Bizans imparatoru (Üsküp, Yugoslavya, 482-İstanbul, 565).
Basit bir çiftçinin oğlu olan İustinianos, kendisinden sonra yerine geçmesini isteyen amcası İustinos I tarafından evlat edinildi. 527’den 565’e kadar Doğu Roma imparatoru olan İustinianos I, sorumlulukları paylaşma örneği göstererek, karısı Theodora’yı siyasal işlere ortak etti, kadınlar üstünde büyük bir etkinlik uygulayan Kilise, bu olayı kendisi için yararlı buldu. Böylece imparator din ve iç işlerinin yönetimini karısına bırakarak, savunma ve fetih sorunlarına yöneldi. Hıristiyanlık henüz iyi tammlanmamıştı ve birçok kuramsal tartışmaya yol açıyordu; din sapkınlığıyla doğru yol arasında iktidar düzeyinde bir seçim yapılması gerekiyordu.
Eski Roma İmparatorluğu’nun tümünü yeniden fethetmeye girişen İustinianos’un siyasal tasarısı “bir Devlet, bir Kilise, bir Yasa” biçiminde özetlenebilir (bu merkezci tutum, biçimlenmeye başlayan feodal Avrupa’da yetkinin bölünmesine tümüyle karşıydı).
İmparatorun güçlü bir devlet kurma çabaları, İstanbul halkının yönetimsel ve toplumsal bölünmelerinden oluşan demosların alışılmış gücüyle karşılaştı. Demos’lar İstanbul halkını belli ölçüde yönlendiriyor, siyasal ve iktisadi bir baskı uyguluyorlardı. İustinianos’un, ayrıcalıklarını kısıtlamasından hoşnut olmayanlar, kenti ateş ve kana bulayan bir ayaklanma hareketinde birleştiler. Ayasofya ve birkaç kamu binası ateşe verildi; tehlikeye düşen imparator, danışmanlarıyla kaçmayı düşündü. Ama bu arada imparatoriçe, imparatorluk muhafız birliğini harekete geçirmeyi başardı ve başkaldırı (Nika ayaklanması) kanlı biçimde bastırıldı, 30.000 kişi öldü (532). Bastırma hareketi yeni bir siyasal durumun ortaya çıkmasına yol açtı ve bunun sonucunda halk mahkemeleri uzun bir süre için yansızlaştırıldı.
İustinianos merkezileşmiş olan bu iç güce bir de Kilise’nin ideolojik dayanağını gerektiren geniş bir dış fetihler programı ekledi. İmparatorluk Belisarios gibi fatihler sayesinde yaklaşık on-yirmi yıllık bir süre içinde topraklarını iki katına çıkardı, ama imparatorluğun savunmasını gerçekleştirmek için yalnız askeri güç yeterli değildi. İstanbul, bütün Akdeniz çevresinde, imparatorluk birliğinin sağlanması görevini dine, güvenliğinin sağlanmasını da iktisadi güce bırakıyordu. İustinianos, aşırı ölçüde harcamalara dayanan bir siyaset güderek, yakın çevresinde bulunan düşmanlarını caydırdı ve hasımlarını birbirine düşürdü.
Sonunda imparatorluğa özgü bir yurttaşlık yasası saptamayı kararlaştırdı, yasaların yazılması görevini de bir hukukçular kuruluna verdi. Ozamana kadar yürürlükte bulunan Roma hukuku yeniden düzenlendi ve saptandı.
Son Yorumlar