Alman tanrıbilimcisi ve reformcusu Luther (Eisleben, Thüringen, 1483-Eisleben, 1546).
Sonradan maden ocağı işleten bir köylünün çocuğu olan Martin Luther, Mansfeld’de, Magdeburg ve Eisenach katedral okullarında öğrenim gördükten sonra Erfurt Üniversitesi’nde okudu ve felsefe öğretmeni oldu. Tutulduğu şiddetli bir fırtınadan kurtulursa keşiş olacağı konusunda andiçtiği sırada hukuk okumaya başlamak üzereydi. 1505’te Erfurt’taki Augustinus- çular Manastırı’na girdi. Çalışkan bir keşişti ve Incil’i, Aziz Augustinus’u, XV. yy. Alman gizemcilerini inceliyordu. 1511’de VVittenberg’e gönderildi ve orada tanrıbilim doktoru oldu. Manastır ve kilise vaizliği, üniversite profesörlüğü ve kendi manastırının başkan yardımcılığı görevlerini yürütmeye başladı. O çağda verdiği vaazlarda Tanrı sözünü “dinsiz yapıtlar”a yararlı olacak biçimde tahrif edenlerin iç yüzünü açığa vurdu. Luther, Tann’nm merhametini kavradıkça bu konuyla gittikçe daha fazla uğraştı. Bu kavrayış, Wittenberg Manastırı kulesinde dinsel düşüncelere daldığı sırada daha da belirginleşti. Luther’e göre insanın ruhsal kurtuluşunu, yapılan işler ve özellikle paraya bağlı “iyi işler” değil, ancak inanç sağlayabilirdi. Bundan ötürü 31 Ekim 1517’de VVittenberg’de yayımlanan 95 Sav’da, Kilise’nin “günah bağışlama “sının yanlış olduğu ve bu uygulamanın dindarları, kurtuluş konusunda yanılttığı, Kilise adamlarının ihmalci davranmasına ve açgözlülüğüne yol açtığı ve kendi gerçek görevlerini bir yana bırakmaları sonucunu doğurduğu ileri sürülüyordu. Kilise adamlarının gerçek görevleri yalnızca, kurtuluş sözünü söylemeleriydi.
Roma Tarafından Mahkum Edilmesi
Luther bu savları yayımlamakla, birinci dönemi 1520’de sona eren bir serüvene girmişti artık. Bu tarihte, Papalık’ın ünlü Exsurge Domine buyrultusuyla mahkûm edildi ve 1521’de Worms Diyeti sırasında imparatorlukta gözaltına alınmasına karar verildi. Bu kargaşalı dönemde, 1518’den sonra, önce Heidelberg’de, daha sonra da Leipzig’de, Eck gibi tanrıbilimcilerle ve Roma’dan gelmiş kardinal Cajetanus gibi kimselerle görüşme olanağını buldu.
Luther, İncil’deki doğruları bulmak için ona geri dönmek gerektiğim ısrarla ileri sürüyordu. Ayrıca, kendisine karşı çıkanlardan, yanlış olarak ileri sürdükleri düşünceleri, İncil’e dayanarak kanıtlamalarını istiyordu. Ama onlar, Luther’den, düşüncelerinin incelenmesinden önce Papalık otoritesine boyun eğmesini istiyorlardı. Buradaki çözülmez çelişki, Luther’in, Papalık’ın keyfi davrandığı konusundaki inancım daha da pekiştiriyordu. “Büyük reform yazıları” denen parçaları da Luther, bu dönemde yazmıştı.
Aşalanmanın Eleştirilmesi
Luther, Haziran 1520’de, Kilise’nin nasıl olması gerektiği konusundaki görüşlerini açıkladı. Ona göre, gerçek Kilise, manevi Hıristiyanlıktı ve bunun da temeli, zorunluk taşımayan ve yanılgılara düşebilen insansal bir kuruluş olan görünür Kilise değil, İncil’di. Luther, temmuz ayında da, Hıristiyanlık reformuna ilişkin An den Cristlichen Adel DeutscherNa tion’u (Alman Ulusunun Hıristiyan Soylularına) yayımladı ve Papalık’ın sivil iktidar üstünde etkili olma iddiasını eleştirdi, Kutsal Yazıları ancak papanın yorumlayabileceği iddiasını reddetti ve vaftiz edilmiş her Hıristiyanın dini doğru olarak yorumlayabileceğini ileri sürdü. Böylece Luther, Kilise aşamalanmasını (hiyerarşi) reddetmiş oluyordu. Von der Babylonischen Gefangenschaft der Kirche (Kilise’nin Babil Tutsaklığı Üstüne) ekimde yayımlandı. Luther bu yazıda, Kilise aşamalan- masmın, egemenliği için kullanmak üzere, dinsel eylemleri kendine mal etmiş olduğunu ileri sürüyordu. Bu dinsel eylemler, vaftiz ve şaraplı ekmek kullanılarak yapılan kutsama ayiniydi. Luther aynı yıl kasım ayı içinde küçük bir kitap olan Von der Freiheit eines Christenmenschen’i (Bir Hıristiyanın Özgürlüğü Üstüne) yayımladı.
