Gülgiller (Rosaceae) ailesinden ağaç, ağaççık ya da otsu bitki.
1-2 metre yükseklikte, dik durumlu ya da sarmaşıcı tipte olan gül ağacının gövdesi düz, yay ya da çengel biçimli dikenlerle kaplıdır; yaprakları kulacıklıdır ve kenarları testere gibi çok ince dişli 3-11 yaprakçığa bölünmüştür. Sert ve dikenlerle kaplı olan kapçıklı meyveleri çiçeğin (yani gülün) çanak bölümünün dibinde çok sayıda kümeler oluşturur, olgunlaşma sırasında etlenir, kırmızı ya da siyaha yakın bir renk alırlar. Bitkinin çiçeğinin,yani gülün beş taçyaprağı ve çok sayıda erkek organı vardır; gül, çeşitli büyüklüklerde beyaz, pembe ya da kırmızı renkli ve kokulu bir çiçektir; çiçek durumları, tek tek ya da demet biçimindedir.
Yabani gül ağacının en çok rastlanan türleri kırmızı gül (Rosa gallicaj.Roso arvensis ve kuşburnudur (Rosa caninaj. Ayrıca bazı yabani gül ağaçları arasında şunlar sayılabilir: Rosa banksiae; has gül (Rosa centifolia); şam gülü (Rosa damascena): hint gülü (Rosa indica); misk gülü (Rosa moschataj.
Ticari amaçlarla yetiştirilen gül çeşitleri çok sayıdadır; en üstün nitelikli olanlara ünlü kişilerin ya da tarihsel olay yerlerinin adlarının verilmesi alışkanlık haline gelmiştir. Yeni güllerin elde edilmesinde türler arası ve çeşitler arası melezleme önemli bir rol oynar.
Gülün hoş kokulu esansı her zaman değer verilen ve aranan bir madde olmuştur. Sanayide taze gül yapraklarının suda kaynatıldıktan sonra imbikten geçirilmesiyle elde edilen gülsuyu, çeşitli tatlılara özel koku verme amacıyla kullanılır; gül suyundan ayrıca yumuşatıcı etkisinden dolayı, parfümeride yararlanılır.
Gülün taç yapraklarından elde edilen kokulu yağdan da (gül yağı ya da gül esansı) parfümeri alanında yararlanılır. Günümüzde gülyağı üreten başlıca ülkeler arasında Bulgaristan, Fransa, Türkiye, İran, Tunus, İtalya, Almanya, İngiltere sayılabilir.
Son Yorumlar