Bir Tüketicinin Hak Arama Öyküsü Örneği

Bir Tüketicinin Hak Arama Öyküsü Örneği. Bundan sonraki konular bu olayla ilgili sorulardır. Sosyal Bilgiler 6. sınıf kitabında bu örnek olay vardır. Kitaptaki olay bu konuda olacak soruların cevapları bundan sonraki konularda olacaktır.

Bu olay Tüketici hakları ile bize çok net bilgiler vermektedir.

Bir konuda haklarımızı aramak için kanunlara başvururuz. Toplumdaki düzenin devamı için haklarımızı, sorumluluklarımızı ve bize tanınan özgürlükleri çok iyi bilmemiz gerekir. Günlük hayatta pek çok olay, bu hak ve sorumluluklarla ilgilidir. Bunları bilirsek temel hak ve özgürlüklerimizi kullanmış oluruz.

Aşağıdaki örnek olayı inceleyerek, hak ve sorumluluk açısından değerlendiriniz.

17 Eylül 2010 tarihinde eşimle Ankara’da ki bir satış mağazasına gittik. Burası Ankara’nın çanta, bavul, cüzdan gibi ürünler satan mağazalarından biriydi. Eşim, iki gün sonra bir toplantıya katılmak üzere İsveç’e gideceğinden tekerlekli bir valiz almak istiyordu. Çeşitli ürünleri inceledik. Biçimi hoşumuza giden, en iyi markalardan olduğu bilinen bir valizi almaya karar verdik. Eşimin kredi kartı ile 315 TL ödemede bulunduk. Valizimizle birlikte alışveriş belgesini de alarak mağazadan ayrıldık.

Eşim önce İstanbul, sonra da Münih aktarmalı olarak Stockholm (Stokholm) kentine gitti.
Stockholm havaalanında valizi teslim alan eşim bir an ne olduğunu anlayamamış, şaşırmış kalmış. Çünkü, kalitesine güvenerek yeni satın aldığımız valizin kulpunun koptuğunu fark etmiş…

Daha sonra eşimle başka bir Avrupa kentinde buluştuk ve 10 gün sonra Türkiye’ye döndük. İlk işimiz, valizi de alarak satış mağazasına gitmek oldu. Mağaza yetkilisi, bu ürünün İstanbul’da bulunan ünlü bir üretici firma tarafından yapıldığını ve sorunu onlara aktaracaklarını söyledi.

Bir süre mağazadan herhangi bir haber alamayınca, İstanbul’daki firma temsilcisi ile telefonla görüştük. Temsilci, durumu tutanakla saptayıp saptamadığımızı sordu. Bunu yapmadığımızı söyledik. Tutanağımız olsaymış sorun olmayacakmış! Bilinen ve sık başa gelen bir durummuş.

Bu durumda, yapabilecekleri bir şey yokmuş. Ancak temsilci, mecburiyetten değil, tamamen iyi niyet göstergesi olarak valizi onarabileceklerini söyledi. Biz ise ürünü iade etmek istediğimizi belirttik. Bunun mümkün olmadığını söyledi. Eğer tutanak tuttursaydık o zaman mümkünmüş!..

Bu durum karşısında valizi satış mağazasına, şirkete göndermek üzere bir alındı fişi karşılığında teslim ettik.

Eve döndüğümde bu sorunla ilgili olarak Anayasa ve Tüketici Haklan Yasası hakkında Internet ve çeşitli medya kuruluşlarının yayınlarından yararlanarak bir araştırma yaptım ve hangi haklara sahip olduğumu öğrenmeye çalıştım.

Karşıma çıkan adreslerden tüketici hakları ile ilgili bir siteye girdim. İlk işim Tüketicinin Korunma sı Hakkındaki Kanunu okumak oldu. Bakınız, Yasa’nın 4. Maddesi ne diyor:

Madde 4- (Değişik: 6/3/2003-4822/4 md.)

Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.

Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür.

Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi verine getirmekle yükümlüdür.

Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.

