Floransa’nın gelişimi tarihi ve anıtları, İtalya’da kent; Toscana ilinin merkezi (438 300 nüf.; 1992).
Floransa’da hızlı bir genileme
Ortasından, taşkınları zaman zaman afet halini alan (1966 taşkını) Arno ırmağının geçtiği Floransa, bir çöküntü havzasında yer alır, kuzeyi ve doğusu Apennin dağlarıyla kaplıdır, güneyindeyse Chianti tepeleri yükselir. Kent zengin bir tarım bölgesinin merkezi olduğundan ve hem kara, hem de demiryolu kavşağında
bulunduğundan hızla genişlemiş, merkezdeki eski mahallelerden sonra Arno’ya bakan tepelerde seçkin mahalleler, ovadaysa dargelirlilerin oturdukları mahalleler gelişmiştir. Sanayi kesimi kuzeybatıda, Prato yönünde, batıdaysa Pisa yönünde gelişmektedir. Maden işlemeciliği sanayi etkinliklerinin başında gelir; kimya sanayisi ikinci sırada yer alır, bunu dokuma sanayisi (yün), makine yapımcılığı (bisiklet), optik aygıtlar ve cam sanayisi izler. Turizm (yılda bir milyon turist), canlı ve çeşitli bir el sanatçılığının (dericilik, ciltçilik, sert taşların işlenmesi, kuyumculuk, vb.) sürdürülmesine olanak verir. Bir sanat ve tarih kenti olan Floransa, bu özelliklerine sanayi etkinliği de eklenince, İtalya kentleri arasında apayrı bir yer tutar.
Floransa Tarihi
Floransa, Cassia yolunun Arno’yu bir köprüyle geçtiği noktada (günümüzde Ponte Vecchio’nun bulunduğu yer) kurulmuş olan dörtgen planlı bir Roma kentinden doğdu. 552’de Ostrogot kralı Totila tarafından yerle bir edilen ve daha sonra Lombardların eline geçen kent, kısa sürede gerileyerek Pisa ve Lucca’nın yanında gölgede kaldı. Lombardları yenen Charlemagne kente yeniden canlılık kazandırdı, Karolenj sülalesi çağı hükümdarlarıysa Floransa’yı koruyarak manastırlar ve okullarla donattılar. Bir yeni kargaşalık döneminden (X. yy’daki Macar akınları) sonra kent yeniden Toscana markiliğinin başkenti olarak atılım gösterdi. Heinrich IV ile Papa Gregorius VII arasında Canossa görüşmesini (1077) sağlayan Toscana düşesi Matilde (1055- 1115), zenginleştirdiği kenti ölümünde Papalığa miras bıraktı.
Bu bağış, papalarla imparatorlar arasındaki çatışmaların şiddetlenmesinin başlıca nedenlerinden biri oldu, imparatorlar vasiyetnamenin geçerliğini kabul etmediler, Floransalılar da bundan yararlanarak bağımlılıktan kurtulmaya çalıştılar (Floransa 1183’te bir bağımsız komüne dönüştü). Varlıklı burjuva sınıfının yönetiminde, kent, yayılmacılık siyaseti güderek 1125’te Fiesole’yi yerle bir etti, Pisa’yla anlaşarak XII. yy’da büyük bir iktisadi gelişme gösterdi: Floransak tüccarlar Flandre’dan boyanmamış kumaş satın alarak Arno ırmağı kıyılarında boyatıp bütün Avrupa’da yüksek fiyatla satmaya başladılar. Çabucak zenginleşen bu tüccarlar, XIII. yy. başlarında Arti (Sanatlar) denilen altı loncada toplandılar.
