Doğuda Sibirya kıyılarından batıda Grönland’a kadar, Kuzey Buz Denizi boyunca dağılmış halk. Eskimolar denizle iç içe yaşayan bir halktır. Denizle ilişkileri hiçbir zaman, hattâ Alaska’nın güneyine göçleri sırasında bile kesilmemiştir; Bay- kal gölü çevresindeki kültürlerle ilgili arkeoloji bulguları, Orta Asya kültürü ile Eskimolarmki arasında ancak çok uzak bir akrabalık bulunduğunu ortaya koymuştur. Memeli deniz hayvanlarından yoksun olan Sibirya kıyılarında da, Eskimo kültürüyle ilgili çok bir şey bulunamamıştır. iktisatlarının yalnızca balıkçılık ve avcılığa (fok, karibu, misk öküzü, ayı, vb.) dayalı olması, büinen en eski Eskimolann, Alaska’nın kuzeybatısında Denbigh’e yerleşmiş ve İ.Ö. yaklaşık 2000 yılına uzanan bir yontma çakmaktaşı uygarlığı topluluğu olduğu varsayımını doğrulayan bir nedendir. Genel olarak, Eskimo kültürünün yerleştirilebileceği en az tartışma konusu olabilecek yer, Büyük Okyanus kıyısındaki Asya topraklarının kuzey kesimidir. Eskimolann deniz etkinliklerine bağımlı yaşamalarının bir başka nedeni de, bir kar ülkesinden çok bir buz ülkesinde oturmalarıdır.
Eskimo Kültürü
Eskimolann inançları, temelde cancılık ve çoktanrıcılıktır; bunun dış görünümüyse, şamanlıktır; Eskimo- larda ayıya tapınma bulunmaması ilgi çekici bir olgudur. Başlıca tapınma biçimi, birbirine bağlanmış yığın halindeki kemikleri tanrılara sunmaktır. Balinayla, güneşin etkisiyle oluşan doğa olaylarıyla ve atalarıyla ilgili çeşitli ayinleri vardır. Kuzey Kutbu bölgesinde ve Avrasya’nın bütün Kuzey Kutbu çevre bölgesinde olduğu gibi, Eskimolarda da babasoylu aile yapısı egemendir, bazı kabilelerde görülen anaerkil aile düzeni, Amerika kızılderililerinden etkilenmenin sonucudur. Kabilelerin çoğunda dıştan evlenme yaygındır. Az rastlansa da, çokeşlüik, geniş bir cinsellik ahlakının kurallarına bağlı olarak gerçekleşir.
Eskimolar yazları çadırda yaşarlar. Kışınsa, ilkel tipte kare ya da daire biçimindeki, yarısı toprağa gömülü konutlarda otururlar. Kışın ikinci dönemi geldiğinde, avlanma sıralarında, kar parçalarından yapılma konutlarda (‘igloo) barınırlar.
Yaşadıkları ortam nedeniyle, giyimleri son derece koruyucu biçimde yapılmıştır. Kollu ceketler, eldivenler, kapüşon, pantolon,, çizme, vb. çoğunlukla deriden yapılır. Başlangıçta yalnızca çakmaktaşıyla ya da tahta parçalarını sürtme yoluyla ateş yakabiliyorken, zamanla kil lambasını kullanmayı öğrenmişlerdir. Hammadde olarak kemik ve diş kullanmaları, Eskimo kültüründe ilgi çekici araç gerecin yapılmasına yol açmıştır: Başı çıkarılabilen zıpkın; vb. Eskimoların kullandıkları başlıca silahlardan biri de yaydır. İki tip kanoları vardır: Umiak; kayak. Ulaşımda ve taşımacılıkta, köpeklerin çektiği kızaklar kullanılırlar.
Eskimo ülkesinde, ölecek kadın ya da erkekler, bu iş için hazırlanmış kulübelere bırakılarak, tek başlarına ölmeleri sağlanır. Bazı kabileler ölüyü yüksek bir yere bırakır, bazıları da taşların altına gömerler.
Eskimo Sanatı
İster dinsel bir görev, ister günlük yaşam için yapılmış olsun, bir Eskimo eşyasının özgün güzelliği ile kusursuz işlevselliği birbirinden ayrılamaz. Eskimolann içinde yaşadıkları iklim koşullan, kuşkusuz sanat gelişmesine elverişsizdir. Bu bölgelerde oturan insanların çizgi oyunlarında doğuştan yetenekli oldukları görülmüştür. Ufiıklannı çepeçevre saran son derece temiz çizgiler, buzulların ve hayvanların valin biçimleri, Eskimolann sanatlarını, özellikle heykellerinde rasla- nan yalınlığa nasü ulaştırdıklarını belli bir ölçüde de olsa açıklayabilir. Söz konusu ürünlerin en güzelleri Alaska kökenli, orta kesimde ve batı kesimde yaşayanların yaptığı heykeller, kap kacak, vb’yse pek ilgi çekici değildir. Eskimo ülkesinde Tarihöncesi devir XVII. yy’a kadar uzanır ve arkeoloji sayesinde, başka birçok ürünün yanı sıra, birçok heykelcik ortaya çıkarılmıştır. Bunların arasında, mors dişinden yapılma bir maske (İ.Ö. 700) dikkati çeker: Günümüzde Ottawa Müze- si’nde olan bu maskenin yüksekliği yalnızca 3,5 sm’dir ve en iyi örneklerden biri sayılır. Daha yakın bir tarihte (XII. – XV. yy.) yapılmış, yükseklikleri 6-10 sm arasında değişen küçük “Venüsler”, mors dişlerinin ne büyük incelikle işlendiklerine tanıklık eder. Balina kemiğinden yapılmış dans maskeleri de, son derece yalındır; tahtadan yapılanların olduğu gibi bunların da hayvan biçimli olmalarının nedenini, dinsel işlevlerinde aramak gerekir.
Son Yorumlar