Amerika başkanlık devlet sisteminin özellikleri nelerdir? Amerika devlet sisteminin özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
a) Amerika Birleşik Devletleri bir federasyondur. Federasyonu oluşturan devletler, ayrı birer kuruluş olarak varlıklarını korumakla birlikte, konfederasyondan farklı olarak, kendi üstlerinde federal devletin egemenliğini kabul etmişlerdir. Federe devletlerin anayasaları olduğu gibi, Federal Devletin de yazılı ve katı bir Anayasası vardır. Federe devletlerle, Federal Devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen Federal Anayasa, federal ve federe yasalardan üstündür.
Federe devletler, halk tarafından seçilmiş valilerin başkanlık ettiği yürütme organları, yasama meclisleri ve yargı organları ile varlıklarını sürdürmekle birlikte, bazı yetkileri Federal Devlete bırakmışlardır. Kısaca belirtmek gerekirse, yetkiler Federal Devlet ile federe devletler arasında bölüşülmüştür.
b) Federal Devlet düzeyinde yasama yetkisi, «Kongre» adı verilen iki meclisli yasama organı tarafından kullanılmaktadır. Bunlardan biri «Senato», diğeri «Temsilciler Meclisi»dir. Senatoda her federe devlet, nüfusu ve büyüklüğü ne olursa olsun, iki üye ile temsil edilmektedir. Temsilciler Meclisinde ise, her federe devlet, nüfusu oranında temsil edilmektedir. Her iki Meclisin üyeleri halk tarafından seçilmektedir.
Kongrenin yasama yetkisi, Federal Anayasa ile belirtilmiştir. Genel olarak Kongrenin yasama yetkisi kişi hak ve özgürlükleri ile sınırlıdır. Kongreye karşı bu hak ve özgürlüklerin koruyucu ise, Federal Yüksek Mahkeme’dir.
c) Federal Devletin yürütme yetkisi, seçimle işbaşına gelen «Başkan»a bırakılmıştır. Başkan ve başkan yardımcısı, birlikte, iki dereceli olarak, dört yıl için halk tarafından seçilir. Başkan, parlamenter rejimdeki devlet başkanlarından farklıdır. Başkan, hem devlet başkanı, hem hükümet başkanı yetkilerine sahiptir. Buna karşılık, yasama organına karşı siyasal sorumluluğu yoktur.
Başkana yürütme görevinde, başkan yardımcısı ve bakanlar yardımcı olurlar. Bunlar, kongre üyesi olmadıkları gibi, kongre görüşmelerine de katılamazlar. Kongreye karşı değil, Başkana karşı sorumludurlar. Bakanlar, Başkanın güvenini taşıdıkları sürece görevlerinde kalırlar.
Başkanın yetkileri çok geniştir. Başkan, yasaların yürütülmesini ve düzeni sağlar; yönetsel örgüt tümü ile Başkana karşı sorumludur; dış politikayı yürütme,, orduya komuta etme, yabancı ülkelere asker gönderme yetkisi; Başkanın yetkileri arasındadır.
d) Federal düzeyde yargı yetkisi, Yüksek Mahkeme tarafından kullanılır. Yüksek Mahkeme, Amerikan Anayasa sisteminin koruyucusudur; yasaların anayasaya aykırılığını defi yolu ile inceler. Yüksek Mahkeme bu yetkisine dayanarak, bir yandan Federal Devletin yetkilerinin genişlemesini önler, öte yandan da, kişi hak ve özgürlüklerinin korunmasını sağlar.
e) Amerikan devlet sistemi güçler ayrılığı ilkesine dayanır. Amerikan Anayasası, güçleri birbirinden ayırdıktan ve bağımsız bir duruma getirdikten sonra, organları birbirinden kopmuş bir duruma getirmemek için, bazı önlemler almış, bir tür «denetim ve denge» sistemi geliştirmiştir.
Federal Anayasa, yürütme ile yasama arasında hem kesin bir ayrılık, hem de işbirliği öngörmüştür. Kongre üyesi olmayan ve kongre çalışmalarına katılamayan Başkan, her yıl, Kongreye «mesaj» yollamakta ve bu mesajda, Amerika Birleşik Devletleri’nin durumunu anlatmakta, gerekli gördüğü konularda Kongreye önerilerde bulunmaktadır. Başkan, gereksinme duyduğu yasal önerilerde bulunmaktadır. Başkan, gereksinme duyduğu yasal önlemler için, ya mesaj yolu ile Kongrenin dikkatini çeker, ya da Kongre üyeleri aracılığı ile, yasa önerisinde bulunur.
Bakanlar, Kongre çalışmalarına katılmamakla birlikte, kulis yaparak, komisyonlara katılarak, hükümetle Kongre arasında uyumu sağlamaya çalışırlar.
f) Başkanla Kongre arasındaki ilişkiler incelendiğinde görülür ki, yetkilerin kullanılmasında dengeyi sağlamak için, karşılıklı olarak birbirlerini belli alanlarda denetlemek, başka bir deyişle frenlemek olanakları vardır. Örneğin, yürütme görevlerine Başkanın yapacağı atamalar, Senatoca onaylanır; yürütmenin yaptığı uluslararası andlaşmaların da Senatoca üçte iki çoğunlukla onaylanması gerekir. Buna karşılık, Başkanın da, Kongreden geçen yasaları «veto» etme yetkisi vardır. Vetodan sonra, tasarının yasalaşabilmesi için, her iki Meclisçe üçte iki çoğunlukla kabul edilmesi gerekir.
Bütçe, Başkan tarafından hazırlanmakla birlikte, Kongrenin mali konularda geniş yetkiye sahip olması, Başkanı Kongrenin eğilimlerini dikkate almaya zorlar.
g) Başkan ile Kongre çoğunluğun ayrı partilerden olması durumunda, bazı tıkanmalar olabilir ve yürütmenin işleri güçleşebilir. Amerikan toplumunda, bireysel gücün ve kişisel girişimin önemli sayılması, siyasal partilerin yapılarını etkilemiştir. Parlamenter sistemin iyi işlemesin önemli rol oynayan parti disiplininin, Amerika’da olmaması, güçler ayrılığının önemli tıkanıklıklara neden olmadan yürümesini sağlamaktadır. Bunda, Başkanın toplum gözünde sahip olduğu gücün de büyük etkisi olmaktadır.
Son Yorumlar