GUELFİLER VE GHİBELLİNİLER
XIII. yy. başlarında iki uzlaşmaz grup ortaya çıktı: Papalık makamını destekleyen Guelfiler ile imparator yanlısı Ghibelliniler. Bütün XIII. yy. boyunca art arda gelen devrimlerle iktidar, grupların birinden öbürüne geçti. Önce Hohenstaufen sülalesinden Friedrich II, ardından da oğlu Manfredi tarafından desteklenen Ghibelliniler önceleri Floransa’ya egemen oldular, ama 1250’de Guelfileri iktidara getiren bir halk ayaklanması sonunda devrildiler. 1260’ta kısa bir gerileme döneminden sonra güçlenen Guelfiler, (1266) Floransa’da yeni bir siyasal rejim kurdular. İktidar orta sınıfın, büyük tüccarların (popolo grasso) ve küçük el sanatçılarının (popolo minuto) eline geçti; soyluların yeniden egemen olmalarını önlemek amacıyla 147 soylu Guelfi ve Ghibellini ailesi devlet yönetiminden uzaklaştırıldılar.
BİR KARGAŞA ORTAMI
Ticaret, sanayi ve bankaların etkinliğiyle zenginleşen Floransa, bir loncalar cumhuriyeti olmuştu. Yürütme gücü,başta gelen on iki sanatın seçtiği priori’lere ve adalet muhafızlarına, yasama gücüyse iki koşut örgüte verilmişti: Bunlar, yalnızca danışmanlık yetkisi bulunan podesta’sıyla Eski Komün ve Halktı. Halkı bir meclis yardımıyla bir capitano yönetirdi, Sanatlardan seçilen kişilerin yer aldıkları meclis asıl karar yetkisi olan kuruluştu.
XIV. yy’da yayılma siyasetini sürdüren Floransa, kentleşme alanını bütün Toscana’ya yaydı, kent merkezindeyse yönetici sınıf iki yana ayrıldı:Beyaz Guelfiler ve SiyahGuelfiler. Siyahlar Papa Bonifacius VIII’ in desteğiyle hızla zafere ulaştılar ve aralarında Dante’nin de bulunduğu Beyazları kentten sürdüler. Gene aynı yüzyılda art arda gelen askeri yenilgiler, 1333 su baskını, Peruzzi ve Bardi bankalarının iflası, kara veba salgını, Büyük Sanatların ustaları tarafından bastırılan popolo minuto ayaklanması, Floransa’da bir kargaşa ortamının oluşmasına yol açtı, bunun sonucunda da Küçük Sanatlar iktidara geldi. 1378’de Michele di Lando adında bir hallacın elebaşılık ettiği “Ciompi ayaklanması” başgösterdi,Lando iktidarı ele geçirerek geçici bir demokrasi rejimi kurdu. Siyasal ve toplumsal düzeydeki kargaşaya karşın “quattrocento” (on beşinci yüzyıl), Rönesansı haber veren olağanüstü bir sanatın ve edebiyatın gelişmesine tanık oldu.
MEDİCİ AİLESİ
1382’den başlayarak iktidar, gene oligarşinin eline geçti. İki büyük aile (Albizziler ve Mediciler), önderlik yarışına girdiler. Medici ailesi zaferi kazanarak Floransa’ya egemen oldu ama, zaman zaman güçlüklerle de karşılaştı (1440’ta Albizzilerin komplosu, 1472’de Volterra’nın başkaldırışı,1478’de Pazzilerin suikasti). Mediciler Floransa’yı ve Toscana’yı ustalıkla yönettiler, bu arada Floransa kurumlarını değiştirmeksizin, babadan oğula geçen bir monarşi kurmayı da başardılar.
Giovanni, Pisa ve Arezzo’ya karşı Floransa’mn askerî siyasetini çizdi; onu izleyen ve “Vatanın Babası” diye adlandırılan İhtiyar Cosimo (1434- 1464) liberal bir prensti, edebiyatı ve bilimleri korudu, böylece söz konusu alanları denetleme olanağı buldu. Pietro’dan sonra Floransa, Lorenzo il Magnifico’nun (Muhteşem Lorenzo) [1469-1492] yönetiminde Avrupa’nın sanat ve kültür başkenti oldu.
