Latin Ozanı Horatius Hayatı

Latin ozanı (Venusia, Apulia, İ.Ö. 65- Tivoli, İ.Ö. 8).

Azatlı bir kölenin oğlu olan Quintus Horatius Flaccus, eğitimine önce taş­rada başladı; daha sonra Roma’da sağlam bir öğrenim gördü ve çalışma­larını pekiştirmek için Atina’ya gitti (İ.Ö. 45). Sezar’ın öldürülmesinden; sonra, Brutus da Atina’ya ge İd i a Horatius, arkadaşlarıyla birlikti! onun yanında yer aldı. Tribunus milil taris rütbesini alarak Philippoi sava­şına katıldı.

Quintus Horatius Flaccus

Quintus Horatius Flaccus

Yenilenlere çıkartılan aftan yararla­narak Roma’ya döndü. Babası ölmüş, mallarına el konmuştu. Yaşamını kazanmak için bir zabıt kâtipliği görevini satın aldı. Kalan boş zaman­larında ilk Yergilerini (İlk kitap İ.Ö. 35’te yayımlandı) ve on yedi Epodon’u (bunları İambos olarak adlandırır) yazdı. Henüz genç ve deneysiz olan Horatius, Eski Yunan yazarlarının yapıtlarına öykünmekle yetindi. Ama, ilk şiirlerinin bazıları da belli incelikler taşıyordu (sözgelimi,kır yaşamına övgü olan şiir). Özellikle yurt sevgisini, iç savaşlara karşı duy­duğu nefreti işleyen bazı şiirleriyse daha sert tavırlı şiirlerdir. Bu ilk yapıtlar ona küçük bir ün ve Vergilius’un dostluğunu kazandırdı. Vergilius onu Maecenas’la tanıştırdı. Maecenas.Horatius’la ilgilendi ve çok geçmeden de onunla yakın dostluk kurdu. Horatius bir süre sonra ikinci bir Yergiler kitabı yayımladı (İ.Ö. 30). Bu yapıtta temaların çeşitliliği, ozanın gelecekteki gerçek şiirlerinin habercisiydi. İçlerinden bazıları bize dönemin edebiyat sorunlarım iletir ve bunlarda Horatius, rakiplerinin olumsuz eleştirilerine karşı kendini korumaya çalışmaktadır. Genelde tamamıyla ahlaksal nitelikler taşı­yan bu şiirlerde Horatius, çağdaşları­nın kusur ve sapkınlıklarını eleştirir, gülünçleştirir; çeşitli davranış biçim­leri öğütler ve özellikle her türlü aşırı­lıktan kaçınılması gerektiğini söyler. Öte yandan, bu şiirler bize, ozanın yaşamındaki bellibaşlı dönemler konusunda (çocukluğu, Maecenas’ la olan ilişkileri, köy yaşamından duyduğu mutluluk, vb.) da bilgi verir.

Horatius Bilge Bir Epikurosçu

Horatius, daha sonraki yıllarda Od’iarının ilk üçünü yazdı ve yayımladı (İ.Ö. 23). Dördüncüsüyse İ.Ö. 13’te çıktı. Bunlar, ozanın, ölümsüzlüğüne olan inancını belirttiği bir bölümle son bulur. Odlarda aşk, doğa, dost­luk gibi lirizmin alışılmış konuları işlenmiştir. Hepsinde epikurosçu fel­sefenin ortak noktaları (zamanın yitip gitmesi, içinde yaşanan anın tadının çıkarılması) vardır. Bu tutum Carpe diem (gününü gün et) deyişiyle özetlenebilir.

İHoratius öbür Odiar’ında ulusal ve fclinsel konuları ele alır ya da Augusjtus zaferlerini över. Carmen saecula- fre’de (Yüzyılın Şarkısı) Aeneas’ın koruyucu tanrıları olan Apollon ve Diana’dan Roma’yı gözetmeyi sür­dürmelerini ister.

Maecenas, Horatius’a bir köy evi ve Sabina’da küçük bir arazi armağan etmişti. Çoğu zaman, özellikle de yaş­lılığında, güçsüzlük belini bükmeye başladığında, Horatius, burada yaşa­dı ve İ.Ö. 30’dan ölümüne kadar yayımlanacak olan manzum Mektup­larını (Epistola) yazdı. Augustus’a tanıştırıldığında, kendisine özel sek­reter olması önerildiyse de, ozan, bağımsızlığını koruyamayacağı, kuş­kusuyla bu öneriyi geri çevirdi. Ölünce, Augustus, onu Esquilinus Mons’un doruğuna gömdürttü, ya­nında kendisinden birkaç ay önce ölmüş olan Maecenas yatmak­taydı.

Zevki övmesi ve yaşanan zamanın tadının çıkarılmasını önermesiyle epikurosçular arasında yer alan Horatius, bu yaşamda en büyük yeri erdeme ayırmıştır. Büyük bir sanatçı ve düşüncelerinin zenginliği, biçim güzelliği, ritimde sağladığı çeşitli­likle ilk lirik Latin ozanı olan Hora­tius yergi türüne yenilik getirmiş ve ayrıca manzum mektup türünü ya­ratmıştır.

Mektuplar

Horatius dostlarına, genel düşünce­lerden söz etmek, birkaç bilge öğüdü vermek, yalın ve köşesine çekilerek sürdürülen bir yaşamın çekiciliğini anlatmak ya da edebiyat sorunları tartışmak için manzum mektuplar yazmıştır. Sözgelimi, II. Kitap’ta, “Augustus’a” adını taşıyan I. Mek- tup’ta modern yazarları eski yazar­lara karşı savunur. Genç Pisonlara yazdığı III. Mektup’ta şiir yazma sanatı üstüne düşüncelerini açıklar; bu nedenle III. Mektup, Ars poetica (Şiir Sanatı) adıyla da anılır. Hora­tius bu mektupta destan, trajedi, komedi gibi büyük türlerden söz eder ve genç ozana uygulaması gereken ahlak kurallarıyla ilgili bilgi verir.

Hadi Paylaş!Share on FacebookTweet about this on TwitterShare on Google+Share on RedditPin on Pinterest

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.