İnsan Haklarına Komisyonuna Bireysel Başvuru Kimler Ne zaman Nasıl Başvurabilir? Sözleşmenin, uluslararası hukuka getirdiği önemli bir yenilik, kuşkusuz, bireye, sözleşme ile güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerini çiğneyen devleti Komisyona şikayet edebilme hakkını tanımasıdır. Sözleşmeye göre, bireyin bu hakkı kullanabilmesi için, ilgili devletin, Komisyona bireysel başvuruları inceleme yetkisini tanıması gerekir.
Bilindiği gibi, insan haklarının güvence altına alınması, özde, bireyin devlete karşı korunmasıdır. Bunun, etkin bir biçimde, uluslararası düzeyde sağlanması isteniyorsa, insan hakları açısından kişinin devlete karşı korunmasını, yine devletten istememek gerekir. Bu nedenle, devlete karşı kişisel başvuru yolunun benimsenmesi, başka bir deyişle, uluslararası yargısal bir kuruluşa devleti şikayet edebilme yolunun açılması, uluslararası kuruluşun aldığı kararın da bir yaptırıma bağlanması gerekir.
Komisyon Yetkisinin Tanınması
Hak ve özgürlüğü çiğnenen bireyin, Komisyona başvurabilmesi için, ilgili Sözleşmeci devletin, bu konuda Komisyonun yetkisini tanıması gerekir. Sözleşmenin 25. maddesine göre, bu tanıma, sözleşmeci devletin Konsey Genel Sekreterine yapacağı bir bildirimle olur. Genel Sekreter de, bildirimin bir örneğini diğer sözleşmeci devletlere gönderir ve yayımlar.
Türkiye, bireysel başvuru açısından Komisyon yetkisini ilk kez 28 Ocak 1987 de, alışılmışın dışında bazı çekinceler koyarak tanımıştır. Hemen belirtelim ki, Komisyon kendisine yapılan bireysel başvuruları karara bağlarken, Komisyonun yetkisine getirilen kısıtlamaların geçerli olup olmadığını karara bağlamaktadır. Komisyonun genel eğilimi, zaman yönünden getirilen kısıtlamanın dışında kalanları geçerli saymamaktır. Türkiye, koyduğu çekincelerin çoğunu kaldırmıştır.
Komisyona Kimler Başvurabilir?
Komisyona başvurabilme hakkı, sözleşme ile, kişilere, hükumet dışı kuruluşlara ve insan topluluklarına tanınmıştır.
Komisyon, kendisine yapılan başvuruları, başvuranlar açısından değerlendirirken, ilgili ulusal hukuk ile kendisini bağlı saymamakta, sorunu sözleşme açısından değerlendirmektedir. Komisyon, dernek, siyasal parti, sendika, vakıf, ortaklık, ya da benzeri kuruluşlarca yapılan başvuruları kabul etmektedir. Bunların, ulusal hukuka göre, tüzelkişiliklerinin bulunup bulunmadığı üzerinde durulmadığı gibi, Komisyona başvuran kişide, iç hukukta aranan yetenek koşulu da aranmamaktadır. Bir küçüğün, bir akıl hastasının, sadece yasal temsilcileri değil, kendileri de Komisyona başvurabilirler.
Bireysel başvuru hakkı, yalnız vatandaşlara değil, tüm yabancılara da tanınmıştır. Uyruksuz kişiler de, Komisyona başvurabilirler. Sözleşmeye göre, her sözleşmeci devlet, kendi yetki alanında bulunan «herkese». Sözleşme ile güvence altına alınmış olan hak ve özgürlükleri tanımakla yükümlüdür.
Komisyona herkes başvuramaz. Kişinin Komisyona başvurabilmesi için, Sözleşme ile güvence altına alınmış olan hak ve özgürlüklerin çiğnenmesi, kendisinin «mağdur» bir duruma düşmüş olması gerekir. Komisyona, dernek, sendika, ortaklık ve vakıf gibi kişi veya mal toplulukları, ancak kendilerini doğrudan ilgilendiren konularda başvurabilirler. Bunların, üyelerinin çıkarlarını korumak için, Komisyona başvurma yetkileri yoktur. Sözleşmenin deyimi ile başvuranın «mağdur» olması, «zarar» görmesi, Sözleşme ile güvence altına alınmış olan hakkının «çiğnenmesi» gerekir.
Sözleşme ve eklerinde yer almayan haklar için Komisyona başvurulamaz. Komisyon, ulusal mahkemelerin üstünde, onların kararlarını bozan ve onların yerine karar alan bir kuruluş değildir. Komisyona yapılacak başvurularda bu nokta önemle gözönünde tutulmalıdır.
Komisyona Ne Zaman Başvurabilir?