FLORANSA’NIN GERİLEMESİ
1494’te Roma ve Napoli üstüne yürüyen Charles VlII’in kuvvetleri İtalya’ya vardıklarında, töreleri düzeltmek ve bir demokratik cumhuriyet kurmak isteyen dominiken rahibi Savonarola’nın çağrısı üstüne,Medicilere karşı bir ayaklanma patlak verdi. Ama Savonarola’nın kurduğu dinsel demokrasi yönetimi başarısızlıkla sonuçlandı ve rahip yakılarak öldürüldü (1498). Toscana’da cumhuriyet yönetimi Karl V’in (Şarlken) Medici ailesinden olan Alessandro’yu Floransa Dukalığı’nın vârisi olarak zorla kabul ettirmesine (1532) kadar sürdü. Onu izleyen Cosimo I (1537-1574), Papa Pius V’ten 1569’da kendisine büyükduka sanının verilmesini sağladı. Ama iktidarın babadan oğula geçmeye başlamasıyla Floransa gerilemeye başladı ve Cosimo III, 53 yıllık iktidarı sırasında Medici sülalesinin çöküşüne tanık oldu. Tek oğlu Giangastone (1723- 1737) Medicilerin sonuncusuydu ve kötü yola düşmüştü; ölümüyle. Floransa, ikinci Lorraine sülalesine geçti ve 1745’te Almanya İmparatoru olan büyükduka Francesco II’ye kaldı. Büyükdukalığı oğlu Leopoldo II, 1765’ten 1790’a kadar imparatorluk tahtına geçmeden önce yönetti. Aydın bir prens olan ve fizyokrat Pompeo Neri’nin büyük etkisinde kalan Leopoldo, ölüm cezasını kaldırdı, malların serbest dolaşımını sağladı, ticaret özgürlüğünü ve yurttaşların vergi yasaları karşısında eşitliğini ilan etti.
PİE MONTE’YE BAĞLANIŞ
Fransız Devrimi sırasında, Leopoldo’nun oğlu Ferdinando III (1790-1801 ve 1814-1824) Fransa’yla barış imzaladı.
1796’da İtalya’daki devletler Napolyon tarafından işgal edildi. Bunlar 1801’de Umbria’yla birlikte Parma dükünün egemenliğinde bir Etruria krallığı oluşturdular. Bu bölgeyi 1808’de kendi topraklarına katan Napolyon, başına kızkardeşi Elisa Baciocchi’yi geçirdi. Viyana Kongresi Toscana’yı yeniden Habsburg sülalesinin yönetimine bıraktı, ancak bu arada Floransa’da Risorgimento’nun özgürlükçü görüşleri de yaygınlaşmaya başlamıştı. 16 Ağustos 1859’da Palazzo Vecchio’da Lorraine sülalesinin son bulduğu ilan edildi.
Bettino Ricasoli hükümeti, Piemonte’ye bağlanmak yolunda bir halk oylaması hazırladı; birleşme 25 Mart 1860’ta gerçekleşti, daha sonra krallığın başkenti olan (1865) Floransa, belli bir ölçüde kalkındı.
FLORANSA’NIN ANITLARI
Floransa’daki dinsel mimarlığın başlıca örnekleri şunlardır: 1296’da yapımına başlanan ve kubbesi Brundleschi’nin elinden çıkmış olan (1436) Santa Maria del Fiore; 1334’te Giotto tarafından başlanmış olan çan kulesi; Ghiberti ve Pisano’nun gerçekleştirdiği kabartmalarla süslenmiş üç büyük tunçtan kapısı bulunan Roma üslubunda sekizgen biçimli vaftizhane; gotik üslubundaki Orsammichele (1337-1404) ve Santa Croce kiliseleri; Michelangelo’nun yarattığı heykellerle süslü Medici mezarlarının bulunduğu San Lorenzo kilisesi; Fra Angelico’nun freskleriyle bezenmiş San Marco kilisesi. Sivil mimarlık yapıtlarıysa şunlardır: Günümüzde heykel müzesi olarak kullanılan Bargello sarayı (XIII. yy.); Lanzilerin loggia’sı (XIV. yy. sonu) ile birlikte Palazzo Vecchio (1300); gene XIII. yy. sonundan kalma, Arno üstündeki Ponte Vecchio köprüsü; Rönesans döneminden kalma birçok saray: Müzeye dönüştürülmüş olan Pitti sarayı; Mediciler sarayı; Rucellai sarayı; Strozzi sarayı ve dünyanın en zengin ve güzel müzelerinden olan Uffiziler sarayı (1560-1574).
Son Yorumlar