Türk mimarı (İstanbul, 1888 – İstanbul, 1982).
Sanata eğilimi, babasının Gebze’de kadılık yaparken tanıdığı Osman Hamdi Bey’in etkisiyle küçük yaşlarda başlayan Arif Hikmet Koyunoğlu. Vefa İdadisi’nde okurken, özel resim dersleri aldığı hocasının önerisiyle mimarlığı seçti. Daha sonra Sanayi Nefise Mektebi’nde (Güzel Sanatlar Akademisi) öğrenimini sürdürürken resim yaparak, fotoğraf çekerek, yazma baskısıyla uğraşarak yaşamım sürdürdü. İstanbul Beyoğlu Sentantuan Kilisesi’nin yapımında hocası Guilio Mongeri’nin yardımcılığını yaptı ve ondan etkilendi. Sanayi Nefise Mektebi’ni bitirdikten sonra Birinci Dünya savaşı sırasında Kafkas cephesinde dört yıl yedek subay olarak görev aldı; bu arada günümüzde yıkılmış olan Erzurum İttihat ve Terakki Kulübü binasını yaptı.
Savaş sonunda işgal altındaki İstanbul’a döndüğünde, mimarlık yapabileceği bir ortam bulamadı ve yaşamını tabelacılık, foto muhabirliği, fotoğrafçılıkla kazanmaya çalıştı. Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara’ya giden Arif Hikmet Koyunoğlu, Evkaf Vekâleti Heyeti Fenniyesi’nde çalıştı; yapı gereçlerinin sınırlı olduğu bu dönemde mimarlık alanında çalışmalarını sürdüremeyince Akköprü yakınlarında biriket, karo mozaik ve künk yapımevi kurdu. 1925-1928’de Etnografya Müzesi binasını yaptı.Milli Eğilim Bakanlığı olarak düşünülen, sonradan Gümrük ve Tekel Bakanlığı olan binayı da aynı dönemde gerçekleştirdi. Ama en önemli yapıtı, günümüzde Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi olan eski Türk Ocağı binasıdır. Eski Türk mimarisinden esinlenerek modern üslupta yapılan bina, mimari konumu, tiyatrosu, taş işçiliği, bezemeleri, Türk odasıyla (süslemeleri Atatürk’ün önerisiyle eski Ankara evleri örnek alınarak gerçekleştirildi) dikkati çeker.
Koyunoğlu. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara’da birçok resmi ve özel binanın mimarlığını yaptı: Himaye Etfal (Çocuk Esirgeme Kurumu); ilk İş Bankası binaları olan, Evkaf Vekâleti’nin ısmarladığı evler; Celal Bayar evi; sonradan İsrail Elçiliği olan, eski milletvekillerinden Mithat Bey evi;vb. 1930’da Türk Hava Kurumu’nun açtığı uluslararası yarışmayı kazanarak Bursa’da bir tiyatro ve sinema binası yapan Koyunoğlu, 1935’ten sonra İstanbul’a yerleşti, mimarlığın yanı sıra sigorta eksperliği ve eski yapıt onarımı çalışmalarıyla uğraştı, çeşitli dergilerde mimarlık ve sanat konularında yazılar yayımladı.
Koyunoğlu’na, Atatürk’ün 100. doğum yılında, Devlet Sanat Armağanı verilmiştir.
Son Yorumlar