1920 başlarında, Batı cephesinin en büyük milis kuvveti Çerkez Ethem’in komutasında bulunuyordu. Anzavur hareketinin, Düzce ve Bolu karşı devrim hareketlerinin, Yozgat ayaklanmasının bastırılması Çerkez Ethem sayesinde başarılmıştı. Ordu birlikleri bu savaşlarda başarı gösteremiyorlardı. Bu durum, ordu ve Kuvayı Milliye ikiliğinin yaratılmasına ve Çerkez Ethem’in itibar kazanmasına, buna karşılık ordunun gözden düşmesine doğru artık bu otoriteyi tanımamaya başladılar. Yozgat ayaklanmasını bastırıp Ankara’ya dönen Çerkez Ethem ve kardeşleri, kendilerine gösterilen tezahürat nedeniyle hükümet merkezinde bile biricik güç ve otorite oldukları duygusuna kapıldılar. Onları yemden cepheye göndermek bile sorun oldu. Çerkez Ethem, Batı cephesi komutanının emrine girmeyi onuruna yediremiyordu. Ama Batı cephesi komutanı Ali Fuat Paşa’nın otoritesi ve güttüğü siyaset, Çerkez Ethem’i disipline uymak zorunda bıraktı.
Kuvayı Seyyare, Simav ve Demirci arasında rasladığı bir düşman piyade taburunu geri çekilmeye zorladı. Birkaç gün sonra takviye alan düşman kuvvetlerini bozguna uğrattı. Bursa ve Balıkesir yenilgilerinden sonra elde edilen bu zafer,Çerkez Ethem ve kardeşlerinin ününü ve saygınlığım artırdı. Bu durum ölçüyü iyice kaçırmalarına, düzenli ordu ve subaylar aleyhine yürüttükleri propagandayı iyice artırmalarına yol açtı. Kuvayı Seyyare’yi ve başmdakileri disiplin altına almak için çok uğraşıldı. Özellikle Mustafa Kemal Paşa işi tatlılıkla halletmek istiyordu. Aylarca toplantılar yapıldı, heyetler gidip gelerek yol açmıştı. Öte yandan, Kuvayı Seyyare (Çerkez Ethem’in ordusu) ise, düşman karşısında ordu kadar başarılı olamıyordu. Çünkü, Kuvayı Seyyare muharebeye kendi başına karar veriyor, başaramayınca da gene kendi isteğiyle muharebeden çekiliyordu. Çerkez Ethem ve kardeşleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Anadolu’da otoritesinin sağlanmasında büyük hizmetler yaptıkları halde, 1920 sonlarıdı, ama hiçbir sonuç alınamadı. Bunun üzerine de T.B.M.M. hükümeti, Kuvayı Milliye’nin tasfiyesine karar verdi, 61. Tümen, Kuvayı Seyyare’nin üzerine gönderildi.
Çerkez Ethem emrindeki kuvvetlerin beş bin kişi dolaylarında olduğu samhyordu.61. Tümen ve öbür takviye birlikleriyle Kuvayı Seyyare üstüne, 29 Aralık 1920’de başlayan harekât bir aya yakm sürdü. Hareketin uzamasına, araya giren Birinci înönü Savaşı neden oldu. Çerkez Ethem kuvvetleriyle birleşmesini önlemek için, daha küçük bir kuvvet olan Demirci Efe kuvvetleri daha önce bir baskınla dağıtılmıştı.
Çerkez Ethem, emrinde bulunan 159. Piyade Alayı’na güvenmiyordu. Ordunun bir parçası olan bu birliğin, kendisiyle beraber orduya karşı savaşacağı kuşkuluydu. Bu nedenle. Piyade Alayı’mn subay ve erlerini toplayarak durumu anlattı. İsteyenlerin kendisiyle kalabileceğini, istemeyenlerin de gitmekte serbest olduğunu söyledi. Gerçekten 159. Piyade Alayı, pek azı dışında, Çerkez Ethem’le kalmadı, düzenli orduya katıldı.
Çerkez Ethem’e bağlı Parti Pehlivan müfrezesi de, ondan ayrılarak Ayvalık bölgesine çekildi. Düşman gerilerinde, Milli Mücadele’nin sonuna kadar Yunanlılarla dövüştü. Kuvayı Milliye’nin zararsız, küçük müfrezelerine dokunulmadı. Bu müfrezeler yavaş yavaş ordu içinde eritildi. Sakarya Savaşı nm sonuna kadar Batı Anadolu’da birçok Kuvayı Milliye müfrezesi, milis kuvveti olarak bulunmuş ve düşmana karşı savaşmıştır. Ancak, Sakarya zaferinden sonra bütün milis kuvvetlerinin tasfiyesi sağlanabilmiştir.
Son Yorumlar