Esir, Fizikçilerin, ışığın yayılmasını açıklamak için XVII. ve XIX. yy’larda ortaya attıkları varsayımsal akışkancisim. Ö dönemde Fransız Fresnel, Huyg- hens’in varsayımını ele alarak ışığın bir titreşim (ya da dalga) olayı olduğunu ve dalga biçiminde yayıldığını kanıtlamış, böylece fizikçiler, Newton’un ışık taneciklerinin yayımıyla ilgili varsayımını bir yana bırakmışlardır. Ama Newton’un taneciklerinin bir destek görevi yapmasına karşılık, Fresnel’in dalgaları ancak kesiksiz bir ortamda yayılabilirdi. Işığın boşlukta yayılması, fizikçilerin, bütün uzayın kesiksiz bir ortamla, yani “esîr”le dolu olduğunu varsaymalarına neden oldu. Gökcisimlerinin hareketini engelleyemediğine göre, esirin sonsuz ölçüde akışkan olması gerekirdi; ama, enine ışık titreşimleri iletmesi (Fresnel’in çağdaşları bunun mekanik olduğunu düşünüyorlardı) nedeniyle, tam anlamıyla esnek, yani çelikten sonsuz ölçüde daha sert olması da zorunluydu; böylece, çelişkili bir i anlayış| ortaya Çıkıyordu. Maxwell’in ışığın elektro magnetik niteliğini kanıtlaması, esirin çelişkili mekanik özelliklerinin XIX. yy’da bir yana bırakılmasına ve elektriksel nitelik taşıdığının benimsenmesine yol açtı. Esirin rolü fizikçilerin kuramlarında azaldı ve uzayın mutlak koordinatlarına bağlı yalm bir karşılaştırma (referans) cismine dönüştü. Ne var ki, rolü bu ölçüde küçülse de. esir, tedirgin edici bir kavram niteliğini korumaktaydı. Esîr gibi, mutlak eksenlere göre hareketsiz bir ortam varsa, Yer gibi hareketli bir gökcisminin yayınladığı ışığın görünen yayılma hızının her yönde eşit olmaması gerekirdi. Işığın yayılma hızı (300 000 km/sn), Yer’in yörüngesel hızından (10 km/sn) çok büyük olduğundan, hızdaki böyle bir değişme, ancak çok duyarlı deneylerle ortaya konabilirdi. Fizikçi Michel- son bu hız değişikliğini ortaya koyacak bir düzenek tasarladıysa da, umutları boşa çıktı: Beklenenin tersine, ışık boşlukta ve her yönde aynı hızla yayılıyordu. Bazı bilginler bu başarısızlığı esirin sürüklenmesiyle açıklamaya çalıştılar; ama sonunda, böyle bir ortamın varlığı varsayımından vazgeçtiler. Einstein, bağıllık kuramını ortaya attı ve esirin bağlanacağı ayrıcalıklı eksenler sisteminin (mutlak eksenler) bulunmadığını kanıtladı. Bağıllık kuramının ışığın yayılması konusunda ortaya çıkardığı güçlükler, dalga kuramı ile yayınım kuramı arasında gerçekleştirilen bireşimle çözüldü.
Son Yorumlar