XX. Yüzyıl Fransa Edebiyatı, XX. yüzyılda Fransız edebiyatı, kendi dilini tartışmaya koyuldu, çeşitli yapıtlarda daha gerçekçi bir dile doğru yöneliş başladı. Proust’un A la recherche du terups perdu’sünde (Geçmiş Zaman Peşinde), Celine’in Voyage au bout de la nuit’sinde (Gecenin Sonuna Yolculuk), Raymond Roussel’in Locus Solus’ünde, Andre Breton’un Nadja’sında anlatılan şeyler, kendini ve insanı tartışan dilin kendisinden başka birşeydeğildi. Fransız edebiyatı Charles Peguy, Paul Claudel, Roger Martin du Gard’ın bazı yapıtlarına karşın, artık doğrudan doğruya türler halinde değil, estetik düşünceler (Gide’in Kalpazanlar’ı [Les Faux-Monnay- eursj), bilinçaltının derinliklerini araştıran anlatılar (jouve’un Les Aventures de Catherine Crachat’sı [Catherine Crachat’nın Serüvenleri]) biçiminde ortaya çıkma’ktaydı. Öte yandan, yabancı edebiyatların etkisi, Husserl ve Freud’un araştırmaları, Faulkner, joyce ve Kafka’nın romanları,Fransız töre romanının temellerini sarsmıştı. Geleneksel nitelikteki yapıtların (Saint-Exupery’nin İnsanların Dünyası [Terre des hommes]; Aragon’un bütün romanları; Malraux’nun İnsanlık Dürümu [La Condition humanie]; Camus’nün Vebası [La Peşte]) başarısına karşın, türlerdeki bu parçalanma hızlandı ve Sartre’ın Bulantı (La Nausee), Georges Bataille’ın l’Experience interieure (İç Deneyim) gibi yapıtlarının, aynı zamanda, roman, anlatı, deneme ve günce türlerinde yapıtlar olduğu görüldü. Georges Bataille, Maurice Blanchot, Henri Michaux, Blaise Cendrars, Michel Leiris, julien Gracq gibi yazarlar yapıtlarında dilsel yeteneğe büyüleyici bir güç kazandırdılar. Öte yandan,dadacılıktan, gerçek-üstücülükten, kübizmden etkilenen temel yapıtlar, klasik sayılmaya başlandı: Apollinaire, Reverdy, Artaud, Daumal, Char, Saint-John Perse, vb.
XVI. yy’ın en önemli Fransız yazarları arasında yer aldılar. 1960 yıllarında “yeni roman” akımına bağlı Alain Robbe-Grillet, Michel Butor, Claude Simon, vb. yazarlar en önemli yapıtlarını yayımlamışlardı. 1960-1970 yılları arası, bir yaratım döneminden çok bir eleştirel düşünme dönemi oldu. Bu tarihler arasında Sartre Situations (Durumlar) adlı yapıtının son ciltlerini yayımlarken, Robbe-Grillet de 1962 yılında “yeni roman okulu” diye adlandırılan yazarların gerçek yaklaşımlarını ortaya koyan Yeni Homan (Pour un nouveau roman)adlı kitabını yayımladı.
Kimi açılardan geleneksel Fransız romanına tepki olarak doğan ve “nesnel roman” anlayışını getirdiğini ileri süren yeni romancılar, bazı eleştirmenler tarafından öznelliğe yönelik bir tutum içinde görülüyorlardı.
1960 yıllarından sonra, Philippe Sollers’in (Nombres [Sayılar], 1968; Logiçue [Mantık], 1968) yönettiği Tel Quel dergisi çevresinde toplanan yazarlar, daha fazla nesnelliği amaçladılar. “Yeni-romancılar” anlatı biçimlerini yenilemek isterlerken, Tel Quel topluluğu yazarları da şiir sanatından ve kuramından kalkarak bir edebiyat bilimi geliştirmeye çalıştılar.
Bu arada Deniş Roche ve Maurice Roche, yapıtlarıyla dikkati çektiler. Fransız edebiyatının son yıllarda özellikle roman alanındaki etkin yazarları arasında Georges Perec, Marguerite Yourcenar ve Emile Ajar takma adıyla yazdığı sonradan anlaşılan Romain Gary, vb’nin’yer aldığı görüldü.
Tiyatroysa koreografi, şan, ya da happcning alanlarındaki yeni araş-tırmalardan yararlandı ve sahnedeki dilsel anlatım yerini bedensel anlatıma bıraktı.
Fransız edebiyatında, gene 1960 yıllarından sonra, eleştirinin ağırlık kazandığı görüldü. Özellikle, üniversite öğretim üyelerinin öncülüğünde ve çağdaş insanbilim yöntemlerinin doğrultusunda gelişen eleştiri yaklaşımları giderek yeni eleştiri akımlarının, metin çözümleme yöntemlerinin, üslup incelemelerinin, kısacası bilimsel temellere dayalı çözümleme yöntemlerinin doğmasına yol açtı. Böylece Fransız edebiyatının özellikle son yirmi yılı içinde, edebiyat ürünlerinin yaratılmasından çok, edebiyat ürünlerine ve dil olayına eleştirel bir yaklaşım biçimi gelişti. Bu alanda çalışmalar yapan yazarlar arasında da Roland Barthes, Algirdas julien Greimas, julia Kristeva, Tzvetan Todorov, vb. yer aldı.
Son Yorumlar