Fatimiler Kimdir? Kuruluşları ve yıkılışları nasıl gerçekleşti? Mısır ve Kuzey Afrika’da 909 1171 yılları arasında hakimiyet kuran Ismailiye Şii mezhebine bağlı hanedan. İsmi, Hazreti Peygamber’in kızı ve Hazreti Ali’nin eşi Fatma’dan gelen hanedanı Ubeydullah kurmuştur. Hazreti Ali’nin soyundan olan Fatimilerde imam halifelik babadan oğula geçiyordu. Fatimilerin soy ağacı, çeşitli tartışmalara neden olmuş, Ismailiye Şii kaynaklar bile bu konuda ittifak etmemişlerdir.
Bu durumun tarihsel ve dinsel bir önemi vardır, çünkü Ubeydullah’ın (ya da Abdullah) gerçekten yedinci imamın soyundan olup olmadığı ve ismaili öğretisinde tanımlandığı gibi İslam’ın reformcusu ya da kendisinin ifade ettiği gibi Mehdi mi olduğu kesin değildir. Gerçekte hiçbir meclisin onay vermediği bu ünvan, Hazreti Ali ile Hazreti Fatıma’nın oğlu Hazreti Hüseyin’in torunu Cafer üs Sadık’ın büyük oğlu ve 7. imam Hazreti İsmail’in soyuna bağlanır, tartışam burada, onun yedinci imam olduğuna inanan Şii’lerle, olmadığı kanısında olan Şii’ler arasında fikir ayrılığı çıktı. Gerçekten İsmail, babasından önce ölmüştü: ama yedinci imam olduğuna inananlara göre unvanı geri alınmış olamazdı; inanmayanlara göre ise Cafer’in, daha sonra Musa el Kazım’ı yedinci imam seçtiği açıktı. İslam’ın başka kanatlarında ise, mehdilik, kabul görmeyen bir kavramdır ve soruna ihtiyatla yaklaşan sünniler, Mehdi’nin henüz gelmemiş olduğuna inanırlar. Bu sebeple, fatımı halifesinin dinsel yasallığı, siyasal yasallığı kadar tereddütlüdür.
Fatımiler’in ilk halifesi Ubeydullah döneminde (909-934). Fas’tan Mısır’a uzanan topraklar ve Sicilya ele geçirildi. El Kaim döneminde Kuzey Afrika tamamen denetim altına alındı, Fransa’ya çıkarmalar yapıldı, Cenova alındı. 969’da Mısır, Fatımi yönetimine sokuldu, Mekke ve Medine Fatımilere bağlandı, Şam fethedildi. 4’üncü Halife El Muizz döneminde devletin sınırları kuzeyde Trablusşam, Batı’da Atlas Okyanusu, Güney’de Kızıldeniz, Hicaz ve Yemen’e kadar uzanıyordu. Fakat 5’inci Halife ElHakim’den sonra (996-1021) üst üste çıkan karışıklar, devletin kötü yönetimi dağılmayı hazırladı. Ve 1171 yılında son Fatımi Halifesi EI Adit’in ölümüyle devlet sona erdi.
Fatımiler, Abbasiler’le çekişmelerinde kendilerini gerçek halife ilan etmelerine karşın geniş egemenlik alanları içinde kalan halkın çoğunluğu sünni olarak kaldı ve dinsel yapısını korudu. Bundan ötürü sürekli iç karışıklıklarla uğraştılarsa da, propagandacılar aracılığıyla İslam dünyasında çok geniş bir alana etkilerini yaymayı başardılar. Kahire’de oluşturdukları el Ezher medresesi’nde yetiştirdikleri alimlerle Fatımi ülkesi dışındaki ülkelerde de etkili oldular. Birçok ülkeyle, özellikle Etyopya, Hindistan, İtalyan kentleri (Amaifı, Pisa, Venedik, Cenova) ile ticari anlaşmlar yaptılar. Bu ilişkiler sayesinde Mısır ve Kahire, daha önce gelişmiş olan Irak’Ia Bağdat’ı gölgede bıraktı.
Ancak, bu zenginlik yalnızca devlet memurları ve azınlıkları (İslam dünyasında daha önce memur ve subaylara tanınan ayrıcalık ve ayrıntılı teşrifat kuralları, görülmemiş zengin saray yaşamı) yararına sunulmuştu. Özellikle Mısır’da Nil’in yeterince taşmadığı zamanlarda, halkın çoğu sefaletve fakirlik içinde yaşadı.
Son Yorumlar