Komisyona başvurabilmek için, iç hukuk yolları tüketilmiş olmalıdır. Hakkı veya özgürlüğü çiğnenen kişi, Komisyona başvurmadan önce, iç hukukun öngördüğü yönetsel ve yargısal başvuru yollarını tüketmiş ve durumunu düzelten bir sonuç alamamış olması gerekir. İlgili, iç hukuk yollarına başvururken, hiç değilse öz olarak, yakınılan tutum ve davranışın, Sözleşmeye aykırı olduğunu da ileri sürmelidir.
Kısaca belirtmek gerekirse, hiç kimse, tüm etkili ulusal başvuru yollarını denemeden Komisyona başvuramayacaktır. Temel hak ve özgürlüğün çiğnenmesi bir dava konusu olmuş ise, davanın temyiz aşamasından da geçerek sonuçlanması, Komisyona başvurabilmek için gereklidir.
İç hukuk yolları tüketildikten, başka bir deyişle son karar alındıktan sonra, altı ay içinde Komisyona yazılı olarak başvurulmalıdır. Bu, hak düşürücü bir süredir. Böyle bir süre konması, geçmiş kararların sürekli olarak tartışma konusu yapılmasını önleme kaygısından kaynaklanır.
İç hukuk yollarının tüketilmesi ile altı ay kuralı arasında yakın bir bağlantı vardır. Altı aylık süre, iç hukuk yollarının tüketilmesi çerçevesinde verilen «son» karardan itibaren işlemeye başlar.
Kime Karşı Başvurulabilir?
Bir devlete karşı, bireysel başvuru yolu ile Komisyona yakınabilmek için, o devletin hem Sözleşmeyi onaylamış, hem de bireysel başvuru açısından, Komisyonun yetkisini tanımış olması gerekir. Buna karşılık devlet başvurularında, Sözleşmenin yakınılan devlet tarafından onaylanmış olması yeterli dir.
Her iki durumda da, ister bireysel başvuruda, ister devlet başvurusunda olsun, yakınılan devletin, yakınma konusu olan ve çiğnendiği ileri sürülen haktan sorumlu olması gerekir. Bir devlete karşı ancak, kamu kuruluşlarının tutum ve davranışlarından dolayı Komisyona başvurulabilir. Komisyon, özel kişilere veya kuruluşlara karşı yapılan başvurulara bakmaz. Kısaca belirtmek gerekirse, başvurular ancak sorumlu devlete karşı yapılır, kişilere karşı Komisyona başvurulamaz.
İnsan Haklarına Komisyonuna Nasıl Başvurulabilir?
Sözleşme ile güvence altına alınmış olan hakların çiğnenmesi durumunda, ilgili kişi, aşağıdaki bilgileri içiren bir mektup ile Komisyona başvurabilir:
a) Yakınılan olayın kısa bir özeti;
b) Sözleşme ve eklerince güvence altına alman hak ve özgürlüklerden, hangilerinin çiğnendiği;
c) İç hukuk yollarını tüketmek için hangi makamlara başvurulduğu ve alınan kararların kısa özeti ve tarihi, varsa kararların birer örneği.
Komisyon Sekreteri, bu mektup üzerine, bir ön inceleme yaparak, gerekli görülen durumlarda, başvurucudan ek bilgi ve belge ister; başvurunun kabul edilebilirliği konusunda açık bir engel varsa, bunu da ilgiliye bildirir.
Komisyon Sekreteri ile başvurucu arasındaki yazışmadan, yakınmanın Komisyona yapılmış bir başvuru olarak kaydının yapılması gerektiği anlaşılırsa ve başvurucu da bunu istiyorsa, Komisyon Sekreteri, başvurunun resmen yapılmasını sağlamak üzere, ilgiliye basılı bir başvuru kâğıdı gönderir. Bu başvuru kâğıdı doldurulup Komisyon sekreterliğine gönderildiksen sonra, başvurunun resmen kaydı yapılır ve Komisyona sunulur Komisyona başvuru tarihi olarak, Komisyona gönderilen ilk mektubun tarihi esas alınır.
Komisyona başvuruda bulunmak için, Komisyonun bulunduğu Strasbourg kentine kadar gitmeye gerek yoktur; başvurular posta ile yapılır. Komisyonun yazışma dili İngilizce ve Fransızcadır. Komisyona yapılacak ilk başvuru mektubunu İngilizce veya Fransızca yazma olanağı yoksa, Avrupa Konseyine dahil devletlerden birinin dili ile, Türkçe dahil olmak üzere, yazılabilir. Bu durum, Komisyon sekreterliğinin hoşgörüsünden kaynaklanmaktadır. Buna karşılık, basılı başvuru kâğıdının imkân varsa, İngilizce veya fransızca olarak doldurulmalıdır. Komisyona yapılacak başvurular, her hangi bir masrafı gerektirmediği gibi, avukatla temsil de zorunlu değildir. Gereken durumlarda, adli yardımdan da yararlanma olanağı vardır. Komisyona başvurmak için adli yardım isteminde bulunulamaz. Ancak Komisyona başvuruda bulunulduktan sonra, adli yardım isteminde bulunulabilir.
Son Yorumlar