Tarih Öncesi Dönem, Tarih öncesi insanın ve sanayilerin varlığı jeoloji, paleontoloji, etnoloji ve antropoloji bilginlerinin keşif ve araştırmalarıyla bugün kesin olarak doğrulanmıştır. Beşeri bilimlerle doğa bilimlerinin kesişme noktasında genç bir bilim dalı olan tarihöncesi, insanın en uzak atalarına ilişkin bilgilere her gün yeni bir halka ekliyor. Bu bilim dalı, özellikle dinin koyduğu yasaklara ve tabulara rağmen, yavaş yavaş kendini kabul ettirmiştir. Nitekim Ortaçağ’da, insanın ve doğadaki diğer canlıların yaratılışının kutsal kitaplarda anlatılanlardan farklı olabileceği düşünülemezdi bile.
Ancak XVIII. yy’da insan düşüncesi bu konuda da aydınlanmaya başladı: Linneaus ve Buffon insanı, dünya üzerindeki canlı varlıklar hiyerarşisinin doruğuna yerleştirdiler; artık insan tanrısal bir yaratık değil, sadece en gelişmiş memeliydi. XIX. yy’da Darwin, maymunda insanın en yakın atasını buldu. Bu tarihten itibaren insanın bütün canlılarla aynı evrim çizgisinden geçtiği düşüncesi egemen olmaya başladı. Böylece, maymun ile insan arasında yer alan kayıp halkanın, yani olsa olsa düşünen bir maymun olan ön insanın izini bulmak üzere ilk kazılara girişildi.
Günümüzde tarih öncesi araştırmacılarının hizmetine sunulan yepyeni teknikler, tarih öncesi insanların gündelik yaşantısını, çeşitli etkinliklerini, hatta toplumsal ilişkilerini aydınlatabilecek kadar gelişmiştir. Tarih öncesi bilimi, bu yönüyle, gerçek anlamda bir tarih öncesi etnolojisi olma yolundadır.
Son Yorumlar