Türkiye Cumhuriyetinin laik niteliğini gösteren uygulamalara hangi örnekleri verebilirsiniz? Laikliğin en genel tanımı devlet işlerine dini hükümlerin uygulanmamasıdır. Modern medeni kanunun kabulünü örnek gösterebileceğimiz gibi, Atatürk dönemindeki bazı laiklik uygulamaları şu şekildedir.
Atatürk döneminde Laiklik simgesel, kurumsal, işlevsel ve yasal olmak üzere temelde dört alandaki düzenlemeler ile kendini göstermiştir. Başta alfabe değişikliği olmak üzere, öz Türkçe’nin kullanımı, Osmanlı dönemini hatırlatan rütbelerin kullanımdan kaldırılması, soyadı uygulaması, şapka ve kılık kıyafet ile ilgili düzenlemeler, hafta tatili ve benzeri bazı uygulamalar simgesel alandaki laik uygulamalarını teşkil ederken, Hilafetin kaldırılması, Tekke ve Zaviyelerin kapatılması, Şer’iye ve Evkaf Vekaletinin kaldırılması türünden uygulamalar da daha çok kurumsal alandaki Laik düzenlemeleri oluşturmuştur.
Atatürk döneminde Laiklik süreciyle ilgili ilk adımlar, Hilafet’in ve Şer’iye ve Evkaf Vekaletinin kaldırılması ve eğitimde birliği sağlayan Tevhid-i Tedrisat Kanununun kabulüyle atılmıştır. Ardından 1926’da İsviçre’den iktibas edilen Türk Medeni Kanununun ve aynı ülkeden ithal edilen Borçlar Kanununun birlikte kabulüyle hukukta birliğin temini ve hukuk düzeninin Laikleştirilmesi yolunda önemli düzenlemeler yapıldı. Bunların yanında halk islamını temsil eden ve bu yönüyle müslüman kitleler üzerinde yerleşik resmi İslamdan daha büyük bir etki yaratan derviş tarikatları, tekkeler ve türbeler de kapatılarak dini nitelikli tüm kurumların, yeni rejimin devlet denetiminde bir din anlayışının güçlenmesi sağlanmıştır.
Son Yorumlar