalelerde esrar içirilerek şartlandırılan ve cinayete azmettirilen tedhişçiler, Büyük Selçuklu Devleti’ni tehdit edici bir tehlike haline gelmişlerdi. Cinayet üsleri olarak kullanılan, başta Alamut olmak üzere diğer kalelerdeki fırsat kollayıcı tedhişçilerin yapabilecekleri kötülükleri Siyasetname adlı eserinde anlatan büyük vezir Nizamül mülk’ün gayretinin boşuna olmadığı, kendisinin bu esrarkeşlerin hançer darbeleri sonucu hayatini kaybetmesiyle anlaşıldı.
Nihayet durumun ciddiyetini kavrayan Selçuklu hükümdarları bunların üzerine kuvvetler gönderdiler. Ne var ki, iktidar kavgaları güçsüzlüğe sebep olduğundan fazla bir şey yapamadılar. Nihayet, 1107 yılında Hassasinlerin en güçlü kaleleri Şahdiz zaptedilerek reisleri ibn Attaş idam yoluyla ortadan kaldırıldı. Onun yerine Hasan Sabbah geçti ve ölümüne kadar Hassasin fırkasının başında kaldı (1124).
İran’daki lsmaililerin iptila derecesinde Hasise bağlılıklarını ve bunun asırdan beri bilindiğini gözönünde tutan bazı tarihçiler, Hasan Sabbah’ın Hasisiler fırkasının kurucusu sayılmasını hatalı bulmaktadırlar. Ismaililer aynı metodu kullanıp fedaileri haşiş (esrar) yoluyla şartlandırarak cinayete azmettiriyorlardı. Hasan Sabbah mevcut teşkilatı yeni esaslara bağladığı gibi, kaleleri cinayet üssü olarak kullanmak buluşunu gerçekleştirmişti. Ayrıca, Alamut kalesine de kendi buluşu olan örgütlendirme yoluyla uzun zaman devamlılık imkanı sağlamıştı.
Son Yorumlar