Roma imparatoru (İstanbul, 331- Mezopotamya, 363).
Yirmi ay kadar süren bir hükümdarlık döneminden (361-363) sonra 32 yaşındayken ölen Flavius Claudius julianus Apostata’ya tarihçiler yazılarında önemli bir yer ayırırlar. Bu ilgi hiç kuşkusuz günümüze kadar ulaşan belgelerin çokluğundan, özellikle de imparatorun kişiliğinden kaynaklanır, julianus Apostata, Yunan-Roma geleneklerinin son savunucuydu ve düşünce biçimi (antroposantrizm) Yunanlıların ve mirasçıları olan Romalıların dünyaya bakış açılarından tümüyle farklı olan bir Hıristiyanlığa karşıydı. Hıristiyanlık ilkelerine göre eğitim gören julianus Apostata, Hıristiyanlık anlayışını çok yakından tanıyordu. Gerçekten de altı yaşındayken ailesinin katledilmesinden sonra Constantinus’un yerine geçenlerin emirleriyle Kappadokia’da (Kapadokya) Macellum’un imparatorluk topraklarına yerleşti. Çoktanrılı dine inanan felsefecilerin derslerini izlediği Doğu’nun büyük kentleri, Ephesos (Efes), Pergamon (Bergama), Nikomedeia (İzmit), Konstantinopolis (İstanbul) ve Atina’yı gezip görme olanağını buldu. Yirmi yaşında gizlice yeni-eflatuncu düşünce yollarını izlemeye karar verdi. 335 yılında sezarlığa getirilen julianus Apostata, devlet işleriyle ilgilenmeye başladı ve Galya’da komutanlık yaptı. 357’de Strasbourg’da Alamanlara karşı bir zafer kazandı. Galya’da bulunduğu yıllar boyunca, kışlık yerleşme yeri olarak Lutetia’yı (Paris) seçti. Constantius II’nin çağrısı üstüne Doğu’ya gitmeyi reddeden julianus’un askerleri, 360’ta bu kentte ayaklandılar ve julianus’u augustus ilan ettiler. Constantius II’nin 361’de ölümü Roma orduları arasında bir savaşa engel oldu.
julianus imparator kabul edildikten sonra, çok tanrılı dinlere inandığını açıkça belirtti. Hıristiyanlığı, dünyaya egemen olma tutkusundan dolayı devlet için bir tehlike ve yoksulluğu yüceltmesi yüzünden de toplumsal bir bölünme etkeni olarak gören julianus, bir yandan bu dinin yayılmasını önlemeye, öte yandan da tümüyle çoktanrılılığa dayanan bir din kurmaya yönelik bir dizi önlem aldı.
İsa’nın düşüncelerini benimseyenlere karşı aldığı en sert önlem öğretimle ilgiliydi; çıkardığı buyruk gereği Hıristiyanların öğretme etkinliğinde bulunmaları yasaklandı.
julianus, öbür alanlarda etkin ve akılcı bir siyaset uyguladı: Vergileri azaltarak zorbalıklara karşı halk kesimini savundu ve imparatorluğun savunmasını sağladı. Pers tehlikesine son vermek için büyük bir ordu topladı ve birlikleriyle Ktesiphon’a kadar girdi, ama geri çekilirken ağır biçimde yaralandı. Felsefecilerle ruhun ölümsüzlüğü üstüne konuşurken öldü.
Son Yorumlar