Gerekircilik Nedir?

Gerekircilik Nedir? İnsan edimleri de dahil olmak üzere dünyada olup biten her şeyin, canlı ya da cansız doğanın değişmez yasaları uyarınca ve daha önceki olayların zorunlu bir sonucu olarak ortaya çıktığım ileri süren görüş. Gerekircilik (belirlenimcilik de denir) hem bir yöntem ve araştırma aracı, hem de genel felsefe sistemi olarak görülebilir.

YÖNTEMSEL GEREKİRCİLİK

Gerekircilik ilkesine göre bir olay, ancak belirleyici koşulların ürünü-dür. Bu koşulların bulunması ya da bulunmaması, olayın ortaya çıkmasına ya da yok olmasına yol açar. Bu koşulları bilebilirsek, olayı önceden kestirebiliriz. Aynı koşulları bir araya getirebilirsek,olayı üretebiliriz. Bu, nedensellik ilkesinin başka bir biçimde dile getirilmesidir. Bu dile getirişte, neden kavramındaki bulanıklıktan ve insanbiçimcilikten kurtulunmuştur.

Gerekircilik, her bilimin temeli ve çalışma varsayımıdır. Henri Poincare’nin deyişiyle “Bilim gerekircidir, hem de önsel (a priori) olarak gerekircidir, ona dayanır. Çünkü gerekircilik olmadan, bilim de olamaz. Ama bilim aynı zamanda sonsaldır (a posteriori). Gerekirciliği, varlığının bir zorunlu koşulu olarak ortaya koyar, ama var olduğu zaman da gerekirciliği kanıtlar. Bilimin buluşlarının her biri, gerekirciliğin bir zaferidir.” Demek ki, gerekircilik ilkesi, evrensel olarak uygulanır ve karşılaştığı güçlük ne olursa olsun her yeni bilim, gerekirciliğe başvurur ve onun sayesinde ilerler.

SİSTEM OLARAK GEREKİRCİLİK

Gerekircilik, kendi ilkesinin bütün gerçeği kavradığını ve tüm olarak açıklayabileceğini ileri sürer. İnsansal olaylar da dahil olmak üzere bütün olaylar birbiriyle eşzamanlı ve birbirini izler olarak koşullanmıştır. Öyle ki, evrenin belli bir durumu söz konusu olduğunda, hem geçmişteki, hem de gelecekteki belli bir anda, bu durumla ancak belli bir başka durumun yan yana gelebileceğini söyleyebiliriz. Yazgıcı, tanrıbilimci ve mekanist görüşlerde de Taslanabilen bu öğreti, Laplace’ın ünlü bir yazısında apaçık biçimde açıklanmıştır. “Bir hava ya da buhar molekülünün çizdiği eğri, gezegenlerin yörüngeleri kadar kesinlikle düzenlenmiştir. Bunlar arasındaki fark, bizim bilgisizliğimizin doğurduğu farktır yalnızca… Belli bir zamanda, doğayı harekete getiren bütün güçleri ve doğayı oluşturan bütün varlıkların aralarındaki ilişkileri bilen bir zekâ, evrenin en büyük cisimlerinin hareketlerini de,en hafif atomlarının hareketlerini de aynı formül içine sokabilir; onun için kesin olmayan hiçbir şey yoktur ve geçmiş gibi gelecek de gözlerinin önüne serilmiştir.”

MODERN BİLİM KURAMINDA GEREKİRCİLİK

Yukarda açıklanan öğreti, çeşitli eleştirilere uğradı. Bachelard gibi bazı kuramcılar, Laplace’ın açıkla-dığı evrensel gerekirciliğin, “bölgesel belirlenmişlikleri”, yani özelleşmiş, sınırlı ve iyice belirtilmiş sistemleri inceleyen araştırmacının somut deneyimine aykırı düştüğünü söylediler. Herhangi bir olay, rasgele bir başka olay üstünde etki gösterse, bilim diye bir şey olmaz, dediler.

Gerekircilik, bir ilke olarak da eleştirildi. Kuvanta ve dalga mekaniğinin buluşlarının ardından Heisenberg, bir elektronun durumunu daha iyi biçimde belirlemek istediğimiz ölçüde, onun taşıdığı enerjiyi belirlemekten vazgeçmek zorunda kaldığımızı ve bunun tersinin de doğru olduğunu ortaya koydu (kesinsizlik ilkesi). Bu belirlenmemişlik, Planck sabitiyle, yani h ile gösterilir ve nesnel değeri birçok araştırmayla ortaya konmuştur. Böylece, büyük cisimler fiziğinin incelediği olaylardaki belirlenmişliğiri istatistik bir nitelik taşıdığı ve ortalamalara bağlı olduğu; küçük cisimler fiziğindeyse, hangi olayların olası olduğunun söylenebileceği ve bunlara olasılıklar yüklenebileceği ileri sürülmektedir. Etki ve sonucu birbirine bağlayan eski nedensellik anlayışının yerine, bir nedenden, farklı olasılıklar taşıyan farklı sonuçlar çıkarabileceğini kabul etmek daha doğru gibi görün-mektedir. Öte yandan, küçük cisimler fiziğindeki kesinsizlik ilişkilerinden felsefe alanında aşın sonuçlar çıkarıldığı söylenebilir. Bazı fizikçiler (sözgelimi, L. de Broglie) fiziksel nedenselliğin geleneksel yorumlanı- şına geri dönmenin olanaksız olduğuna inanmaktadırlar. Bazıları da, nedensellik ilkesinin değil, mekanist anlayışın, yani gökbilimin fiziksel kavranabilirlik modelinin, bütün öteki olaylara da uygulanabileceği iddiasının eleştiriye hedef olduğunu ileri sürmektedirler.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.