Fritz Lang Kimdir? Alman asıllı A.B.D’li film yönetmeni(Viyana, 1890-Los Angeles, 1976). Mimarlık öğreniminden sonra 1916’da U.F.A. stüdyolarına senaryocu olarak giren Fritz Lang, 1919’da Halb Blut (Melez) adlı ilk filmini yaptı, aynı yü güzel bir dizi olan Die Spinnen ’e (Örümcekler) imzasını attı. Ardından Alman anlatımcılığının başyapıtlarından bazılarını gerçekleştirdi: Der müde Tod (Yorgun Ölüm, 1921; “Üç Işık” diye de bilinir); Doktor Mabuse(Dr. Mabuse.der Spieler, 1922); Die Niebelungen (Nibelungen Dizisi, 1923-1924); Metropolis (1926). Bu sessiz sinema döneminde Fritz Lang’ın Fritz Langın (1931) adi, yapıtlarında iki ana eğilim belirdi. Defıiminden bir sahne. Deorun ve plastik kompozisyonun öneminin vurgulandığı Niebelungen’de oyuncu, mimarlıktan gelen bir yönetmenin emrinde, bütünüyle yapay bir ortamda yer alan hareketli bir figürden başka bir şey değildi. Suçluluk temasının belirdiği Doktor Mabuse’deyse film, soruşturma ve tuzak yapısına oturtulurken yönetmen de insan ruhunun gözlemciliğini yapıyordu.
Lang’ın en büyük başarılarından biri olan ilk sesli filmi M (1931) ruhbilimsel teması ve plastik kompozisyonuyla yapıtları arasında önemli bir yer tuttu. Nazizm ile ilgili polisiye bir film olan Doktor Mabuse’nin Vasiyetnamesi (Das Testament des Dr. Mabuse, 1933) adlı filminden sonra Hitler tarafından sınırdışı edildi. Fransa’da Liliom’u (1933) çevirdikten sonra A.B.D’ne göç etti.
A.B.D’nde çevirdiği ilk iki filmi Fury (Öfke, 1936) ile Günahsız Katiller’de (You Only Live Once, 1937) ortaklaşa suçluluk temasmı işledi ve birçok açıdan eleştirilere uğradı.
İkinci Dünya savaşı sırasında, Brecht’in bir senaryosu üstüne, nazi karşıtı filmlerin belki de en güzeli olan Hangmen Also Die’i (Cellatlar da Ölür, 1943) gerçekleştirdi. Fritz Lang, A.B.D’nde yaptığı filmlerinden en çok beğendiği The Women in The Window (Penceredeki Kadın, 1944) ve Kırmızı Fener (Scarlet Street, 1945) adlı filmlerini yasaların, inançların, çevrenin eleştirisi olarak tanımladı. Oysa sinema yazarları Lang’ın başka şu üç filmini daha üstün görürler:
İntikam konulu bir Western türü olan Yaylalar Fahişesi (Rancho Notorius, 1952); olağanüstü serüven filmi Korsanlar Tuzağı (Moonfleet, 1955); en kötümser film] erinden olan Beyond a Reasonable Doubt (1956). Fritz Lang, 1958’de Almanya’ya döndükten sonra üç film daha yaptı. Ancak, mimarlık tutkusuna göre yönlendirdiği bu filmler yalnızca görsel uzamın düzenlenişi açısından başarı kazandı. Dünyanın en büyük sinemacılarından biri olan Lang da, bu filmlerinden sonra yönetmenliği tümüyle bıraktı.
Son Yorumlar