Karşılaştığı Çeşitli Güçlükler
Gözaltında yaşamak zorunda bırakıldığı Wartburg’da Luther, İncil’i çevirmeye koyuldu. 1525’te eski bir rahibe olan ve kendisine beş çocuk veren Katharina von Bora ile evlendi. Daha sonra, kızının on altı yaşında ölmesi, Luther üstünde büyük etki yaptı. Bu sırada, yoksulluk içinde yaşadığı evine gelen ziyaretçilerin hepsini kabul ediyordu. Gözaltına alınmasından sonra karşılaştığı çeşitli güçlüklere karşın Saksonya seçicisinden yardım gören Luther, Almanya’da ve Avrupa’nın geri kalan bölümünde geniş bir kitleyi etkiliyordu. Bu başarı, harekete katüanların sayısının artmasma neden oldu. Ama Luther bunlara kuşkuyla bakıyordu. Bundan ötürü, 1524-1525 yıllarında, Orta Almanya’nın yakılıp yıkılmasına yol açan kanlı köylü savaşlarının “coşkulu” yöneticilerinden biri olan Münzer’e şiddetle karşı çıktı.
1521-1522 yıllarında, Zürih’te Zwingli, Basel’de Oecolampade ve Strasburg’da Martin Bucer, Reform’a ön ayak oldular. Bu yakınlık içinde görüş ayrılıkları da vardı. Böylece Luther, hem kuramsal görüşlerini savunmak hem de bu görüşleri kabul eden topluluğu örgütlemek zorundaydı. Kari V’in (Şarlken) siyasal zorlamalarına karşın, çeşitli gruplarla ve özellikle Papalık’la yakınlaşma girişimleri başarılı sonuç vermedi.
16 Şubat 1546’da ölmesinden hemen önce Luther, öğrencisi Philipp Melanchthon’un çalışmalarına karşın, artık “Protestan” diye adlandırılanlar arasında boy gösteren anlaşmazlık yüzünden üzüntülere kapılmıştı. Dostlarına şöyle diyordu: “Ben yaşadıkça, tehlike pek korkunç olmayacak. Ama öldüğüm zaman dua edin, çünkü büyük bir sıkıntı başgösterecek… Papacılardan korkmuyorum, ama benden sonra, tarikata bağlı kişiler İncil’e kötülük edecekler. Çünkü onlar, bizden gelmelerine karşın bizden değildirler…”
Lutherciler
Günümüzde, Luther’in önceden söyledikleri doğru çıkmış olmakla birlikte, bütün Protestanlar onu. Reform’un babası olarak kabul ederler. Ama bazıları, doğrudan doğruya ona dayandıklarını söylerler. Bunlar, Luthercilerdir ve 75 milyona ulaşan bu topluluğun 38 milyonu iki Almanya’da yaşamaktadır. Luthercilerin dünyada dağılımı, Lutherciliğin yayılmasının çeşitli evrelerinin sonucudur. “Göçmen Kiliseleri” A.B.D’ne ve Kanada’ ya (9 milyon), Latin Amerika’ya (1 milyon), Avustralya’ya ve Güney Afrika’ ya (1 milyon) yerleşmiştir. Luthercilerin gecikmiş misyonerlik çalışmaları sırasındaysa, Endonezya’da, Madagaskar’da, Tanzanya’da “Genç Kiliseler” kurulmuştur. Bunların çoğu (54 milyon), Kiliseler Evrensel Kurulu (Dünya Kiliseler Birliği) üyesi olan Lutherci Dünya Federasyonu içinde toplanmıştır. 1947’de kurulan Federasyon, özerk Kiliselerin güçlükleri çözümledikleri bir kuruluştur.
Luthercilerin Birliği
Luthercilerin öğretisel birliği, 1580’de düzenlenen Konkordienbuch’a dayanır. Bu kitap, Luther’in Kleiner und Grosser Katechismus (Küçük ve Büyük Kateşizm; 1529), Augsburgische Konfetion (Augsburg İnanç Bildirisi, 1530), Smalkalde Maddeleri (1537) ve Corcordia Formula’yı (Birlik Formülü, 1580) kapsar. Luther’in öğretisinin temeli, ancak güvenli inancın ve Tanrı’ nın sonsuz iyiliğinin, inanan kişiyi kurtaracağı görüşüne dayanır. Ama Luther’in manevi deneyimlerine dayanan Lutherci dindarlıkta, kişisel bir boyut da vardır ve bu boyut çoğunlukla koyu bir bireyciliğe ve dünya karşısında kayıtsız kalmaya yol açmıştır. Alman Luthercüiğinin sanatsal ve kültürel verimliliğiyse kanıtlanması gerekmeyecek kadar apaçıktır. Siyasal düzeyde, Lutherci Kiliseler, devletle olan bağıntılarında, genellikle uyuşmacı bir tutum benimserler. Ama sözgelimi nazizm deneyimi ve Bonhoeffer’in karşı koyması, bu geleneksel bağıntıları, Martin Luther’in tam bir tanığı olmaya çalıştığı İncil’e daha fazla bağlanmaya yol açacak biçimde değişikliğe de uğratmıştır
Son Yorumlar