4. maddede altını çizerek belirttiğim bölüm, tartışmaya yer bırakmayacak biçimde “iade hakkım” olduğunu kanıtlıyor.

Tüketici Sorunları Hakem Heyetine Başvuru Şekli

İnternet sitesinde, illerdeki Tüketici Sorunları Hakem Heyetlerinin telefonları verilmiş. Hemen Ankara da bulunan hakem heyetini aradım, durumu anlattım. Problemli ürünün ederi belirli bir rakamdan küçük ise buna ilçelerde kurulmuş Hakem Heyetleri bakıyormuş. Bizim durumumuz da böylemiş, Böylece ikamet ettiğim ilçenin Tüketici Sorunları Hakem Heyetine yönlendirildim. İlçemizin Tüketici Sorunları Hakem

Heyetini telefonla aradığım zaman onlar tarafından da dikkatle dinlendim.

Bir dilekçe ile heyete sorunu iletmemi önererek bana yol gösterdiler.

18 Ekim’de, Tüketici Sorunları Hakem Heyetine dilekçe ile başvurdum ve dilekçede olayı ayrıntılarıyla anlattım.

Fatura ve alındı fişi fotokopilerini de dilekçeme ekledim. Üretici firmayı tekrar arayarak hiç bir müdahalede bulunulmadan valizin, satış mağazası üzerinden tekrar bana iletilmesini talep ettim. (Yine “Tutanak olsaydı!” söylemini dinledim… yanıt veriledim.)

Valiz, satış mağazasına geri döndü. Hakem Heyetindeki görevli ile yaptığım görüşme doğrultusunda valizi almaya gitmedim. Hakem Heyetinin gerekirse bilirkişiye bavulu yerinde inceletebileceğini belirtti.
Hakem Heyeti, bir hafta içinde kararını açıkladı. Karar, bana yazılı olarak bildirildi. Karar, benim istediğim gibi sonuçlandı, bir örneği de satış mağazasına posta ile gönderildi.

İki üç hafta kadar bekledim. Satış mağazasını aradım. Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin kararı doğrultusunda işlem yapılıp yapılmayacağını sordum. Üzgün olduklarını, “Eğer tutanak olsaydı!”… Bu durumda yargı yoluna gitmek durumunda kalacağımı söylediğimde. “Siz bilirsiniz” dendi.

Tüketici Hakları Mahkemesi

Ankara’da Tüketici Hakları Mahkemeleri, Adliye Sarayı’ndadır. 19 Aralık 2010’da mahkemeye başvuruda bulundum. Herhangi bir avukat tutmadım. Duruşmalara kendim gimeye karar verdim. İlk duruşma (6 Şubat 2011): Davalı satış ağazasının avukatı, savunmasını verdi. Valizdeki hasarın dışarıdan alınan darbelerle yani kötü kullanım nedeniyle oluşmuş olduğunu savundu. Yargıç, celse sonunda ki ara kararında bilirkişi görüşü alınmasına karar verdi.

İkinci duruşma (12 Mart 2011): Bilirkişi ücretini geç yatırmışız. Mahkeme kalemi, bundan dolayı dosyayı bilirkişiye ollamamış.

Üçüncü duruşma (3 Nisan 2011): Bilirkişinin raporu, bizim lehimize. Mahkeme, durumu ara kararında saptadı. Taraflara bilirkişi raporuna itiraz haklarının kullanılabilmesi için 15 günlük süre tanındı.

Dördüncü duruşma (2 Mayıs 2011): Yargıç davayı sonlandırdı. Karar gereğince; valizin bedeli isteğimiz doğrultusunda tarafımıza ödenecek, bilirkişi ve yargı giderleri de karşı taraftan alınacaktı (Valizi dilekçemde talep etmemiş olduğumdan ödediğim bedel için geçen süreye ilişkin bir faiz istenmedi.). Kararın kesinleşmesinden 15 gün sonra üretici firmanın avukatı aradı, banka hesap numaramı istedi.
Hükmedilen geri ödeme bedeli, bankadaki hesabıma yatırıldı.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Comments

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.