Tarihin Tarihi Batıl İnançlardan Arkeologların Tarihine... Rönesans’ta Kitabı mukaddes metinlerine dayanan dünya tarihi anlayışı sorgulanmaya başlamış, ilk tarih öncesi eşya kolleksiyonları oluşmuştur.
Hıristiyan Ortaçağı’ndan XVII. yy’a kadar Kitabı Mukaddes, Batı’da insanlık tarihini değerlendirmede temel alındı. Diderot bile, ünlü Ansiklopedi’de, insanın yaratılışını MÖ 6000 tarihine dayandırıyordu; 2262 yıl sonra Tufan olmuş, 738 yıl sonra da uluslar ortaya çıkmaya başlamıştı. Ancak XIX. yy’da, Tufan’dan önce yaşamış olan ve kendisine taştan aletler yapan bir insanın varlığı kabul edildi. Yontulmuş çakmaktaşı ve cilalı baltalar da uzun zamandır dikkat çekmekteydi. Ortaçağ’da, hatta XVIII. yy’a kadar bu kalıntılar yıldırım taşı diye adlandırıldı; çünkü yaygın inanışa göre bunların kaynağı Tufan sırasında dünyayı kasıp kavurmuş olan fırtınalardı. Aynı şekilde yontulmuş çakmaktaşlarının, özellikle temrenlerin (ok uçlarının), kötülükleri kovan ve hastalıkları iyileştiren sihirli bir güç taşıdığına inanılıyordu. Bu temrenler uzun süre, eskilerin taşlaşmış yılan dili zannettikleri fosilleşmiş balık dişleriyle karıştırıldı.
İtalyan Michele Mercati XVI. yy’ın başında bu önemli yanılgının farkına vardıysa da, eseri ancak XVIII. yy’da yayımlanabildi.
1492 yılında Amerika’nın keşfi, Batı düşüncesinin tam anlamıyla alt üst olmasına yol açtı. Taşlaşmış yılan dilleri ve yıldırım taşları gibi doğal oluşumlarla karıştırılabilecek kadar gelişmiş aletler yapan ilkel halkların keşfi, birçok insanın merakını kamçıladı. Daha XVI. yy’dan itibaren ilk antika meraklıları, oyulmuş ve yontulmuş taşları biriktirmeye başladılar; eski eşya koleksiyonları hızla çoğaldı ve kazı yapma düşüncesi doğdu. 1685 yılında gerçekleştirilen ilk kazı, Normandiya’daki Cocherel dolmeni kazısıydı.
Son Yorumlar