Türk ressamı (Milas, 1927).İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinde öğrenim gördüğü sırada Nedim Günsür, Orhan Peker gibi atölye arkadaşlarıyla “On’lar Grubu’nun kuruluşuna katılan Turan Erol, 1947’de ilk sergisini Akademi’nin yemekhanesinde açan bu grubun etkisinde kaldı (büyük ölçüde Bedri Rahmi’nin, nakış beğenisine bağlı yöresel değerlerle çağdaş Batı sanatının büyük ustalarına dikkati çeken önerilerini temel alan, do- “adan ve yaşanan çevreden alınan azı konuları, çağdaş sanat düzeyinde soyutlamayı, yaşama yöre gözüyle bakmayı amaçlayan grubun sanat anlayışı, gerçekten daha o yıllarda Turan Erol’un sanatını yönlendiren başlıca etmenlerden biri olmuştur).1951’de Akademi’yi bitirince, Diyarbakır’a giderek 1960’a kadar öğretmenlik yaptı ve bir yandan resim çalışmalarına ağırlık verir, devlet sergilerine katılırken, bir yandan da sanatında “Diyarbakır dönemi” diye adlandırılabilecek resimlerin biçim-içerik bağıntılarını kurdu, 1960’tan başlayarak Milli Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nde öğretmenlik yaptı; daha sonra Basın-Yayın Yüksek Okulu’nda öğretim üyeliği yaparak profesörlüğe yükseldi. 1959 yıllarında sanatını geliştirmek için bir süre Paris’te Friedlander atölyesinde gravür çalışan, Avrupa’nın çeşitli kentlerinde, müzelerde incelemeler yapan, Louvre’de Goya’nın Marquise de la Solana adlı yapıtını kopya eden, Türkiye içinde ve dışında düzenlenen karma sergilere katılan, değişik tarihlerde büyük boyutlu duvar resimleri ve mozaik uygulamaları yapan, 1961’deki 22. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde Tarlada adlı yapıtıyla ikincilik, 1968’deki 29. sergide Yamaç adlı yapıtıyla birincilik ödülü, 1971’de TRT’nin düzenlediği yarışmanın resim dalında başarı, 1973’teyse Atatürk ve Cumhuriyet ödülü alan Turan Erol, 1980’de Sedat Simavi Vakfı Görsel Sanatlar dalı ödülünü Adnan Varınca’yla paylaşmış, 1984 ve 1987’de İstanbul’da, 1986’da1 Ankara’da kişisel sergiler açmıştır.Resim çalışmalarının yanı sıra, sanat yazarı olarak 1960’lardan bu yana ağırlık verdiği eleştiri, inceleme yazıları ve araştırma kitaplarıyla dikkati çeken sanatçı, 1972-1975 yıllan arasında başkanlığını yaptığı Birleşmiş Ressamlar ve Heykeltraş- lar Derneği adına, Sanat adlı aylık bir derginin yayımnı yönetmiş, Türk Resminde İnsan ve Hayvan Figürü ve Günümüz Türk Resminin Oluşum Sürecinde Bedri Rahmi Eyüboğlu (doçentlik tezi) adlı iki incelemesinin yanı sıra, Başlangıcından Bugüne Çağdaş Türk Resim Sanatı Tarihi (Cilt I. G. Renda ile birlikte) adlı bir kitabı yayımlanmıştır.
SANATI
Turan Erol, kendi resmini, 1938-1946 döneminde çağdaş sanatımıza yöresel bir içerik kazandırmış olan yurt resimleri hareketinin doğal bir uzantısı sayar. Daha başından bu yana, yurt doğasıyla ilişkisini her zaman aynı ölçüde canlı tutmuş olan bir resim için, bu, yerinde bir yo- rumdur.Gerçekten, Turan Erol, resim sanatına büyük bir tutkuyla bağlandığı ilk gençlik yıllarının çalışmalarından başlayarak daha yakın yıllara kadar uzanan resimlerinde, içinde yaşadığı, gezip dolaştığı çevreleri yansıtmış, doğanın içli ve şiirsel etkilerini, bir tür çağdaş yöresel romantizme uzanacak düzeylerde işlemiştir. Önceleri yarı kübik, yarı inşacı bir eğilimle birbirini kesen sert çizgilerin, yatay ve dikey hatların belirlediği geometrik bir kompozisyon iskeletine bağlı kalmışsa da, 1960 yıllarından başlayarak daha yumuşak ve lekeci, aym zamanda renkçi bir anlayışa yönelmiş, ıssız doğa parçalarının etkili görünümlerim sanatına konu yapmıştır. Zaman zaman natürmort, çok seyrek olarak da figür düzenlemelerine girmiş olmakla birlikte, daha çok bir manzara ressamı sayılabilecek olan sanatçının manzara resimlerini belirleyen başbca öğe, dingin ve huzurlu bir atmosferdir. Açık ve kesin etkilerin ötesinde, çıplak gözle izlenen doğanın bir ressam üstünde yaratacağı duru ve kalıcı izlenimler, özellikle 1970 sonrası çalışmalarında ısrarh bir motif olarak sık sık işlenmiştir. Bodrum resimleri, durgun ve pürüzsüz etkileriyle bu dönemin ağır basan çalışması olarak dikkati çeker.
Mavinin, uçuk grilerin bütünleşen uyumunda kıyı çizgüerinin kenarlara itildiği büyük deniz görünümleri, sanatında soyutlayıcı öğelerle varılmış bir aşama, bir seçkin amaç olarak görünür. Sessizliğin ve durgunluğun gerisindeki anlamsal çağrışımlarla da ilgili olan bu amaç. Turan Erol’un pastel ve suluboya resimleri için de geçerlidir.
Son Yorumlar