İngiliz felsefecisi (Wrington, Sommersetshire, 1632-Oates, Essex, 1704). Duyumcu ve deneyimci okulun kurucusu olan john Locke, Oxford Üniversitesi’nde okudu, 1666’dan başlayarak Shafteşbury kontu lord Ashley’ in yanında bulundu ve kont Hollanda’ ya sürgüne gidince, o da bu ülkeye gelerek 1689’a kadar sekiz yıl orada yaşadı. William IH’ün tahta çıkmasıyla,Locke da İngiltere’ye döndü ve çeşitli kamu görevlerinde bulundu.
1700’de bütün görevlerinden ayrılarak Essex kontluğundaki Oates’e çekildi ve orada öldü.
İnsan Anlayışı Üstüne Deneme
Locke’un temel yapıtı An Essay Concerning Human Understanding {İnsan Anlayışı Üstüne Bir Deneme) 1690’da yayımlandı. O yıllarda, Descartes’ın doğuştan fikirler öğretisi yaygındı. Locke, Deneme’nin birinci kitabında, bilginin ilkelerinin ilksel, değişmez ve evrensel olduğunu yadsıyarak bu öğretiyi yıkmaya çalıştı.
Bu eleştiriden sonra, bilginin ne olduğunu açıklayan bir kuram ortaya attı: Zihnin içeriğinin, ya basit ya da karmaşık fikirlerden, yani çözümlemeyle ortaya konabilen basit fikirlerden oluştuğunu ileri sürdü. Locke’a göre ancak deneyimden edinebildiğimiz fikirler basittir. Nitekim duyumlardan gelen fikirler (sıcak, katı, acı, yer kaplama, hareket, vb.), benliğimizde bulunduğunu fark ettiğimiz yetilerden (bellek, dikkat,vb.) kaynaklanan düşünsel fikirler ve hem duyusal hem de düşünsel fikirler (varlık, süre, sayı), bu tür basit fikirlerdir. Karmaşık fikirler, iki gruba ayrılır: Basit fikirlerin, tek ve benzersiz bir şeyin fikrini oluşturacak biçimde bileşmelerinden kaynaklanan fikirler ve basit fikirlerin, birleşik ama birbirinden ayrı şeylerin fikrini oluşturacak biçimde bileşmelerinden kaynaklanan fikirler. Bilgi (inanç ve olasılık denen şeyleri onun dışında bırakmak gerekir), iki derecelidir: Sezgi ve kanıtlama. Nitekim, kendi deneyimimiz konusunda sezgisel bir kesinliğe, Tanrı’nın varlığı konusundaysa kanıtlamalı bir kesinliğe sahibiz. Ama her kanıtlama, bizi, dolayımsız bir algıya yavaş yavaş götürmelidir. Var olan varlıkların zorunlu bir nedeni olması gerektiği fikriyle kanıtlanan Tanrı’nın varlığının kesinliği, sonunda, kendi varlığımızın kesinliğine götürür bizi.
Bir Siyaset Felsefecisi
Locke, Two Treatises of Government’ de (Yönetim Üstüne İki İnceleme, 1690) 1688 devrimi dolayısıyla, siyaset felsefesine ilişkin görüşlerini açıkladı. Hobbes’u ve despotça kuramlarım eleştirdi. Öteki yapıtları arasında özellikle Epistola de Tolerantia (Hoşgörü Üstüne Mektup. 1689), Thoughts on Education (Eğitim Üstüne Düşünceler, 1693), The Reasonableness of Christianity as Delivered in the Scriptures (Kutsal Kitaplara Göre Hıristiyanlığın Akla Uygunluğu, 1695) sayılabilir. Bu sonuncu yapıt, İngiltere’de büyük ölçüde etkili oldu ve din konusunda özgür düşünenler ile tannbilimciler arasmdaki tartışmayı başlattı.
Son Yorumlar