Batı uygarlığı çerçevesinden çıkılıp, Mercek insanoğlunun değişik düşünce ve eylem biçimleriyle kendini belirlediği bölgelere göz atıldığında, her şeyin değiştiği görülür. İnançların temel kaynakları ve doğurdukları değişik heykel türleri artık birbirinin aynı olmaktan çıkar.
Hindistan’da, heykel sanatı, çok erken tarihlerde, Batı kültürüne özgü biçimlere yakın örnekler sundu. Büyük İskender’in fetihleri sırasında (İ.Ö. 325) bu topraklara getirilen Yunan kültürü etkileri, Hint sanatına yansıyarak Yunan Buddha üslubunun doğmasına ve İ.Ö. I. yy. ile İ.S. VI. yy. arasında gelişmesine neden oldu; bu üslup Buddha figürünü ilk olarak insan görünümü altında canlandırması bakımından önemlidir.
Hint heykelciliği bütün tarihi boyunca çeşitli üsluplar ve okulların (Mathura, Amaravati okulları, Gupta sanatı, Gupta sonrası sanat, vb.) ardından, Batı kültürüyle olan biçimsel bir akrabalığın izlerini korumuştur.
Son Yorumlar